Korkusuz
Ümit Zileli

Tecavüzün dans ettiği topraklar!..

Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi!..

Yıllarca, her fırsatta gazete köşelerinde, ekranlarda, konferanslarda dini kalkan yapıp hep aynı konuyu gündeme getirdiler:

-Kızlar!.. Küçücük, daha bebeğiyle oynayacak, ana kuzusu kızlar...

Yıllar önce Tuzla Belediye Başkanı sıfatlı muhterem, yeni evlenen çiftlere bir kitap armağan etmişti... Yazarı Uludağ Üniversitesi’nden profesör sıfatlı bir başka muhteremdi... Şöyle yazıyordu kitapta:

-Babası kızından 7 yaşından itibaren uzak durmalı, kucağına almamalıdır... Kız çocukların 9 yaşına geldiğinde evlendirilmesi caizdir...

Herif-i naşerif, bebek yaştaki kızın babasından koparılıp alınmasını öğütlerken kim bilir kaç yaşındaki herifin birine “peşkeş çekilmesini” caiz gösterebiliyordu!.. O zamanın ikliminde ortalık ayağa kalktı, bu iğrençlik halı altına süpürüldü tabii...

Zaman ilerledikçe yobazın cüreti de arttı doğal olarak; iktidarın teveccühüne mazhar, korunup kollanan bir vakıf yöneticisi kızlarda evlenme yaşını 6’ya indiren bir “fetva” bile verdi!..

Aynı dönemde küçücük kızlara ve tabii erkek çocuklara tecavüz, istismar vakalarında da akıl almaz bir patlama yaşanıyordu... Bakın, daha dün CHP İstanbul Milletvekili gazeteci Barış Yarkadaş, Meclis kürsüsünden AKP sıralarına seslenerek “TBMM’ye bu utancı  aşatmayın” dedikten sonra 2006 yılında çocuklara yönelik taciz vakalarının 2 bin 400 olduğunu söyledi ve yalnızca dokuz yıl sonra bu rakamın nereye ulaştığını açıkladı:

-16 bin 957!.. Bir diğer deyişle çocuklara taciz vakaları yüzde 700 artmıştı!..

Ama ne gam; tecavüz, taciz çığ gibi artarak sürdü... Art arda patlayan skandallar, Ensar Vakfı, imam hatip yurtları, Karaman, Kırıkkale, Adıyaman’da kız ve erkek çocuklara yönelik taciz haberleri sıradan vakalar haline gelmeye başladı!.. Peki, böylesine vahim bir tablo karşısında iktidar ne yaptı diye soracaksınız doğal olarak...

-Tecavüzü meşrulaştırmaya karar verdi!..

Tecavüzcüsüyle evlenecek küçük gelinler ülkesi!..


Hem de bir torba yasanın içine cingözce atılan bir önergeyle...

Aslına bakarsanız, bu ikinci denemeydi! Verilen önergenin altındaki imzaları çözemedim; o kadar kötü yazılmış, o denli kötü imzalanmıştı ki, adeta “aman ismim, imzam anlaşılmasın” türünden karalamalardı!..

Ancak verilen önerge gayet okunaklı, gayet açık ve anlaşılırdı; tecavüz suçlarında mağdur yani kadın ile fail yani tecavüzcünün evlenmesi durumunda ceza erteleniyordu... Bir diğer deyişle, tecavüzcü aklanıyor, kadın ise köleleşiyordu!.. Bakın önerge hukuk diliyle ne diyor:

-Cebir, tehdit, hile ve iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın, 16.11.2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. Maddesi’ndeki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir...

İşte bu kadar!.. Önergedeki cingözlük bu kadarla da kalmıyor, doğal olarak böyle bir tasarıya karşı oluşacak tepkinin dizginlenmesi gerek; o nedenle şöyle deniliyor:

-Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkında hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur...

Çünkü fail salaktı; tecavüzden yırtmış, itibarını kazanmışken bir aptallık yapıp yeniden cezaevine dönecekti!.. Daha bitmedi; önerge, taciz/tecavüz esnasında yardım edenleri de bir çırpıda kurtarıyordu:

-Suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazın ortadan kaldırılmasına karar verilir...

Aşiret düzenine dönüş!..


Biliyor musunuz, bu önerge yasalaşırsa kaç tacizci, tecavüzcü hapishanelerden salıverilecek?..

Adalet Bakanı Bozdağ açıkladı: Tam 4 bin kişi!.. Aynı muhterem, kadın ve çocukların mağduriyetinin giderilmesine yönelik bir yasa çıkardıklarını öne sürdü...

Gerçekten Pes! AKP Milletvekili adayı Vahdettin İnce ise aynen şöyle dedi:

-İslam’ın caiz diye nitelendirdiği bir şeyin pedofili diye nitelendirilmesi doğru değil!..

İşte bu yazının başından beri anlatmak istediğim de buydu; kızların evlenme yaşını dokuza, hatta altıya kadar çeken kafanın bundan böyle yapabileceklerini düşünmeniz için yazıldı bu yazı!..

Bundan sonra olacakları da şimdiden sıralayalım; özellikle küçük çevrelerde, büyük kentlerin varoşlarında ya da “zengin-fakir” ayrımının kesin çizgilerle belirginleştiği yerlerde, küçük yaştaki kızların hayatı cehenneme dönecek... Tecavüze uğrayan, hatta bırakın tecavüzü en hafifinde göz koyulan, taciz edilen kızlar, ağırlığı oranında “başlık parası” karşılığında el değiştirecek!.. Buna dayanamayan, karşı çıkan zavallılar ya intihara kalkışacak ya da zaten “namus uğruna” hal edilecek!..

Nasıl olsa aşiret düzenine iyice teslim olduk...

Devlet yönetimine talip tacizci!..


Evet aynen de öyle oldu!..

Bu yazı 2016 yılında yazıldıktan sonraki 4 yıl içinde giderek artan tecavüzler, tacizler zirveye bayrak dikti!..

Son olarak, devletin içinde örgütlenme, Fetullahçı çetenin yerini alma konusunda gayet açık konuşmalar yapan Uşşaki Tarikatı’nın lideri Fatih Nurullah, “dergah” olarak bilinen binada 12 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel taciz ve istismar suçuyla gözaltına alındı ve sonrasında da tutuklandı... Gözaltı sırasında, hem de jandarmanın yanında küçük kızın babası da tacizcinin müritleri tarafından tekme tokat dövüldü, iyi mi!

-2020 Türkiyesi’nde, ülkemiz bir Ortaçağ karanlığının karabasanında yok oluyor eyy millet, sonra haberimiz yoktu demeyin!..