Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Son günlerin en tatlı masalını Citibank ekonomistleri anlatıyor

Citibank ekonomistlerine göre, “2021 yılında dolar % 20 değer kaybedecek...”.

Gerekçe, FED’in gevşek para politikası uygulayacağı tahmini...



Citibank ekonomistleri gibi düşünmüyorum...

Bir paranın değeri piyasadaki miktarıyla değil piyasadaki talebiyle ilgili...

Eğer güçlü bir ekonominin parasıysa...

Mal ve hizmet arzı piyasadaki para miktarını ve paranın dönüşüm hızını karşılayabiliyorsa...

O ülke parasının değerinin düşmesi için hiçbir sebep yok...



Türk Lirası’nın, dolar değer kaybederken bile değerlenememesinin sebebi, ekonomimizin zayıflığı...

Piyasadaki TL miktarı ve dolaşım hızının üretilen mal ve hizmetten çok fazla oluşu...



Peki...

ABD karşılıksız bastığı parasının değerini böylesine rahatlıkla korurken, TL niçin koruyamıyor?..



Dikkat edin lütfen...

Amerikan ekonomisi de durgunluk yaşıyorsa eğer...

Dolar değer kaybediyor...

Amerikan ekonomisi birkaç puan da olsa (Nüfus artışından 2 puan mesela) büyüyor ise, dolar değer kazanıyor...



Türkiye bu ekonomik gerçeği bir türlü kabullenemeyen...

Ya da bu gerçeği bilmeyenler tarafından yönetildiği...

İktisatçıları da genelde “tutucu” oldukları için...

Durgunluktan dolayı yatırım yapılmayan...

Durgunluktan dolayı istihdam artışı sağlayamayan...

Durgunluktan dolayı ekonomisini büyütemeyen...

Durgunluktan dolayı ihracatını arttıramayan...

Durgunluktan dolayı vergi gelirleri düşen bir ülke olmaktan kurtulamıyor...



Demek istemem o ki...

Citibank masalını dinleyip de:

“Nasıl olsa dolar TL karşısında da % 20 değer kaybedecekmiş, böylece ekonomimiz gerçekte küçülse bile revalüasyonla büyütürüz” diye hayal kurup rehavete kapılmayalım...

AYNALARI SAKLAYAN GAZETECİ MİLLETİ


Bir iktidar gazetecisi şöyle diyor:

“Erdoğan, ‘süreklilik içinde değişimi’ esas aldı...”.



Güldüm tabii ki...

Çünkü...

Erdoğan değişmiyor dönüşüyor...

Çünkü...

Bir kişinin dün söylediğini bugün inkar etmesi değişim değil dönüşümdür...



Mesela...

Bir kişinin “faiz sebep, enflasyon neticedir” deyip halkın 120 milyar dolarını yaktıktan sonra...

Ulusal parasını korumak için ülkenin MB Başkanı’na:

“Faiz arttır, meğer enflasyon sebep faiz sonuçmuş” değişim değil dönüşümdür...



Önce yargıya her aşamada müdahale eden...

Ama...

İşler sarpa sarınca

“Yargı bağımsızlığını tesis edeceğiz” demek değişim değil dönüşümdür...



Böyle bir dönüşüme “değişim” deyip o kişiyi...

“Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir gerçeğini siyasete en iyi yansıtan genel başkan” olarak tarif etmek...

Bir siyasi, lidere yapılabilecek en büyük kötülüktür...

Çünkü...

Lidere yüzü temiz bir ayna tutmak yerine...

Aynaları saklamaktır...

BU KADAR BASİT...


Benim kişisel görüşüme göre...

2021 yılı üçüncü veya en kötü dördüncü çeyreğinden sonra Amerikan ekonomisi hızla büyüyecek...

Parasal genişleme mal ve hizmet artışı nedeniyle sünger gibi emilecek...

Bunun diğer dünya ülkelerinin ekonomilerine de katkısı olumlu olacak...



Ne yani?..

Ben Citibank ekonomistlerinden daha mı iyi biliyorum?..

Hayır... Daha iyi bilmiyorum...

Ama...

Bilgilerim, deneyimlerim, aklım ve en önemlisi vicdanımla düşünüyorum...

Büyük para babalarıysa cüzdanlarıyla düşünüyor...

Bu kadar basit...

ERDOĞAN YİNE YANILIYOR...


Erdoğan, KKTC’nin 37. kuruluş yıl dönümü törenine katıldı.

Yeni seçilen cumhurbaşkanını da kendisine bir cumhurbaşkanlığı makamı inşa etmesi için tahrik etti.

Neymiş?..

“Bu tür makamlar farklı ülkelerin bakışını da değiştirir”miş...



Erdoğan; “İtibardan tasarruf olmaz” diye diye Türkiye’yi nasıl ki işsiz yurttaşının telefonuna bile IBAN numarası gönderip 10 TL ister duruma düşürürken...

Ve... “Yüksek faiz enflasyonun sebebidir” dediğinde nasıl yanıldıysa...

Erdoğan “Bu tür makamlar farklı ülkelerin bakışını da değiştirir” derken de öyle yanılıyor...

MUHALEFET DOĞRULARI SÖYLESE DE ÖĞRENSEK...


Muhalefet sadece eleştiriyor.

Sürekli “yanlış” deyip duruyor...



Yahuuuu...

Ülkeyi yönetenlerin yanlış yaptığının çocuklar bile farkında...

Ama...

Doğru yönetme modelinin olduğunu sorsanız cevaplayamazlar...

Haklıdırlar da...

Çünkü henüz...

Öğrenmemişlerdir...



Demek istemem o ki:

“İstihdam sorununu, faiz sorununu çözeceğim, ekonomik sorunları çözeceğim... Gelir dağılımında adaleti sağlayacağım” demenin...

Erdoğan’ın “kardeşinizi seçin enflasyonu, faizi ve doları düşürsün” deyişinden hiçbir farkı yok...

SOSYAL MEDYADAN


Hülya Köstepen diyor ki:

Ekonominin durumu Kanal İstanbul’a 100 milyar TL harcayacak kadar iyi.

83 milyon vatandaşa acı reçete uygulayacak kadar kötü...

Aç gözlere sürülecek en iyi merhem topraktır!!