Korkusuz

Tezkere, hangi yabancı güç için çıktı?..

Tezkere, hangi yabancı güç için çıktı?..
Irak ve Suriye’ye asker göndermeyi içeren tezkerenin süresi, CHP ve HDP’nin “hayır” oylarına karşı AKP, MHP ve İYİ Parti’nin “evet” oyları ile 2 yıl daha uzatıldı.  Meclis Genel Kurulu’nda tezkere görüşmeleri sırasında hararetli tartışmalar yaşandı. Torba haline getirilen tezkerenin içine son anda sokuşturulduğu belli olan “Yabancı Silahlı Kuvvetlerin Türkiye’de Bulunması” maddesi izaha muhtaç olduğu kadar oldukça tehlikeli.

Meclis’teki hararetli tartışmaları izlerken aklıma 1 Mart 2003 Irak tezkeresi geldi. Başbakan baş danışmanı olarak görev yaptığım o günlerde çok kirli pazarlıklara şahit olmuştum. Ve bir kez daha altını kırmızı kalemle çizerek söylüyorum; 1 Mart tezkeresinin reddedilişinin perde arkasında olup bitenleri, tüm gerçekleri maalesef Türkiye kamuoyu bilmiyor. Herkes kendine oradan bir kahramanlık payı çıkardı ve hâlâ onun ekmeğini yemeye devam ediyorlar!.. Bugünlerde bazı doğruları kıyısından da olsa dile getirmeye başlayan o dönemin TBMM Başkanı ve o kritik oturumu yöneten Bülent Arınç belki bir gün çıkar gerçekleri kamuoyuna anlatır. Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu’ndan ümidim yok çünkü... O dönem İngiltere Başbakanı olan ve Abdullah Gül ile sıkı görüşen Tony Blair’in anıları yazılıp da Türkiye kamuoyu oradan gerçekleri öğrenirse bu içimde alev alev yanan acıları daha da büyütür!..

(Bana sakın ha, ‘sen neden yazmıyorsun’ diye sormayın. Geçen, Erdoğan-Soros gizli buluşmasını yazarken ilkelerimi belirtmiştim.)

★★★

Tezkere geçti geçti de sonuçlarının neler olacağını kestiremiyoruz. Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım’a sordum. Yalım, “Tezkere incelendiğinde, Irak ve Suriye’ye asker gönderilmesinin hukuki gerekçelerinde herhangi bir sorun olmadığı görülmektedir. Ancak, Irak tezkeresinin Suriye tezkeresi ile birlikte çuval tezkereye dönüştürülmesi ve tezkere ile ‘Yabancı Silahlı Kuvvetlerin Türkiye’de Bulunması’ için Cumhurbaşkanı’na yetki verilmesi son derece vahim ve tehlikelidir“ dedi. Ümit Yalım, Irak’taki askeri varlığımızın gerekçesini şöyle izah etti;

“Türk askeri, 1926 ve 1946 Anlaşmaları ile Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin 51. Maddesi gereği, 1990’lı yıllardan bugüne kadar Kuzey Irak’ta konuşlu olarak görev yapıyor. İhtiyaç duyulduğunda Türk birliklerine yakın hava desteği veriliyor ve Türk savaş uçakları ABD ile koordine edilerek Irak hava sahasını kullanıyor. Kuzey Irak’ta konuşlu birliklerimiz, Kandil Dağı ve sınırımıza yakın bölgelerde bulunan PKK terör örgütünün Türkiye’ye yönelik saldırılarına karşı önemli ölçüde koruma sağlıyor. Türk askerinin Irak’ta bulunması hayati öneme haiz olup Türkiye’nin güvenliği için harekât ihtiyacıdır. Türk Askeri’nin Irak’taki mevcudiyeti devam ettirilmelidir.”

Suriye’de ne yapmalı?.. Ümit Yalım’ın görüşleri şöyle:

“Erdoğan ve AKP Hükümetleri, Suriye’de barışı desteklemek yerine muhalifleri ve savaşı destekledi. Suriye’ye yönelik olarak uygulanan yanlış politikalar nedeniyle milyonlarca Suriyeli Türkiye’ye geldi ve özellikle güney sınır bölgemizde nüfus yapısı değişti. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatını icra eden Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’de kontrol noktaları tesis etti. Mevcut durum itibarıyla, askerlerimizin güvenliği için Suriye’deki mevcudiyetimiz devam ettirilmeli ve birliklerimiz Suriye vatandaşlarının göçünü önleyecek şekilde Suriye içinde yeniden tertiplenmelidir.”

★★★

Tezkerede en çok tartışıma yaratan maddeye gelince... Ümit Yalım, çok önemli noktalara işaret etti:

“Tezkeredeki en sorunlu ifade, ‘Yabancı Silahlı Kuvvetlerin Türkiye’de Bulunması’ için Cumhurbaşkanı’na yetki verilmesidir. 1 Mart 2003 tarihli Irak tezkeresi aynı ifade nedeniyle reddedilmişti. Patriot v.b. hava savunma silah sistemlerinin teknisyeni olan yabancı askerler NATO Antlaşması kapsamında Türkiye’ye geliyor. 26 Ekim 2021 tarihli Tezkere ile, silah sistem teknisyeni yabancı askerlerin dışında Türkiye’ye binlerce yabancı askerin getirilmesinin önü açıldı.

Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Yabancı askerlerin potinlerinin Türkiye Cumhuriyeti devletinin topraklarını çiğnemesini istemiyoruz. Çıkarın bunu tezkereden. Taliban’ı mı getireceksin? Kim gelecek? Amerikalılar mı, Almanlar mı, Fransızlar mı? Kimi çağıracaksın sen?’ dedi.  Kılıçdaroğlu endişelerinde haklıdır. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprakları, 2004’ten bugüne kadar tam 17 yıldır Yunan askerlerinin postalları ile çiğneniyor. 2004-2016 Yılları arasında 16 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığı, 2016-2020 yılları arasında 4 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığı olmak üzere toplam 20 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı Yunanistan tarafından işgal edildi. Türk adalarında 14 Yunan askeri üssü açıldı ve üslere 6 bin işgalci Yunan askeri yerleştirildi.”



★★★

Yazının flaşı burasıydı bence... Ancak, yazı bütünlüğünün bozulmaması için sona sakladım. Ümit Yalım, çok önemli bir iddiada bulundu:

2009 yılının başında Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılan toplantıda Dışişleri Bakanlığı Diplomatı Basat Öztürk, ‘Adaların Hükümetin bilgisi dahilinde işgal edildiğini’ itiraf etmişti. Yani, Yunan askerleri, Erdoğan ve AKP Hükümetlerinin bilgisi dahilinde Türkiye’ye yerleştirildi. Tezkeredeki, ‘Yabancı Silahlı Kuvvetlerin Türkiye’de Bulunması ‘ ifadesinden kastedilen daha önce Türkiye’ye yerleştirilen 6 bin Yunan askeri mi? Tayyip Erdoğan ve Hulusi Akar, tezkereye konulan bu ifadeyle, Türkiye’ye yerleştirilen işgalci Yunan askerlerinin hukuki sorumluluğundan kurtulmaya mı çalışıyor?”

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.