Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Türkiye'nin ülkesi ve milletiyle geri kalmışlığının sorumlusu kimler?..

Türkiye, 14 Mayıs 1950’de yapılan ilk demokratik seçimlerle hem çok partili düzene geçti...

Hem de iktidar ilk kez...

Birden fazla partinin katıldığı bir seçim sonucu el değiştirdi...

27 yıllık CHP iktidarı gitti...

DP iktidar oldu...





2021 yılındayız...

Demokrasimiz üç kez askeri müdahalelerle kesintiye uğramış olmasına rağmen, 71 yaşında...



Bu 71 yılın 9 yılında ülkeyi; askeri hükümetler yönetti...

6 yılında da koalisyonlarla CHP...



Demokrasi sürecinde CHP bir kere bile tek başına iktidar olamadı...

Her iktidar oluşunda...

Koalisyon ortağı olarak yanında sağcı muhafazakâr partiler vardı...



71 yıllık demokrasi döneminin 56 yılında Türkiye’de:

Sağcı – muhafazakâr (Son 20 yılı) İslamcı siyasi partiler iktidar oldu...



Keza...

CHP’li başbakanların yönetiminde geçen 6 yılın altısında da:

Hükümet ortakları yine sağcı – muhafazakâr – İslamcı partilerdi...



Demek istemem o ki:

Türkiye’nin halen az gelişmiş ülkeler kulvarından tam olarak çıkamamış olmasının sebebi CHP değil...

Sağcı – muhafazakâr – İslamcı partilerdir...



Bu yazıyı neden mi yazdım?..

O halde lütfen, “ABDÜLKADİR SELVİ’YE TEŞEKKÜRLER...” başlığı altında yayımlanan yazımı da okuyun...

ABDÜLKADİR SELVİ’YE TEŞEKKÜRLER...


Abdülkadir Selvi dünkü Hürriyet’te yayımlanan yazılarından birinde şöyle diyordu:

“Menderes de Demirel de Özal da bu ‘CeHaPe’ zihniyetinden şikayet etmişlerdi. Bugün de Erdoğan şikayet ediyor. Asıl önemli olan AK Parti’nin ne yapacağı...”.





Bu cümlenin en can alıcı bölümü şu iki kelime:

Şikayet etmişlerdi”...



Oysa canlarım...

DP ve devamı niteliğindeki bu sağcı, muhafazakâr – İslamcı siyasi partiler:

İlerici, modern, Atatürk çizgisinde siyaset yapan CHP’den şikayet etmek yerine...

Uyarılarını (Onlara göre şikayetlerini) ciddiye alıp uygulasaydılar...



Hem askeri darbeler olmayacaktı...

Hem de...

Bu kadar; “Eğitimsiz, cahil, geriye dönük, sorgulamayan, itiraz etmeyen, kolay inanan” yurttaşlardan oluşan yoksul bir ülke olarak kalmayacaktık...



Bu yazıları yazmama vesile olduğu için Selvi’ye teşekkürler...

KELLE – PAÇA ÇORBASI GÜNLERİ GEÇTİ...


Ne güzeldi o kapalı kaldığımız günler...

Biz, 65 yaş üstü ne güzel dinleniyorduk...

Hatta...

Sokağa çıkamadığımız için maske bile satın almıyorduk...

Hiç masrafımız yoktu yani...



Cumhurbaşkanı ille de “temastan kaçının” derken...

Diyet Teyze ise:

“Kelle - paça çorbası için, Kovid virüsünden korunun...” diye tavsiye ediyordu...



Kelle paça çorbası içince...

Bırakın birbirinizle temas etmeyi...

Kazara sokağa çıksanız...

Sarımsak kokusundan hiç kimse yakınınızdan bile geçemiyordu...



Yani...

Kelle – paça çorbası, maskeden daha etkili olduğu için koruyordu...

YANLIŞ OLAN SİYASİ PARTİLER DEĞİL...


Prof. Erol Katırcıoğlu, HDP milletvekili...

Saygın bir akademisyen aynı zamanda...

[caption id="attachment_272031" align="alignnone" width="600"] Prof. Erol Katırcıoğlu[/caption]



Bir medya kuruluşuna verdiği söyleşinin bir yerinde şöyle diyor:

“Erdoğan’ın birlikte olduğu derin devlet anlaşılan bıçak sırtı bir dengede. İzmir’de HDP’ye saldırarak AK Parti’ye bir mesaj verdiler. ‘Sakın ABD yanlısı demokratik bir yola doğru evrilme, burada ‘dur’ denmiş oldu. Ayağını denk al’ mesajı verdiler.”.



Ve...

İzmir’de HDP binasında Deniz Poyraz’ın katledilmesini derin devlete (Ki bence Türkiye’de derin devlet değil, “çeteleşmiş devlet bürokrasisi” var) yükledikten sonra...

“HDP, AKP ile yeni bir barış sürecine katılabilir mi?” mealinde bir soruya ise şu cevabı veriyor: “(Erdoğan) Çözüm konusunda bir adım atmayı düşünürse tabii ki konuşuruz. Ben bunun doğru olacağını düşünüyorum.”.



Peki HDP bu açıklama için ne dedi?..

Elbette aceleyle ve yalap çalap itiraz etti...



Diyorum ya:

Yanlış olan siyasi partiler değil...

Yanlış olan...

Siyasi partilerdeki tepe yöneticiler...

ŞU ÇILGIN MÜSLÜMANLAR...


Kendisini ahlak bekçisi zanneden bir kişi...

Dışarda şort giyen genç kızı:

Ahlaksız...

Kızın babasını ise:

“Gavat/Kadın satıcısıilan etti.



Kendisinin ise pek ahlaklı(!) biri olarak:

Ailesinin rızkını kumarhanelerde harcadığı anlaşıldı...



Ah şu çılgın Müslümanlar...

VAHŞİ BİR TAKSİM ANLAYIŞI...


Kamu bankalarının hiç reklam vermediği (Bir saniye bile) televizyonlar hangileri biliyor musunuz?..

Bilmiyorsanız hatırlatayım...



-FOX TV,

-Halk TV,

-Tele-1,

-KRT,

Ve...

-TV5.



Bu taksimi yapan seçilmiş padişahlara...

Onların Şah-ı Şairinin (Necip Fazıl) şiirlerinden biriyle sesleneyim:



“Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul;

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;

Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!