Korkusuz

Siz olsaydınız!

Siz olsaydınız!
Ya Mustafa Kemal’in yolundan giderek “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” diyerek öyle davranılır ya da tersi yoldan giderek herkesle kavga edilir.

AKP’nin yaptığı gibi.

En son haberden başlayalım.

Yunanistan, İspanya, Portekiz, Kıbrıs ve Malta liderlerini dün Korsika Adası’nda ağırlayan Fransa Cumhurbaşkanı Macron AB olarak Türkiye’ye karşı ortak davranmanın olanaklarını yokladı.

İki ay öncesine kadar Libya konusunda Ankara’nın yanında görünen Malta’nın bu toplantıya katılması ilginç. Bu ülkenin Dışişleri Bakanı Bartolo geçen hafta gittiği Atina’da “Kaddafi devrildi ama şimdi Erdoğan ve Putin var” demişti.

Benzer bir çelişki Kosova ve Sırbistan’dan geldi.

Erdoğan’la çok yakın ilişkileri olan iki ülkenin lideri Trump’ın baskısıyla İsrail’le yakınlaşma anlaşmaları imzaladı.

Önceki gün Erdoğan’ın telefonla aradığı iki liderin kendilerini nasıl savunduklarını çok merak ediyorum.

Serraj’ı da merak ediyorum.

Fas’ta Hafter’e bağlı parlamentonun temsilcileriyle bir araya gelen Ankara yanlısı Sarraj’ın adamları aniden Erdoğan’ın düşmanı Sisi ile görüşmek için Kahire’ye gitti. Sarraj’ın yakında Paris’e gidip Macron ile görüşeceği de beklenmektedir.

Washington’dan gelen haberlere bakılırsa Katar ABD seçimlerinden sonra Suudi Arabistan ve BAE ile barışacakmış.

Böyle bir durumda Katar’da bulunan Türk askeri ne olacak?

Elbette Ankara’nın “eli de armut toplamıyor”!

Suriye, Libya, Irak, Somali ve daha başka yerlerde birçok legal ve illegal işler yapıyor.

Son örnek; Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu önceki akşam atlayıp Mali’ye gitti. Yorumlara bakılırsa Ankara geçen ay askeri darbenin yaşandığı eski Fransız sömürgesi olan bu ülke üzerinden Macron’u sıkıştırmaya çalışacak.

AKP yönetiminde Ankara kendi ideolojik tercihleri doğrultusunda “köşe kapmaca” oynuyor.

Bugün artık Türk Ordusu fiilen Suriye, Irak, Libya, Somali ve Katar’da.

Söylem ve davranışlara bakılırsa buralardan çıkılmayacak.

İslam aleminin lideri olmak kolay değil!

İyi de bu “alem” zaten bir alem!

22 Arap ülkesinin hemen hemen hepsi kendi aralarında kavgalı.

Benzer şekilde 57 Müslüman ülkede ne huzur ne de istikrar var ve onlar da kendi aralarında kavgalı.

Ortak payda demokrasi düşmanlığı.

Ortak özellik iki yüzlülük, yolsuzluk, cehalet, yoksulluk ve dini bağnazlık.

Katar ve Azerbeycan dahil hiçbiri Kıbrıs konusunda Türkiye’nin yanında değil.

Katar ve Azerbeycan dahil hiçbiri İsrail’le kavgasında Erdoğan’ın yanında değil. Çünkü bu iki ülke dahil herkesin İsrail’le legal ve illegal ilişkileri var.

Öyle olmasaydı İsrail bu kadar rahat olamazdı.

Öyle olmasaydı İsrail geçen hafta gidip Kıbrıs (Güney) ve Yunanistan’la savunma işbirliği anlaşması imzalamazdı.

Öyle olmasaydı birçok Arap lider İsrail’le barışmak için sıraya girmezdi.

Onlara göre İsrail değil “Şii” İran tehlikeli!

1639 Kasr-ı Şirin’den bu yana Türkiye ile dost geçinen İran.

Esad’ı desteklediği için AKP’nin “iyi duygular” beslemediği komşu İran.

Şimdi her ikisi birçok saldırının hedefinde.

BAE ile barış anlaşması imzalayan İsrail bir taşla çok kuş vurmayı planlıyor.

BAE ve daha sonra Bahreyn, Umman ve Suudi Arabistan’la dost ve müttefik olacak olan İsrail Basra Körfezi’nin batı yakasında İran’a komşu olacak ve böylece PYD/YPG’nin bulunduğu Fırat’ın doğusu ve Kuzey Irak’a daha yakın olacak.

Orada da PKK ve PEJAK var.

İsrail’in Azerbeycan ve Hindistan’la da çok iyi ilişkileri var.

Gardını almaya çalışan İran dün Basra Körfezi, Umman Denizi ve Hint Okyanusu’nda iki milyon kilometrelik bir alanda çok büyük tatbikat başlattı.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise Esad’la son gelişmeleri konuşmak için üç gün önce aniden Şam’a gitti.

Herkes kendine göre ortaklar bularak farklı alanlarda hamleler yapıyor.

Ankara’nın hamlesi ise Arap ve Müslüman ülkeler başta olmak üzere dünyanın neresinde olursa olsun İslamcılara çengel atmaktır.

İşe yarar mı?

Bana göre Türkiye açısından hayır ama o ülkeleri istikrarsız kılmak için evet.

Hep yazıp anlatıyorum:

Ankara istese Suriye sorunu maksimum bir ay içinde çözülür.

Ankara istemezse sittin sene çözülmez.

Suriye sorunu çözülmezse Türkiye’nin başı sittin sene beladan kurtulamaz.

Siz olsaydınız ne yapardınız?