İBB Başkanı Ekrem İmamoğluÇağlayan Adliyesi önünde açıklama yaptı. 

İki ayrı soruşturmada ifade veren ve bilirkişiyle ilgili 5, Akın Gürlek hakkında ise 3 sayfalık ifade sunan Ekrem İmamoğlu, yaklaşık 1 saat süren ifadelerinin ardından Çağlayan Adliyesi önünde kendisini bekleyen kalabalığa seslendi.

Öte yandan, İmamoğlu'nun verdiği ifadelerin de tam metni ortaya çıktı. 

İmamoğlu, avukatları Kemal Polat, Mehmet Pehlivan ve Nusret Yılmaz ile birlikte ifade vermeye başladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in izne ayrılmasının ardından, İmamoğlu'nun ifadesini alacak savcı değişti.

İmamoğlu, 20 Ocak’ta katıldığı bir programda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesiyle ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle 'Tehdit' ve 'Terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek' suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı. Ayrıca, bir bilirkişinin ismini açıkladığı basın toplantısının ardından da hakkında ikinci bir soruşturma açıldı.

Bugün İstanbul Adalet Sarayı'na ifade vermek üzere gelen İmamoğlu'na, avukatlarının yanı sıra eşi Dilek İmamoğlu da eşlik etti.

İmamoğlu'nun ikinci soruşturma kapsamındaki ifadesinin ardından seçim otobüsünde halka hitap etmesi bekleniyor.

ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA YAPTI

İmamoğlu, ifadesini tamamladıktan sonra adliye çıkışı kalabalığa seslenerek, şunları söyledi:

"Burada olmayan siyasi parti yok. Bu benim için en büyük gurur vesilesi. Çünkü burada tek tek ismini sayarsam yanlış olabilir ama bugün iktidar partisi hariç tüm siyasi partiler burada...

Adaleti savunması için, adaletin tesisi için bize destek olmak için geldiler. Çünkü gerçekten 16 milyon insanın iradesi böyle bir ifade vermemeliydi.

Bugünkü mesele adalet meselesidir, bugünkü mesele hak arama meselesidir, bugünkü mesele geleceğimizdir. İstanbul'da yargı tacizinin en üst seviyesini yaşıyoruz ama yılmadık, yılmayacağız. Haksızlığa, hukuksuzluğa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.

Esenyurt'ta başlayan ve Ahmet Özer hocamızın sabahın köründe derdest edilerek hapse atılması, Beşiktaş'ta Rıza Akpolat kardeşimizin haksız yere tutuklanarak görevinden uzak uzaklaştırılması süreciyle beraber bu yargı eliyle süreci dizayn etme çabası devam etmektedir.

Tabii bugün büyük bir dayanışma ruhu içerisindeyiz. Dedim ya siyasi partilerimizin tamamı burada.

Hatta genel başkanlarının bize katkı sunduğunu biliyorum. Her birisine Türkiye Cumhuriyeti'nin bu şanlı devletin bekası için, milletimizin birlik ve beraberliği için her birisine yürekten teşekkür ediyorum, minnet duygularımı iletiyorum.

Elbette, elbette benim siyasi yol arkadaşlarım bugün burada, hem İstanbul'umuzun hem ülkemizin farklı noktalarından yönetici dostlarımız burada, partimizin en üst seviyesinden üyesine kadar herkesin katkı sunduğu bir ortamın içerisindeyiz.

Her daim yanımızda olan partimizdeki yol arkadaşlarımıza, bütün yöneticilerimize de teşekkür ediyorum, minnet duygularımı iletiyorum. 'Mesele vatansa gerisi teferruattır' diyerek bir arada olduğumuzu gösteren değerli dostum, abim Mansur Yavaş'a teşekkür ediyorum.

