İnanılmaz bir kenetlenme sergiliyor spor dünyası, özellikle de üç büyükler. Eleştirecek milyonlarca yönü olan bu kulüpler, toplumsal hadiselerde insanın aklına ‘acaba’ umudunu sokuyor; acaba bu sefer ders alırlar da bu kenetlenmeyi futbola taşıyıp abuk sabuk kavgalarla oyalamaktan vazgeçerek kendilerine de çeki düzen verirler mi?
Zor. Pandemi dönemi de büyük bir fırsattı. Ortaya rekabet denen kandırmacanın konmasıyla tüm iyi niyet mesajlarının goygoya döndüğünü gördük.
Deprem, kulüplerin en acı gerçeğini gösteriyor. Büyüklerimiz de dışarıdan azamet, içeriden de dalalet içinde. Tıpkı ‘depreme dayanıklı ultra mega rezidans’larımız gibi... Her belanın çabucak unutulduğu, sorumluların bir türlü hesap vermediği, soyguna eş değer israflarla içlerinin boşaltıldığı kurumlara örnek üç büyükler. İlk zelzelede yerle bir olmamaları dileğiyle...
Depremde hayatlarını kaybedenleri kalbime gömüyor, sorumlularına söyleyecek sözleri içime atıyorum. Nefes aldığım her saniye için suçluluk duymadan çalışmak, boş kaleye gol kaçırmaktan bin kat acı. Hepimize geçmiş olsun.