Korkusuz
Ümit Zileli

Ticari sır aslında rögar kapağı mıdır?!.

Sedat Peker, deprem etkisi yaratan 9’uncu videosunda “Pambıkoğlu” ismini yakıştırdığı Demirören Ailesi’nin, Hürriyet, Kanal D başta olmak üzere Aydın Doğan’dan satın aldığı dev medya kuruluşları için Ziraat Bankası’ndan aldığı 300 milyon dolar ve 1 milyar 118 milyon lira kredinin bir kuruşunu dahi ödemediğini iddia etmişti!

Halbuki Ziraat Bankası Genel Müdürü sıfatlı zat, “şak” diye verilen bu kredi ile ilgili olarak o zaman, şöyle demişti:

-Demirören Holdinge vermeyeceğiz de kime vereceğiz? Saygın, varlıklı bir aile!

Günümüze döndüğümüzde ise, 3 yıldır en ufak bir bir ödeme yapılmadığı iddialarına karşı, ne Demirören Ailesi’nden ne de Ziraat Bankası’ndan en ufak bir ses geldi! Gerekçe ne peki?

-Ticari sır!..

“Böyle ticari sır olur mu?” diye isyan ettiğinizi görür gibiyim! Gerçekten de 750 milyon dolar gibi devasa bir krediyi, üstelik kendi alanın olmadığı halde bir “talimatla” şak diye vereceksin, sonra da “Nerede kardeşim bu para?” denilince de “Olmaaz ticari sır” diyeceksin, biz de çok saf olduğumuz için afiyetle yiyeceğiz, öyle mi!

Yalnızca TBMM Genel Kurulu’nda konuyla ilgili ısrarlı sorulara yanıt veren AKP’li Bülent Turan, kamu bankalarının tüm kredileri teminat alarak yaptığını, bankanın “kıyak geçmesinin” mümkün olmadığını belirtip “her günün faizi ödenecektir” dedi

-İşte zurnanın zırt dediği yer de tam burasıydı!..

Kemerburgaz oyunu!..


Evet, Demirören, bu devasa kredi karşılığında tabii ki “teminat” gösterdi...

Cumhuriyet Gazetesi’nin manşetinden verdiği, Hazal Ocak’ın imzasıyla yayımlanan habere göre, Demirören’in Kemer Country’deki arazilerini önce ipotek ettirmiş, sonra da Ziraaat Bankası’na kakalayıvermiş, pardon devretmişti!.. Peki niye önce ipotek sonra devir diye soracaksınızdır? Hemen aydınlatayım:

-Çünkü, her ne hikmetse, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı o arazileri durduk yerde yapılaşmaya açıvermiş, arazilerin değeri anında zirve yapmış o arada da Ziraat’e devir işlemleri tamamlanıvermişti,
iyi mi!


Başka bir anlatımla devreden açısından “ballı börek” olmuştu! Peki, devralan açısından ne olmuştu dersiniz? İşte zurna burada ikinci kez “zırt” etmişti!

-Bölge sakinlerinin açtığı davalar sonucu yapılaşmaya açılan arazinin imar planları mahkeme tarafından iptal edilmişti!

Bakanlığın bazı yeni düzenlemeler yapıp tekrar askıya çıkardığı imar planı da mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararıyla engellenmiş, bakanlığın itirazları da reddedilmişti.

O zaman ne olmuştu peki? Arazilerin değeri bir anda çakılmış, halkın parası da kuş olup uçmuştu!..

-Ziraat bankası da eli böğründe kala kalmış, sorular karşısında ise “ticari sır” safsatasıyla sus pus olmuştu!..

Hırsızlık düzeni!


Yukarıdaki ara başlığı sevgili kardeşim Tuncay Mollaveisoğlu’ndan ödünç aldım!

Tuncay, Cumhuriyet’teki dünkü yazısında, 2007 yılında Merter’de annesiyle yürüyen beş yaşındaki Dilara’nın kapakla örtülmesi gereken rögarın kartonla kapatılmış ağzına basarak çukura düştüğünü, lağım sularına kapıldığını ve minicik cesedinin 3 kilometre uzaktaki çıkışında bulunduğunu anlattı...

Yürek yakan bu korkunç olayın peşine düşen Tuncay, AKP yandaşı MVM şirketinin ihaleyi aldığını, tek kazma vurmadan bir başka şirkete çok daha ucuza devrettiğini, düşük fiyata işi devreden şirketin de işi ucuza getirmek için güvenlik önlemlerine boş verdiğini ve facianın “geliyorum” diyerek geldiğini ortaya çıkarmıştı!

Kısacası “taşeronluk işi” AKP döneminin ihalelerinde yıldız model konumundaydı ve yıllarca böyle sürüp gitti ve AKP’li bazı siyasetçilerin yakınlarını da “süper zenginler” listesine taşıdı!. Tuncay, yıllar sonra Sedat Peker’in itiraf ve iddialarını anımsatıp şöyle diyordu:

-Kokuşmuş rögarın kapağını açtı!..

İşte o rögarın içinden şimdilerde “saygın, varlıklı” diye övgülerle büyük kredilere büyük bir kolaylıkla konan isimler çıkıyor!.. 10 milyon çiftçinin hayatını kurtaracak, böylece tarımı yükseltecek büyüklükte devasa paralar, süper zenginlere adeta “fındık, fıstık” parası olarak servis ediliyor. Sorduğunuzda “ticari sır” deniyor... O halde ben de soruyorum:

-Ticari sır aslında rögar kapağı mıdır?!..