Korkusuz
Can Ataklı

Taliban hayranı solculara Lenin’den cevap

BUNU YAZMAK GEREK

Taliban hayranı solculara Lenin’den cevap


Afganistan’da Taliban’ın ülkede egemenliği ele geçirmesi bazı sol kesimlerde “emperyalizme karşı büyük zafer” olarak yorumlandı.

Bu kesimde başı Vatan Partisi ve yan örgütleri çekiyor.

Bunun dışında “eski sol gelenekten gelme” bazı yazar ve akademisyenlerin de kafalarının karıştığını görüyorum.

68 kuşağının en mücadeleci isimlerinden Yıldırım Koç bu konuda bir makale yazmış.

Taliban’ı yüceltirken “Lenin de böyle demişti” diyenlere çok güzel bir cevap olmuş bu makale.

Son günlerdeki bu tartışmaya ışık tutar umuduyla yazıyı sizlerle paylaşmak istedim;

Lenin öyle mi söylemişti?

Dün akşam yayımlanan “Mustafa Kemal Paşa ve Taliban” yazım konusunda bir okuyucu şöyle bir not düştü: “Sayın Hocam; Lenin, emperyalizmi çağımızın en gerici gücü olarak tanımlıyor, emperyalizme darbe vuranın niteliğine, siyasi durumuna bakılmaksızın en ilerici harekettir derken, yanlış mı söylemiş acaba...!”

Taliban ile ilgili olarak şöyle bir hava yaratılıyor: “Emperyalizm en büyük düşmandır. Emperyalizme karşı mücadele eden her güç desteklenmelidir. Zaten Lenin de böyle yapmıştır.”

Bunu ileri sürenler, ne yazık ki, Lenin’i de bilmiyorlar.

Bizler için tabii ki Mustafa Kemal Paşa’nın gericilere karşı tavrı belirleyicidir; ancak Lenin’in bu konudaki tavrı da benzerdir. 

Lenin’in ünlü yapıtlarından biri, “Bir Marksizm Karikatürü ve Emperyalist Ekonomizm”dir. Bu kitap 1916 yılının Ağustos-Ekim döneminde yazılmış; ilk kez ancak 1924 yılında Zvezda Dergisi’nin 1. ve 2. sayılarında yayımlanabilmiş.

Daha sonra da Lenin’in Toplu Eserleri’nin 1977 yılındaki dördüncü baskısının 23. cildinde (s.28-76) yer almış.

Tartışmaya yer bırakmamak için, 23. cildin kapak sayfası ile alıntı yaptığım metni resim olarak yazıma ekliyorum:

“Emperyalizm bizim kapitalizm kadar ‘amansız’ düşmanımızdır. Bu iş böyle. Ancak hiçbir Marksist unutmayacaktır ki, kapitalizm, feodalizmle karşılaştırıldığında ilericidir; ve emperyalizm, tekel öncesi kapitalizmle karşılaştırıldığında ilericidir. Buna göre, bizim desteklememiz gereken, emperyalizme karşı her mücadele değildir. Gerici sınıfların emperyalizme karşı mücadelesini desteklemeyeceğiz; gerici sınıfların
emperyalizme ve kapitalizme karşı ayaklanmasını desteklemeyeceğiz.”


(Yazar burada bu yazının İngilizce alıntısını koymuş, merak edenler siteye gidip bakabilirler.)

Eğer bir kişi kendisini bilimsel sosyalist olarak tanımlıyorsa, emperyalizme karşı verilen mücadelenin çizgisine bakmak zorundadır. Bu mücadeleyi verenler gerici midir, yoksa insanlığı daha ileriye götürecek bir çizgiyi mi savunmaktadırlar?

Gericiler de emperyalizme karşı mücadele edebilir.

Ancak Lenin’in bu konudaki tavrı açık.

Emperyalizme karşı mücadele etseler bile, gericiler desteklenmez, desteklenmemelidir.

