Korkusuz

Sürpriz olsun

Sürpriz olsun
Olaylar; Balyoz, Ergenekon, Casusluk, Kozmik Oda ve benzeri kumpaslarla başladı.

İktidarın desteğiyle FETÖ’cü savcılar, emniyetçiler ve hakimler TSK’ya büyük darbe indirdi.

Öncesinde ve sonrasında FETÖ’cüler, ordunun kilit noktalarını ele geçirdi.

12 Eylül 2010 referandumu ile FETÖ’cüler, bu kez yargının her kurumunda önemli mevzilere yerleşti ya da yerleştirildi.

İktidarın korumasıyla.

İktidar medyasının desteğiyle.

Bunu bilmeyen var mı?

YOK.

17/25 Aralık 2013’te işler karıştı ve AKP’nin kirli çamaşırları ortaya saçılınca kavga başladı.

Ama yine de iktidar FETÖ’cülere karşı etkin bir şekilde harekete geçmedi.

Bu arada Haziran 2015 seçimleri oldu. AKP kaybetti, MHP bildik oyununu oynadı ve Davutoğlu’nun 43 günlük “’istikşafi görüşmeler’inden  sonra  yeniden seçin kararı alındı ve her şey allak bullak oldu.

Barış süreci bitti, PKK ve IŞİD kaynaklı terör tırmandı ve muhalefet seyircilik görevini sürdürdü.  

Sonrası zaten herkesi bildiği hikaye.

Suriye bataklığına dalan iktidar 24 Kasım 2015’te düşürülen Rus uçağıyla Moskova’yı karşısına aldı.

Bunları bilmeyen var mı?

YOK.

27 Haziran 2016’da Erdoğan, düşürülen uçakla ilgili Putin’den özür diledi, 15 Temmuz’da darbe girişimi yaşandı ve 9 Ağustos’ta Erdoğan’la Putin Petersburg’da buluştu.

O sıralar Rusya’nın darbe girişimi öncesinde Erdoğan’a yardım ettiği yazıldı.

Sonrasında darbeyle ilgili herkes bir şeyler yazdı, anlattı ve anlatıyor ama olan oldu ve olmaya devam ediyor.

Muhalefetin ve kamuoyunun yüzlerce sorusu yanıt bulamadı ve bulamayacak, çünkü her şey iktidarın kontrolünde.

İktidarın esas hamlesi 16 Nisan referandumunda geldi.

OHAL koşullarında yapılmasına rağmen muhalefetin her şeyi kabullendiği bu yarışta AKP’nin kaybetme olasılığı zaten olamazdı.

Nitekim de mühürsüz oy pusulaları ve zarflarla iktidar ‘evet’i garanti etti, sistem değişti ve AKP ülkede her şeyi kontrol eder oldu.

Her şeyin kontrol edildiği bir ortamda AKP’nin Haziran 2018 seçimlerini kazanması kaçınılmazdı.

ÖYLE DE OLDU.

Muhalefet hiçbir şey yapamadı.

Üstelik AKP, içerde ve dışarda çok büyük ve tehlikeli hatalar yapmıştı.

Mart 2019 yerel seçimleri iktidar açısından bir ‘yol kazasıydı’ ve tekrarlanmaması için bundan böyle tüm önlemleri alıyor ve alacaktır.

TÜM ÖNLEMLERİ!

Örneğin muhalif medyayı toptan susturmak.

Örneğin yerel seçimlerde önemli rol oynayan sosyal medyayı kontrol altına almak.

Örneğin herkese ‘haddini bildirmek’.

NEREYE KADAR?

Muhalefet, konuşmanın dışında ciddi bir tavır alıncaya kadar.

Alır mı?

Bilemem.

Alabilir mi?

Sanmam.

Konuşmaya devam(mı).

Örneğin İktidar-FETÖ ilişkisi konusunda.

AKP’de herkes farklı ton ve ayarda FETÖ ile bir ilişkisi vardı.

Bunu bilmeyen var mı?

Arşivde bunlarla ilgili yüzlerce hatta binlerce haber, fotoğraf ve video var

Peki bunları her gün konuşmanın ya da bu kadar enerjiyi bu yolda harcamanın bir anlamı var mı?

YOK.

Muhalefet ne derse desin iktidar umurunda değil.

Muhalefet ne yaparsa yapsın savcılar harekete geçmiyor ve geçemez.

Gelelim medyanın hallerine.

Yandaş medyada hemen hemen herkes eski FETÖ’cü.

Onlarla da ilgili arşivlerde yüzlerce hatta binlerce fotoğraf ve video var ama işe yaramıyor.

ADAMLAR ARSIZ.

Suçlarını örtbas etmek için yalakalıkta sınır tanımıyorlar.

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” misali.

Hepsi FETÖ’cü ama yaşamı boyunca FETÖ ile mücadele edenlere FETÖ’cü diye saldırıyorlar.

Hem de en adisinden.

Yapılabilecek bir şey var mı?

YOK.

Çünkü bütün kurumlarıyla devlet onlardan yana.

Örneğin yargı ve RTÜK.

Medyanın da %90’ı.

Sonuç!

Bir şeyler yapmalı.

HEMEN.

YARIN OLMAZ ŞİMDİ.

AMA DEĞİŞİK BİR ŞEY OLSUN. 

HERKESİ ŞAŞIRTACAK KADAR!