"POLİSİMİZLE HALKIMIZI KARŞI KARŞIYA GETİREN AKLI KINIYORUM"

Değerli dostlarım Türkiye'nin birinci partisi olan CHP başkanı Özgür Özel'e ve belediye başkanlarımıza nasıl kötü muamele edildiğini hepimiz görüyoruz. Bizi farklı konumlandırmaya çalışanlar var. Ben bugün insanların bir arda toplanmasına engel olma çabasını da anlayamıyorum. Polisimizle halkımızı karşı karşıya getiren aklı kınıyorum.

Burada nasıl kol kola omuz omuza olduğumuzu, birlikte 'mesele vatansa gerisi teferruattı' diyerek bir arada olduğumuzu gösterdiğimiz değerli dostum ağabeyim Mansur Yavaş' da teşekkür ediyorum. Hem hukukçu, hem belediye başkanı, Mansur Başkanın söyleyecekleri vardır.

Ben iki konuda ifade verdim. Bir tanesi gençlik kolları başkanımız Cem Aydın'a ilişkindi. Evinden alınıp ifadeye götürüldü. Cem'i çağırsalar ifadeye gitmez mi biz korkuyor muyuz? Hayır. Ama onlar polislerle gidip alıp itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar ben de sayın başsavcıya dedim ki..... 

Biz öyle bir düzeni kazandırmaya çalışıyoruz ki bu milletin hiçbir evladının sabahın köründe evinden alınmadığı bir sitemi bu ülkeye biz getireceğiz' biz bunu söylüyoruz bizi ailesini tehdit etmekle suçluyorlar Ben 16 milyonluk bu şehirde bir çocuğun bile eşit olmadığı bir durumda başımızı yastığa koyamayız diyerek yola çıkmış bir ahlakın temsilcileriz!

"BİLİRKİŞİ...O RAPORLARA DAVA AÇIYOR"

Bunları düşünen biz, bir Allah'ın kulunun evladını ayırmayız. Partisine mi bakıyoruz, kim olduğuna mı bakıyoruz? Bakmayız! Bizim en kutsalımız olan aile ve çocuğu tehdit etti diye İmamoğlu'nu buraya ifadeye çağırıyorsun. 

Bu bir şaşkınlık. İkincisi de bir bilirkişisi artık ismini söylemeyeceğim herkes tanıyor...öyle bir bilirkişi ki istatistik kurallarını alt üst ediyor ve o raporlarla dava açılıyor. Şu ana kadar bütün raporlarının yanlış olduğu da tespit ediliyor."

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ifadesinin tam metni ortaya çıktı:

İşte, İmamoğlu'nun ilk ifadesi...

"TALİMATLA BURADAYIM'

"Üzerime isnat olunan suçlamaları anladım. Malum 20/01/2025 tarihinde yapmış olduğum bir paneldeki konuşmada sarf ettiğim söylemlere dair Re'sen soruşturma açıldığını öğrendim. Konuya ilişkin beyanımın aynen şu şekilde geçmesini istiyorum. Bugün burada bulunmamın nedeni, hukukun değil talimatların egemen olduğu bir düzenden kaynaklandığını düşünmekteyim.

'SÖZÜMÜN ERİYİM'

Şöyle ki; Ben “hak yemem ama hakkımı da yedirmem” diyerek seçilmiş bir kişiyim. Ve sözümün eriyim. İsnat edilen suçla  bağlantılı olarak dediğim şeyler belli, burada da tekrar ediyorum: “Biz senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız. Söküp atacağız ki senin evlatlarının  kapısına birileri dayanmasın... senin evlatlarını sabahın köründe evinden kimse almasın... söküp atacağız ki  senin dahi yuvana, çocuklarının geleceğine huzuru temin edelim. Bizim derdimiz bu.

'BU TEHDİT GÖRÜLEMEZ'

Biz, hukukun talimatla değil, evrensel ilkelerle işleyeceği bir gelecek için gece gündüz çalışıyoruz. Çocuklarımız da gelecek kuşaklar da adaletin sıcaklığıyla huzur ve güven içinde uyuyabilsinler diye.”. 