Lenin’i tahrif etmek de ayıptır.

Taliban gericidir. Taliban’ı desteklemek, Kemalizm’in de bilimsel sosyalizmin de inkarıdır.

NOT: Yıldırım Koç’un diğer yazılarını okumak ve bundan sonra takip etmek isteyenler için sosyal medya adresini de vereyim; www.yildirimkoc.com.tr

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Çılgın Sayısal Loto daha ne kadar devredecek?

Başlığa bakınca muhtemelen “Bu nasıl soru?” diyeceksiniz.

Elbette 6 rakamı bilen çıkana kadar devam edecek ve sonunda biri ya da birileri o numaraları tutturacak, ikramiye verilecek.

Ama sorudaki kastım bu değil.

Adının önünde “milli” olan ama artık millilikle ilgisi kalmayan lotarya şirketi kazanma olasılığı çok çok düşük bir oyun sunuyor halka.

Burada “cazibe noktası” ikramiye miktarının çok büyümesi.

Bakın son çekilişte de 6’yı tutturan çıkmadı ve devreden ikramiye miktarı 201 milyon liraya çıktı.

Deli para yani...

Loto türü oyunlarda oynayanları olduğu gibi bugüne kadar hiç oynamayanları bile iştahlandıran bir durum var ortada.

Ancak bir de konunun başka penceresi var.

Lotarya şirketinin elinde halktan toplanmış 200 milyon liranın üzerinde (Döviz olarak bakarsak 20 milyon Euro) para var.

Ve bu para hiçbir bedel ödenmeksiniz bu şirketin hesabında duruyor.

Elbette durmakla kalmıyor, işliyor da.

Bu durumda iki şık uygulanabilir.

Birincisi, eğer devirlere bir sınır konmayacaksa geçen sürede kazanılacak tüm nemalara ikramiye eklenmeli, şirketin haksız kazancının önüne geçilmeli.

Ancak bana göre daha adil olanı devir sayısına bir sınır konulması.

Böylelikle diyelim ki en fazla 20 devir yapılabilir, yine çıkmazsa ikramiye bir alt kategorinin toplam ikramiye miktarına eklenir.

Devir sınırı olmaması şirkete haksız kazanç sağladığı gibi, yine haksız ve ahlak dışı reklam oluşturularak tüketiciler kandırılmış oluyor.

Ayrıca devir sayısının çok yükselmesi “Acaba çekiliş sırasında bir algoritma kullanıp hiçbir bilette yazılı olmayan numaraları mı çıkarıyorlar?” gibi kuşkular da doğuyor, orası da ayrı konu tabii.

YENİ ÖĞRENDİM

Aman İSKİ’cim Beylerbeyi’ni havaya uçurma sakın


Beni şaşırtmıştı İSKİ Genel Müdürü’nün tavrı.

İSKİ çalışmaları ile ilgili yazdığım bir yazı üzerine hemen aramıştı.

Sonra da Beylerbeyi’ndeki atık su arıtma tünellerini gezdirmek için davet etmişti.

Alışmadığım bir durumdu bu.

Gitmiştim davete ve genel müdür, mühendislerden ve işçilerden oluşan ekibiyle gezdirmişti beni tünellerde.

Beylerbeyi’ndeki çalışmaların ise Kurban Bayramı’nda biteceğini müjdelemişti..

Bunları yazınca semt halkı, özellikle esnaf çok sevinmişti.

Ama öyle olmadı, çalışma hâlâ bitmedi, bitmediği gibi çevreye daha da rahatsızlık veriyor.

Konuyu iki kere dile getirdim.

Ama bu kez İSKİ’den arayan çıkmadı.

Sanıyorum genel müdür beni aradığı için tepeden hayli azar işitti.

Böyle olunca nasıl arasın?

Ama ne olursa olsun, belediye hizmeti yapılıyor ve halk şikâyet ediyorsa kulak verilmesi gerekir.

