Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Trump’ın tahammülsüzlüğünün yarattığı facia bana Muharrem İnce’yi hatırlattı

2018 cumhurbaşkanlığı seçimleri gecesi CHP adayı Muharrem İnce, sonuçlar belli olduktan sonra ortalıkta görünmediği için eleştirilmişti...

Ben de eleştirenlerden biriydim...

Ancak...



Benim eleştirim diğerlerinden farklıydı...

CHP’li fanatik seçmenler İnce’ye seçimlerden önce verdiği sözü hatırlatıyorlardı...

Neydi o söz?..

“Bilmem şu kadar avukatla YSK önüne gideceğim ve sonuçlara itiraz edeceğim...”.



Bu açıklama üzerine henüz 8-9 bin kişi tarafından takip edilen YouTube kanalımda (Bugün artık 240 bin kişilik harika bir dijital aile oluşturduk) şöyle dedim:

“Demek ki İnce seçimi kaybedeceğinden emin...

Ancak...

Sorumluluk almak yerine...

Kazanana iftira atacak, ‘oylarımı çaldılar’ diyecek...”.

[caption id="attachment_225289" align="alignnone" width="1200"] Muharrem İnce.[/caption]



İnce’yi ya da CHP’yi çok sevdikleri değil...

Erdoğan’dan nefret ettikleri için İnce’ye oy vereceğini açıklayan kimi takipçilerim bana çok kırıldılar...

Daha da öte...

Çok öfkelenenler oldu...

Tam da seçim öncesi İnce’ye büyük kötülük etmiştim onlara göre...



Öfkelenenlere cevap olarak değil...

Demokrasi anlayışımın gereği savunma gibi bir video çektim...

MUHARREM İNCE GEÇ DE OLSA DOĞRUSUNU YAPMIŞTI...

Muharrem İnce’yi...

“Sayın Erdoğan’ı kutlarım, seçimin kazananı odur” demediği için eleştiriyordum...

İnce’nin YSK önüne kalabalık bir grupla gitmeyişini ise doğru bulduğumu söylüyordum...



Erdoğan’ı seçim sonuçları belli olur olmaz tebrik etmeyişini eleştiriyordum çünkü...

Demokrasi başarı kadar başarısızlığı da aynı olgunlukla karşılayanların rejimi idi...

Demokrasi...

Kaybedenin kazananı tebrik ettiği...

Kazananın ise kaybedeni onore ettiği rejimin adıydı...



Ertesi gün Muharrem İnce’nin tüm basının karşısına çıkıp söylemesi gereken “adam kazandı” çok kısa cümlesini...

FOX’tan İsmail Küçükkaya’nın telefonuna mesaj olarak gönderdiğini öğrendim kamuoyuyla birlikte...



İnce’nin “YSK’yı basma” sözünü ve “adam kazandı” deyişini bahane edip saldırıya geçenleri ise eleştirdim...

Çünkü...

Muharrem İnce geç de olsa doğrusunu yapmıştı...



Yanlış olan...

İsmail’e attığı mesajı, tüm medyaya söylememiş olmasıydı...

KEŞKE TRUMP DA MUHARREM İNCE GİBİ “ADAM KAZANDI” DİYEBİLSEYDİ

Bugün sanırım herkes, İnce’nin o gece YSK’nın önüne gidip hır çıkarmamasının ne kadar doğru olduğunu kabul etmiştir...



İnce de o gece beş – altı bin avukat ve partililerle YSK’nın önüne gidip:

“Oylarımızı çaldılar” deseydi...

Çok kötü şeyler olabilirdi...

Hatta...

Amerikan Kongresi’ni basan çapulcuların eylemi...

O gece Türkiye’de çıkacak olayların yanında piknik eğlencesi gibi kalırdı...



Amerika’da olup bitenlerle ilgili yazılacak çok şey var...

Var ama...

Bugün öncelikle...

İnce’nin hakkını teslim etmeyi tercih ettim...

İSTİKRARLI BİR ŞEKİLDE KÜÇÜLECEK VE FAKİRLEŞECEĞİZ...

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda para politikasına yapısal boyutta atılan adımlarla destek vereceklerini belirterek, “2021 yılı, makroekonomik istikrara odaklanan bir reform yılı olacaktır” dedi.



Sayın Bakan keşke istikrarın tarifini de yapsa...

Mesela...

Bir bebek doğduğu kilosu ve boyuyla hayatını sürdürse...

Ve...

50 yaşına geldiğinde aynı boy ve kilosunu korusa...

Bu bir istikrar mıdır?..

Yoksa hastalık mıdır?..



Dünyanın en büyük ekonomisi ABD’de 50 yıl önce bir otomobil 1000 dolardı...

Ama bugün en ucuz otomobil 10 bin dolar...

Bu fiyatlar ABD’nin istikrarsız bir ülke olduğunu mu gösterir?



Sayın Bakan istikrarın “dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme” olduğunu söylemek istiyorsa anlarım...

Ama...

Açıkladıkları (Merkez bankası Başkanı ile) ekonomi politikada “büyüme” yok...

“Kalkınma” yok...

“Hukuk reformu” yok...

“Yargı bağımsızlığı” yok...

“Kuvvetler Ayrılığı İlkesine dönüş” yok...

[caption id="attachment_225306" align="alignnone" width="1200"] Lütfi Elvan.[/caption]



Sayın Bakan belli ki:

İstikrarlı bir şekilde:

Küçüleceğiz...

Hukuku bir süre daha rafta tutacağız...

Yargı siyasi iradeden emir almaya devam edecek...

Bütün kanun ve genelgeler ve uygulamalar tek adamın talebi doğrultusunda olacak” diyorsa...

Bu istikrar değil felakettir...