Korkusuz
Ümit Zileli

TÜGVA’dan masallar!

Okuyunca kahkahalarla güldüm...

AKP’li Cumhurbaşkanı’nın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu Türkiye Gençlik Vakfı TÜGVA, şu gülümsemenin unutulduğu günlerde “ilaç gibi” geldi vallahi!

Dün yazmıştım; Büyükada İskelesinin üst katındaki lebiderya kafeteryayı 2018 yılında AKP’li Büyükşehir Belediyesi’nden “özel hukuka tabi” bir sözleşmeyle 2 bin TL’ye kiralamıştı. Adalarda, hele Büyükada’da tabir yerindeyse bir köpek kulübesi bile bulamayacağınız kira bedeliyle 602 metrekare yeri 10 yıllığına kiralamışlardı! Üstelik amaçlarını da şu şekilde açıklamıştı değerli TÜGVA yöneticileri:

-Gençlere şuur kazandırmak!

Ancak bu “şuurlu amaç” bir süre sonra tarihe karıştı, kafeterya üçüncü şahıslara devredildi ve bu “şuur yuvasında” düğün ve kına geceleri yapılmaya başlandı, iyi mi!

CHP’nin kazandığı İBB, protokole aykırı bu durumu da tespit etti ve mahkeme sürecinden sonra çıkan tahliye kararını gerçekleştirmek üzere belediye zabıtalarını Büyükada’ya gönderdi... Ancak karşısında mahkeme kararını hiçe sayan bir kaymakam ve emrindeki polisleri buldu!

-Tahliye yerine bi güzel darp edildiler!

“Kınayı biz yakmadık!”


Gelelim işin en gülünçlü kısmına...

İBB Sözcüsü Murat Ongun’un paylaştığı kına fotoğrafları üzerine TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu sosyal medya hesabında aynen şu açıklamayı yaptı, aynen aktarıyorum:

-Üçüncü şahıslara kiraladığınız diye paylaştığınız fotoğraflar 2016 yılına ait, TÜGVA o alanı 2018’de kiraladı. Danışmanlarınıza bir sorsaydınız!

Çok akıllıca bir savunma değil mi? Değil maalesef! Ongun’un paylaştığı fotoğraflarda kına organizasyonuna katılan bazı kişilerin maske taktığı görülüyordu. Dolayısıyla fotoğrafın salgının başladığı 2020 yılından sonra çekildiği anlaşılıyordu!

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, bu komik açıklamaya şöyle bir karşı açıklamayla yanıt verdi:

-Hakikaten hem çok sevimli hem de çok öngörülüler. Öylesine bir öngörü ki 2020 yılında pandemi olacağını öngörüp 2016 yılında maske kullanmaya başlatacak kadar!

TÜGVA bunun üzerine yaptığı ikinci açıklamada, yine 2016 iddiasını sürdürüp bu kez ikinci “kına gecesi” ile ilgili kargaları güldürecek şu şahane iddiayı dillendirdi:

-İkinci organizasyon hakkında ise nasıl ve ne zaman gerçekleştiğine dair hiçbir bilgimiz olmadığı gibi ilgimiz de yoktur. Bunlar habersizce kapı kilidimizi değiştirip eşyalarımızı gasp eden kumpasçıların düzenlediği oyundur!

Bu açıklamalardan sonra artık “kınayı yakıp yakmadıklarının” bile bir anlamı kaldı mı bilemiyorum!..

Kaymakam Bey’in sicili!


Beni en çok şaşırtan ise Kaymakam Bey’in siciliyle ilgili iddialar oldu...

Gazeteci Metin Cihan’ın İleri Haber sitesinde ortaya koyduğu iddialar yenilir yutulur cinsten değildi...

2017 yılında Mardin’e kayyum olarak atanan Mustafa Ayhan’ın, belediye bütçesinin üç katı yolsuzluk yaptığını anlatan gazeteci Cihan, bu duruma bakanlığın dahi sessiz kalamadığını ve 2018 yılında Ayhan’ı görevden aldığını anlattı!

Daha önce de AKP’den milletvekili aday adayı olan bu şahsı “pisliğe batmış bir bürokrat var karşımızda” şeklinde tanıtan Cihan, Mardin’de yapılan yolsuzluğu da şu şekilde anlatıyor:

-36 ihale yolsuzluğu, 539 milyon TL ihale komisyonu, 2 milyon TL ağırlama masrafı, 582 bin TL takı masrafı, 235 bin TL kuruyemiş masrafı, 1 milyar TL borç!

Peki, Mardin’deki görevine son verilen Mustafa Ayhan, hakkındaki soruşturma sürerken nereye tayin ediliyor?

-Bir çok ilin valiliğinden bile önde gelen, “A üstü sınıf” olarak bilinen İstanbul Adalar Kaymakamlığına!

Gazeteci Cihan bunun nedenini de şöyle açıklıyor:

-TÜGVA’nın tahliyesinde yaşananlardan sonra bunu anlamış olmalıyız!

Bir tahmin de ben yapayım bari:

-Anlatılanlardan, sırtının epey kalın olduğu sonucu çıkıyor zannımca!