Korkusuz

Tünelin ucu karanlık

Tünelin ucu karanlık
Arnavutluk maçını izleyince “Nereden
nereye geldik” diyesi geliyor insanın.
Eskiden milli maçlar raiting rekorlarını alt
üst ederdi, şimdi maç olduğunu bile insanlar
bilmiyor. Çünkü takıma güven yok. Futbolcu
üretemiyoruz. Elimizdekileri kullanamıyoruz.
Kaynakları kurutuyoruz. Sistemimiz yok.
Kimse de çıkıp bu duruma ‘dur’ diyemiyor.
Yıldırım Demirören başkanlığındaki TFF,
Fatih Terim’e sınırsız yetkiler verdi. Terim,
geldi gitti ama “Türkiye Futbol Direktörlüğü”
sıfatının neleri kapsadığı anlaşılamadı. Alt lig
maçları bile izlendi. Yeni Hakan Ünsal’lar,
Vedat İnceefe’ler kazanacağını düşünmüştük
milli takımın ama kimse gelmedi.
Terim gitti, Lucescu geldi. Yıllardır üç
büyük takımın her krizde kapısını çaldığı
Rumen hoca, milli takımda “Oyuncu yok”
diye bas bas bağırıyor. Ama son haftaların
en formda oyuncularından biri Deniz Türüç,
Romanya ve Arnavutluk maçlarında yedek
oturuyor. Emre Akbaba 30 dakika şans bulabiliyor.
Hakkında onca spekülasyon yapılan
Erol Alkan’ı sahada göremedik.
Defansımız evlere şenlik. Karabük’te
oynayan Grazov, hazırlık maçında bize 2
gol atabiliyor. Polonya Ligi’nde 12 maçta 2
gol atabilen Sadiku, bize karşı 2 kez ağları
sarsabiliyor.
Çekirdek 11’imizin olduğundan bile söz
edemiyoruz. Sağ bekte, sol bekte kimin
oynadığı, oynayacağı belli değil.
Arnavutluk maçının Türkiye’nin en kötü
zemini olan statlarından birinde oynatılması
zaten başlı başına bir skandal.
Yani nereden tutarsak elimizde kalıyor.
Tünelin ucu karanlık. Almanya, Fransa,
İspanya gibi takımları izleyince aramızdaki
makasın nasıl açıldığını görebiliyoruz. Maalesef
de sadece izlemekle yetiniyoruz.