Şikâyetlere şimdi bir de dinamit patlatma eklendi.

Beylerbeyi’nin altı kayalık, bu nedenle tünel açma ve künk döşeme işi biraz zor.

Yolu dinamit patlatarak açıyorlar ama çalışmanın yapıldığı yerde oturanlar korku içinde.

Hem patlama seslerinden hem de sarsıntıdan.

Kiminle konuşsam “Tamam bunun yapılması gerekli ama bari gece yarısından sonra makineler çalışmasa, hayatımız karardı” diyor.

İSKİ’den beni aramalarını beklemiyorum ama halkın sesine kulak versinler biraz.

OKURDAN

Duvar ördünüz de içerideki 7 milyonu ne yapacaksınız?


Afganistan’dan büyük göç dalgası başlayınca iktidar ilk kez paniğe kapıldı.

Birden “Sınırlarımızdan kuş uçurtmayız, burası yolgeçen hanı değil, bu akına asla müsaade etmeyiz” türü açıklamalar gelmeye başladı.

Milli Savunma Bakanı, yanına paşaları alarak sınır kapılarında fotoğraflar çektirip “Biz buradayız” mesajı ile halkı rahatlatmaya çalıştı.

Bundan sonra gerçekten bu akın durdurulur mu bilemem ama asıl daha önce göz yumdular ve sayıları 7 milyonu aşan yabancıları ne yapacağız, bunun hesabını vermeliler.

Çünkü bu yabancılar sadece bu ülkede yaşayıp kaynaklarımızı tüketmiyor, yüz binlerce kişinin işini de elinden alıyor.

Bir okurum,  Ersoy Ö., bu duruma tanıklığını bakın nasıl anlatmış;

Yıllardır işe aracımla İkitelli Sanayi Sitesi’nden geçerek giderim. Yolumun üzerinde Metronun Siteler durağı çıkışı var. İşçiler her sabah buradan çıkarak ise giderler.

Son 2 yıla kadar aralarında ağırlıklı olarak kadınlı erkekli Türk işçiler olurdu. Yabancı işçiler çok azdı.

Ancak son iki yıldır neredeyse aralarında Türk işçi kalmadı. Afrikalı, Suriyeli ve Afgan işçiler ile doldu.

Sanırsınız ki Siteler metro durağı, sanayi sitesine değil de Birleşmiş Milletler binasına çıkıyor.

Bence Cumhurbaşkanı duvarı kontrol ettirse iyi olacak.

Duvar galiba sadece dışarı çıkmayı engelliyor, içeri girenlerde işe yaramıyor. Duvar yapılırken mühendislik hatası mı yapıldı acaba?

BUNU YAZMAK GEREK

Milli Piyango bayilerine sahip çık


Ne zaman beni tanıyan bir Milli Piyango gezici bayisine rastlasam hemen önümü kesip “Can Bey ne olur şu komisyon oranımızı bir yazın” diyor.

Bir yıl kadar önce yeni Milli Piyango şirketinin bayi komisyonlarını çok düşürdüğünü yazmıştım.

Bu yazım üzerine lotarya şirketi komisyonlarda küçük bir artırıma gitmişti.

Ama bu zaten yetersiz olduğu gibi yeni enflasyon şartları altında bayiler geçimlerini sağlamada çok zorlanıyor.

İşte bu nedenle gezici bayiler beni gördüklerinde konuyu tekrar gündeme getirmemi istiyor.

Sonuçta Milli Piyango çıktığı günden beri gezici bayilerin bilet satışına çok büyük katkıları oldu.

İnternete rağmen hâlâ gezici bayiler şirkete çok büyük katkı sağlıyor.

Gerçi sayıları da hayli azaldı bu arada.

Tekrar yazıyorum ve inanılmaz paralar kazanan şirketi, gezici bayilerine biraz daha insaflı davranmaya çağırıyorum.