Korkusuz
Ümit Zileli

SÖZCÜ ve KORKUSUZ yalnızca bayide satılır!..

SÖZCÜ Grubu’na katılmamın üzerinden koca bir 5 yıl geçti...

KORKUSUZ’da yüzlerce yazıya imza attım; her biri özgürce yazılan, virgülüne dahi dokunulmamış makalelerdi... Bu grupta çalışmaktan, kalemimi özgürce ve bu ülkenin esenliği için kullanmaktan her zaman gurur ve şeref duydum...

Hep saldırı hep baskı ve dayatma altında bir milim geri adım atmadan geçti yıllar. Muhalefet etmenin, doğruları yazmanın, gerçekleri manşete çekmenin bir bedeli vardı tabii ki bu ülkede; onu da omuzladı SÖZCÜ Grubu...

Daha gazetede ilk yılım dolmamıştı; duyduk ki Sözcü için “FETÖ soruşturması” açılacakmış! İlk tepkim “Yok artık, bu kadarı da mümkün değil” olmuştu. Oldu! Kanırta kanırta bit soruşturma açıldı. İddianameye dönüştü... O sıralarda yazdığım bir yazıdan bir bölümü paylaşayım:

Peki, bu yazıya niçin gerek duydum?.. Çünkü bugün Türkiye’nin uzak ara en kaliteli gazetecilerine, yazarlarına kucak açan, “muhalefet” denilince akla ilk ve tek gelen, yalnızca bayide satılan ve tirajı yüzbinlerle ölçülen Sözcü Grubu’na “FETÖ’cü” damgası vurmak için alçakça bir komplo dizayn edilmeye çalışılıyor da ondan!..

İsmi de cismi de beş para etmeyecek birtakım yanaşmalar ve onların tasmalarını elinde tutanlar, şu içinden geçtiğimiz yüzkarası OHAL düzenini fırsat bilip, Cumhuriyet bayrağını en önde, zirvede taşıyan Atatürkçü bir yayın organını boğmak için fırsat kolluyor da ondan!..

Uzun yıllarını Cumhuriyet düşmanlarına, en bağnazından tarikatlara, şeyhlere, şıhlara, gerici iktidarlara karşı “kelle koltukta” mücadeleyle geçirmiş bir Rahmi Turan, bir Emin Çölaşan, bir Bekir Coşkun, bir Uğur Dündar, bir Yılmaz Özdil, bir Necati Doğru, bir Soner Yalçın, bir Mehmet Türker, bir Saygı Öztürk, bir Can Ataklı, her biri bir büyük değer olan tüm yazarlar FETÖ üyesi öyle mi?.. Dürüst gazeteciliğin neredeyse son kalmış temsilcileri, her koşulda gözünü kıpmadan en yürekli manşetleri atmış bir Metin Yılmaz, o sayfalara ruh katan sapına kadar muhabirler, yazı işleri elemanları, sayfa sekreterleri FETÖ’ye hizmet ediyor öyle mi?..

-Beş yaşındaki çocuklar bile k.çıyla güler bu iddialara!..

Aynı yolda başımız dik yürüyeceğiz!..


Önce bir saptama yapalım...

Bu grubun patronu Burak Akbay’ın gazetecilik dışında hiçbir işi yoktur!.. Hele devletle akçeli hiçbir işin içinde yer almaz, almamıştır!.. Bugün merkez medyasından yanaşma medyasına, birkaç gazete hariç bu ilişkilere girmemiş bir tek gazete, televizyon bulamazsınız!.. Günümüzde medyanın içine düştüğü bu korkaklığın, bu zavallılığın, bu yanaşma düzeninin en temel nedeni de budur zaten!..

Bu gruba sıvamaya çalıştıkları “FETÖ” çamuruna gelince; gazetesinden yazarına, gericisinden liberal takılanına, eski solcusuna, akademisyeninden siyasetçisine neredeyse hepsi o çamurun içinde yuvarlanmış, el etek öpmüş, Pennsylvania’yı “hac yeri” haline getirmiştir!.. Açın bakın arşivleri, bugün Fethullah’a, Cemaat’e en yakası açılmadık küfür ve hakaretleri edenler, daha düne kadar okudukça, dinledikçe utandığım vıcık vıcık övgülerin içinde debelenmiştir!..

Açın bakın Sözcü Grubu’nun arşivlerine; bu iktidarla birlikte al gülüm ver gülüm yedikleri tüm herzelerin manşetlerden afişe edildiğini görürsünüz!.. Bunu bu ülkenin yurtsever, yiğit, Atatürkçü yığınları da gayet açık gördüğü için her gün bayilere koşup, parasını verip yüzbinlerce gazete almaktadır.

-Sözcü ve KORKUSUZ yalnızca bayilerde satılır, havuzlarda ya da karanlık odalarda ihale karşılığında değil!..

Bize gelince, mesleğe başlarken ne idiysek bugün de oyuz!.. Çizgimizden en ufak ödün vermeden, baskılar, aşağılık ayak oyunları, kumpaslar karşısında gözümüzü bile kırpmadan bugüne dek ne yazdıysak o yolda yürüyüşümüzü sürdüreceğiz... Bir gün bu güzelim ülkede, mutlu, umutlu, haysiyetli, özgür ve bağımsız yaşayacak isek, çorbada tuzumuz olduğunu bilmenin kıvanç ve mutluluğunu yaşayacağız... Güvencemiz milyonlarca yurtseverdir!.. Yukarıda sözünü ettiğim diğer zevat mı?..

-Onlar, Tarih Baba’nın defterinde dipnot bile olamayacaklar!..”

Yılmaz Özdil’e “Atatürk’e hakaret” soruşturması!


Aradan yıllar geçti...

Bu ülkenin yüz akı gazetecileri, yazarları FETÖ suçlamasıyla hapis cezalarına çarptırıldılar! SÖZCÜ TV, her türlü yükümlülüğünü yerine getirdiği halde nerdeyse bir yıldır “logo değişikliğine” RTÜK izni alınamadığı için yayına geçemiyor...

SÖZCÜ’ye karşı sürdürülen saldırıların ise elbette ardı arkası kesilmiyor! Son örnek ise yine kahkahalarla güldürecek denli acıklı:

-Yılmaz Özdil hakkında bir yurttaşın ihbarı üzerine soruşturma başlatılmış!..

Konu ise gerçekten akıl sınırlarını zorlayıcı nitelikte:

-Atatürk’e hakaret!

Mustafa Kemal” ve “Son Cüret” gibi satış rekorları kıran kitapların yazarı, Türkiye’nin Cumhuriyetçi, Kemalist olarak bilinen ve de en çok okunan yazarı, “Biz ancak zeybek oynarken diz çökeriz” diyebilecek denli dik duruşlu değerli kardeşim Yılmaz Özdil, Atatürk’e hakaret etmiş öyle mi!

Bu gibi iyice “absürt” durumlar karşısında aklıma nedense hep Göbbels gelir, Hitler’in propaganda bakanı... Şu sözleri çok ünlüdür:

-Öylesine büyük bir yalan söyleyin ki herkes inansın!

Göbbels’ten geriye “halkı yönetmeyle” ilgili bin sayfalık notları kaldı...

-Acaba kaçıncı sayfasındalar?..