Korkusuz
Ümit Zileli

Siz buna eğitim mi diyorsunuz?..

Eleştirilecek çok yanı vardı aslında...

Hangisinden başlasam acaba? Milli Eğitim Bakanlığı’nın dün başlattığı “uzaktan eğitim” deyim yerindeyse kabuslarla doluydu! Birçok öğrenci yoğunluk nedeniyle Eğitim Bilişim Ağı’na (EBA) erişmekte büyük sıkıntılar yaşadı mesela... İstanbul’un göbeğinde Ataşehir’de elektrikler kesildi örneğin!.. Çocuklar dersleri son derece sıkıcı, yetersiz buldu mesela...

Ancak bunları ilk günün telaşına, hazırlıkların yetersizliğine, elektriği kesenlerin (şayet teknik arıza değilse) cehaletine, kar hırsına verebilirdik...

Ancak, milyonlarca çocuğun geleceğini ilgilendiren, “en kutsal haklardan biri” olarak kabul edilen ve ayrıca ülkenin geleceği demek olan eğitimi propaganda aracı haline getirmek asla affedilebilecek bir hata olarak görülemez!..

TRT EBA TV’de yayınlanan derslerden önce, hangi “müthiş zekanın” ürünü ise ekranlara Demokrat Parti belgeseli adı altında Adnan Menderes’in animasyon şeklinde idam sahnesi getirildi; getirildi diyorsam, ayrıntılarıyla birlikte!..

Bitmedi; ilkokul öğrencilerine de Selahattin Eyyubi belgeseli gösterildi, kanlı kafa kesme sahneleriyle birlikte!..

Lise öğrencileri de unutulmadı tabii; onlara da ders aralarında ilahi dinletildi!..

Bu yalnızca propaganda değil, başta TRT yöneticileri olmak üzere küçük öğrencilere belgesel adı altında siyasi ve dini propaganda yapmak, bu görüntüleri izlettirmek çok ciddi bir suç aynı zamanda!.. RTÜK Üst Kurulu Üyesi İlhan Taşçı, RTÜK Yasası’nın 8’inci maddesinin 2’nci fıkrasında tanımlanan suçu işaret ederek şöyle dedi:

-Bu sakıncalı yayın nedeniyle TRT Genel Müdürü İbrahim Eren başta olmak üzere tüm ilgililer suç işlemişlerdir!..

Bir soru da benden o halde:

-Bu idam sahneleri içeren belgeseller, ilahiler belli ki çok önceden sırf bu çocuklara izletmek için hazırlanmış, yayın saatleri bile belirlenmiş; demek ki ortada “bilinçli propaganda” durumu var. Bu durumda cezanın da o oranda olması gerekmez mi?!.

Siz nerenin Milli Eğitim Bakanısınız Tanrı aşkına?!.


Bu rezalet fark edildiği andan itibaren yurttaşlar sosyal medyadan büyük tepki gösterdiler. Tepkiler özellikle Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a yöneltildi ve Twitter’da “Ziya Selçuk istifa” hastagı açıldı.

Bakan Bey, yoğun tepkilerin ardından lütfedip bir açıklama yaptı ve  “etkinlik saati programını” hazırlayan ekibi suçladı, iyi mi! Bakın ne dedi Bakan Selçuk:

-Bu yoğun süreçte üzülerek ifade ediyorum ki, görev dağılımında kendilerine güvenerek denetleme ihtiyacı duymadığım ekibin hazırladığı etkinlik saati görüntülerini ben de onaylamıyorum ve çocuklara uygun olmadığını düşünüyorum...

Selçuk, ekibi suçlarken iki ayrı cümlede şöyle diyordu; “Denetleme ihtiyacı duymadığım”, “Gözden kaçırdığım!” O halde yapmanız gerekeni de bilmeniz lazım sayın Selçuk; mensubu olduğunuz iktidarın “Biz onlardan çok iyiyiz” diye övündüğü ülkelerin bakanları, bu gibi durumlarda en başta kendisi istifa eder, gitmeden önce de tüm sorumlulara görevden el çektirir!..

“Bilmiyordum”, “Gözden kaçırdım”, “Denetleme ihtiyacı duymadım” cümlelerini ancak kabile devletlerinin eğitim bakanlarından duyabilirsiniz.. Onlar konuşur ve istifa etmez! O halde bir karar vermeniz gerek:

-Siz nerenin Milli Eğitim Bakanısınız Ziya Bey?..

O dizilerde bir kişi hastalık kaparsa sorumlusu sizlersiniz!


Milletin canı burnunda koronavirüsten korunmaya çalışıyor...

Tüm kültürel, sportif faaliyetler askıya alındı. Sporda geç kalındığı için, neredeyse iki hafta önce “Durdurun ligleri” çağrısı yapan Fatih Terim başta olmak üzere bazı sporcularda da virüs tespit edildi...

Televizyon dizilerinde çalışan oyuncular ve teknik çalışanlar da “erteleme” istedi ve dizilere de 2 hafta ara verildi. O zaman da duruma bakılarak karar verilecek...

Durum böyleyken Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın kardeşi Serhat Albayrak’ın başında bulunduğu Turkuz Medya Grubuna ait ATV’de dizi çekimlerine ara verilmedi, diziler tam gaz devam ediyor! Turkuaz Medya Grubu’na bağlı Sabah gazetesi TV yazarı Yüksel Aytuğ, dün köşesinde bu durumu “ATV’de virüs molası yok” başlığıyla adeta övünerek anlattı, iyi mi! Bununla da yetinmedi, RTÜK’ün dizilerini devam ettiren kanal ve yapımcılara teşekkür ettiğini de açıkladı...

-Ya rating, sen nelere kadirsin!..

Aytuğ, ATV’nin son derece fedakarca davranarak tüm dizi ve programlarına devam etme kararı aldığını ballandıra ballandıra anlatıyor. Benim de naçizane bir sorum olacak bu durumda:

-O ATV setlerinde çalışan herhangi biri koronavirüse yakalandığı takdirde, TV yönetimi ne tür bir fedakarlık yapmayı düşünüyor acaba? Cumhurbaşkanı’nın “Herkes evinde kalsın” dediği bir süreçte dizileri devam ettirenlere teşekkür eden RTÜK, maazallah bu nedenle hastalık veya ölüm meydana gelirse bu kez kime teşekkür edecek acaba?

-Çünkü tek sorumlu ATV, yapımcılar ve RTÜK olacak, bilesiniz!..