Tayyip Erdoğan’ın karşı hamlesi...
[caption id="attachment_303050" align="alignnone" width="600"]
Abdülhamit Gül[/caption]BİLMESEK BİZ DE İNANACAĞIZ…
Gül’ün söyledikleri kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Gören duyan da AKP’nin Türkiye’yi ‘’sarsılmaz bir hukuk anlayışı ile yönettiği’’ni düşünür. Adalet Bakanı Gül’ü dinleyenler, Türkiye’nin yargı sistemine siyasetin hiç müdahale etmediğini, savcıların etki altında kalmadan soruşturma yürüttüğünü, hakimlerin ise sadece anayasaya ve vicdanlarına bakarak karar verdiğini sanar…
Bunun böyle olmadığını, Türkiye’nin yargı ve yönetim anlayışına Süleyman Soylu zihniyetinin hakim olduğunu herkes biliyor! Üstelik bu gizli saklı da değil! İşler açıktan yürüyor!
[caption id="attachment_303051" align="alignnone" width="600"]
Selahattin Demirtaş[/caption]“KARŞI HAMLE” SÖZÜNÜ UNUTTUK MU?
Size bu konuda yüzlerce örnek verebilirim! Ancak bunun için öyle sayfalar dolusu bilgiye, belgeye gerek yok. Sizi sadece birkaç yıl öncesine götüreceğim:
AİHM, 2018 yılında HDP eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasına ilişkin bir karar verdi. Herkes ‘’Demirtaş serbest kalacak’’ diye düşünürken, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan basına açıklama yaptı ve “Karar bizi bağlamaz, karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” dedi. Kısa bir süre sonra bu “hamle”nin ne olduğu ortaya çıktı. Demirtaş, İstanbul’daki İstinaf Mahkemesi’nce 4 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Kararla birlikte Demirtaş’ın hukuki pozisyonu tutukludan hükümlüye dönüştü. Bu şekilde AİHM’in tutukluluğun sona erdirilmesi gerektiğine dair kararı da bir yönüyle boşa düşürülmüş oldu. Demirtaş ‘’karşı hamle’’ sonrası tahliye olma şansını da kaybetti.
FUAT OKTAY İTİRAF ETTİ
Soylu ile Gül’ün polemiği sürerken, Gül’ün Türkiye’de sanki hukuk işliyormuş gibi konuşmasının gerçekçi hiçbir yanının olmadığını bir kez daha hatırlatmak gerek. Türk yargısı ne yazık ki; siyasi iktidarın ağır yönlendirmesi ve etkisi altındadır. Bu yüzden yargıya güven yüzde 20’ler seviyesine inmiştir. Bunu ben değil, TBMM’de konuşma yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay söylüyor.
[caption id="attachment_303052" align="alignnone" width="600"]
Süleyman Soylu[/caption]SOYLU BOŞUNA KONUŞMUYOR
Sözün özü: Türkiye’deki yargı ve yönetim anlayışı, Süleyman Soylu’nun sözleriyle bir kez daha ortaya konmuştur. Gül, ideal olanı, Soylu ise gerçek olanı ifade ediyor. Aklı başında hiçbir insan, ‘’Türkiye bir hukuk devletidir, yargı bağımsızdır, hakimler vicdanlarına göre karar veriyor’’ diyemez. AKP hukukun en küçük kırıntısını bile bırakmamıştır. Kısacası, ‘’hukuk arkadan da’’ gelmemektedir. Ne yazık ki; hiç gelmemektedir!
Avrupa’da market rafları boş mu?
Önceki gün bir kafede otururken, masama gelen ve sohbet sırasında Almanya’da yaşadığını öğrendiğim bir beyefendi ile uzun bir sohbet gerçekleştirdik. 45 yıldır Almanya’da yaşadığını söyleyen Kazım isimli yurttaşımız, “Türkiye’ye her yıl büyük bir özlemle geliyor, sonra ise hayal kırıklığına uğruyoruz. Bir ülkede hiçbir şey mi değişmez?” diyordu.
[caption id="attachment_303053" align="alignnone" width="600"]
Recep Tayyip Erdoğan[/caption]YAŞAYAN ANLATIYOR
Laf lafı açınca, Kazım Bey’e “Avrupa’da raflar boş mu?, Geçinemiyor musunuz?” diye sordum. Güldü, “Vallahi bu sözleri Almanya’da gülerek dinliyoruz” dedi. Ardından da ekledi: “Ben 45 yıldır Almanya’dayım. Çalışma sürem kısa olduğu için, emekli maaşım diğerlerine göre düşük. Ben 1000 Euro emekli maaşı alıyorum. Ama devlet en az 3 sosyal yardım daha vererek, yaşam standardımı yükseltiyor. Hiçbir geçim sıkıntımız yok. Raflar da dolu evimizin mutfağı da… Sayın Erdoğan’a rafların boş olduğunu kim söylüyor, kendisi niye böyle şeyler söylüyor, vallahi anlamıyoruz.”
GERÇEK DEĞİL
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık tekrarladığı ‘’Avrupa’da raflar boş’’ sözünü Almanya, Fransa ve Hollanda’da yaşayan tanıdıklarıma da sordum. Hepsi “Böyle bir durum söz konusu değil, Avrupa’da sistem uzun bir süredir pandemi öncesine döndü ve tıkır tıkır işliyor’’ yanıtını verdi.
KARŞILIĞI YOK
Erdoğan, belli ki; kendi tabanına propaganda yapmak için bu sözleri sarf ediyor ama sözlerinin Avrupa’da yaşayan ancak Türkiye’de oy kullanan seçmen üzerinde hiçbir etkisinin olmadığını göremiyor. Ki; bu sözlere Türkiye’de yaşayan seçmenlerin inandığını da sanmıyorum. Zira; hemen hemen herkesin Avrupa’da yaşayan bir tanıdığı, dostu akrabası var. O yüzden, Erdoğan’ın bu propagandayı ısrarla sürdürmeye çalışmasının hiçbir karşılığı yok.
