Trump’ı nasıl bilirdiniz!..
Makamınızın, işinizin gücünüzün adı ne olursa olsun; nasıl geldiğiniz kadar nasıl gittiğiniz de çok önemlidir gerçeğini...
Hatta çoğu zaman nasıl geldiğiniz değil hep nasıl gittiğiniz hafızalarda ve hatta arşivlerde kalır...
Donald Trump... Eminim, nasıl geldiği pek hatırlanmayacak... Ancak görevde iken biriktirdiği nefret ve son anda ayrılırken üzerine diktiği tüy asla unutulmayacaktır...
★★★
Mahalleye bakkal dükkanı açıp sonrada bir sebepten dolayı kapıya kilit vurduğunuzda bile önemlidir nasıl geldiğiniz kadar nasıl gittiğiniz...
Aradan yıllar geçer, eğer iyi, dürüst bir esnafsanız, mahalleli köşe başındaki dükkanı kapattıktan sonra, “İyi adamdı... Kazık atmazdı... Gönül rahatlığı içinde alış veriş ederdik... Bir yere gidecek olduğumuzda evin anahtarını bile ona bırakırdık... Bir daha gelsin mahallemize yine gider ondan alış veriş ederiz” der...
Bir şirkete genel müdür olduğunuzda, işin sonunda emekliye ayrılma vakti geldiğinde, kurumun tüm çalışanları kapının önüne yığılıp sizi alkışlarla gözyaşları içinde uğurluyorsa ve aradan yıllar geçtikten sonra hâlâ telefonla aranıp “Genel müdürüm nasılsınız?.. Sağlık sıhhatiniz yerinde mi?..“ diye hal hatır ediliyorsa işte hayatın o zaman bir anlamı vardır...
★★★
En baştan ifade edeyim; kimse satırlarımızı eğip bükmeye, oraya buraya çekiştirme yeltenmesin!.. Mesleğimiz icabı, siyaset dünyası ile çok iç içe olduğumuz için oradan devam edeceğim;
Kaç kişi hatırlar Melih Gökçek’in siyasete nasıl girdiğini?.. Veya kaç kişi hatırlayabilecek?.. Ancak, Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı iken siyasetten nasıl gittiği kolay kolay unutulmayacaktır. “Parsel parsel satışları” ile birlikte!..
Damat Berat Albayrak’a nasıl jübile yaptırıldığı hafızalardan arşivlerden silinebilecek mi?.. Muhteremin en kudretli dönemlerde “Bak burası çok önemli” diye sürekli açıkladığı “yeni reformlar” mı hatırlanacak, yoksa bir gece ansızın sosyal medya hesabından yaptığı veya yaptırılan istifa açıklaması ile birlikte uzun süre ortadan toz oluşu mu?.. Devir teslim törenine bile gelemeyişi mi!..
Bir zamanların ünlü ve de güçlü bakanları Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar, Muammer Güler ve Egemen Bağış’ın makamlarına nasıl geldikleri mi yoksa nasıl ve ne yüzden bıraktıkları mı hatırlanacak?...
Hafızalarınızı iyice bir yoklayın... “Türkiye’ye nihayet kadın Başbakan geldi” diye zil takıp oynadığımız Tansu Çiller’in gidişatı ile birlikte aklımızda neler kaldı?.. Tansu Çiller’i mi yoksa daha çok Özer Çiller’i mi hatırlıyorsunuz?..
Plağı tersine çevirelim;
Bir Osman Bölükbaşı geldi geçti Türk siyasetinden...
Bir Gün Sazak geldi geçti Türk siyasetinden...
Bir Erdal İnönü geldi geçti Türk siyasetinden...
Bir İhsan Sabri Çağlayangil geldi geçti Türk siyasetinden...
Bir Turan Güneş geldi geçti Türk siyasetinden...
Bir Kamer Genç geldi geçti Türk siyasetinden...
Bir Hüsamettin Cindoruk geldi geçti Türk siyasetinden... (Yaşıyor. Tanrı, sağlıklı uzun ömür versin)
Adlarının her anıldığı yerde, tarafları ne olursa olsun herkesin yüzüne gülümseme gelir ve sadece iyi hatıralar konuşulur...
★★★
Dünyadaki örneklere bakalım;
Hitler...
Mussolini...
Çavuşesku...
Jivkov...
Saddam...
Kaddafi...
Hafızlarınızda nasıl izleri var?..
Plağı yine tersine çevirelim;
Mahatma Gandi...
Muhammed Ali Cinnah...
Onlara saygı duymamak mümkün mü?..
Vee... Mustafa Kemal ATATÜRK... Tüm dünyanın saygıyla önünde eğildiği büyük lider... Kıyamet gününe kadar adı, hep nasıl geldiği ve nasıl gittiği hiç unutulmayacak, üzerine asla zerre kadar toz kondurulamayacak büyük lider... Dünya döndükçe, Mustafa Kemal ATATÜRK denilince istinasız her yüze aydınlık saçacak adam gibi adam...
Kıssadan hisse;
Nasıl geldiğiniz kadar nasıl gittiğinizde çok önemlidir... Hem de çook!..
★★★
Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.