Resmi davet yazısıyla ifade vermeye  ekala davet edilebilecek olan CHP Gençlik Kolları Genel Başkanımızın kapısına gün doğmadan çok sayıda polisle birden gidilmesini eleştirirken, bir abi - bir baba şefkatiyle sarf ettiğim sözlerimi tehdit olarak görmek, bağımsız yargıyı, gerçek adaleti tehdit olarak görmek demek olduğunu düşünüyorum.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜDÜR'

Kanaatimce, benim bu sözlerimden ancak yargı üzerindeki hakimiyetini kaybetmekten korkanlar tehdit algılayabilir. Benim sözlerimde tehdit ve hedef göstermek yoktur. Benim yaptığım ifade özgürlüğüdür. Ve ifade özgürlüğü anayasal bir haktır. İfade özgürlüğü, adli makamlara ve onların işleyişine yönelik eleştirileri de kapsar.

NE ZAMANDAN BERİ TEHDİT SAYILIYOR?'

Demokratik düzenin bir gereği olarak uğradığımız haksızlıkları milletimizle paylaşmak; yaşanan usulsüzlükleri eleştirmek 
ve bu uygulamaların “hukuka güvene” zarar verdiğini dile getirmek ne zamandan beri tehdit sayılmıştır? Ülkenin en büyük partisinin bir belediye başkanı olarak, iktidara geldiğimizde kurulacak düzende “hukuka güven olacak, yargıya güven olacak, yargı bağımsız ve tarafsız olacak, kötü ve intikamcı zihniyete son  verilecek, ülkeye adalet gelecek ve kimse sabah erkenden inzibat marifetiyle derdest edilip götürülmeyecek” demek, ne zamandan beri tehdit sayılmaktadır.?

TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE DİYEREK YARGIYA MÜDAHALE VAR'

Bence asıl tehdit “Turpun büyüğü heybede” diyerek yargıya doğrudan müdahale edenler tarafından yapılmaktadır. Yine bence “Turpun büyüğü heybede” diyerek hedef  gösterenler, bu sözleriyle bir yandan da yargı mensuplarının bağımsız ve tarafsız çalışamayacaklarını deşifre etmektedirler. “Yargı üzerindeki tüm baskıları kaldıracağız, asla yargıya talimat vermeyeceğiz, baskı uygulamayacağız” sözünü veren bir yöneticiyi tehdit olarak gören akıl, milleti tehdit olarak görüyor demektir.

BİZİM İKTİDARIMIZDA BAĞIMSIZ ÇALIŞABİLECEKLER'

Çünkü bağımsız yargı millet adına karar verir. Bağımsız yargı da milli iradenin bir parçasıdır. Türkiye, liyakatli savcıların ve hâkimlerin onurlu ülkesidir. Bu ülke, hırsızların, yolsuzların, yetim hakkını yiyenlerin karşısına dikilen milletin öz evladı olan hukukçulardan yanadır. Yine onlar, bizim iktidarımızda bağımsız olarak çalışabileceklerdir ve “bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun” diyebileceklerdir.

'ER MEYDANINA ÇIKAN MERTÇE YARIŞIN'

Bence yargıyı, siyasi çıkarlar için araç hale getirenler günü gelecek, hukuk önünde gerçek bir muhasebeye tabi tutulacaktır. Bu bizim sözümüzdür. Bu yine belirttiğim gibi, halkın adalet talebinin karşılığıdır. 

Yargıyı araçsallaştıran siyasiler er meydanına çıkıp mertçe yarışmak yerine, böyle yollara başvurmaktan vazgeçmesini istiyorum. Herkes kendini milletin ferasetine teslim etsin. Çünkü millet büyüktür! Şu da unutulmasın hiçbir baskı, hiçbir tehdit, halkın adalet mücadelesini durduramayacaktır. Bu düzen güçlü bir hukuk devleti olma yönündeki mücadelemizle arzu ettiğimiz hedefe ulaşacaktır. Bu yöndeki inancımız tamdır. Aynı zamanda hukukun talimatla değil, evrensel ilkelerle işlemesinin sağlamak için elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz."