Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Siyasi omerta kuralarını kim yerleştirdi?

DP (Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes), “Devri sabık yaratmayacağız” diyerek iktidara geldi...



Bu, şu demekti...

“Bizden önceki iktidarın yaptığı hiçbir suçun yargılanmasına izin ve imkân vermeyeceğiz...”.



Demokrasi gelecekti ama...

Siyasi irade...

Eskiden olduğu gibi bu defa da...

Yeni iktidarın emrinde olacaktı...

[caption id="attachment_6426426" align="alignnone" width="600"] Adnan Menderes[/caption]



Siyasi kirlenme işte o “sloganla” başladı...

Adnan Menderes açıkça:

“Biz yargıkontrolümüz altına alacağız...

Savcıların geçmişteki suçları kurcalamalarına izin ve imkân vermeyeceğiz...” diyordu.



Bunun mefhumu muhalifi ise şuydu:

“Yargı emrimize girecek...

İstediğimiz kişileri mahkûm ettirecek...

Dilediklerimizin suçlarını örtbas edeceğiz...”.



Yani...

DP iktidarı...

Genç demokrasimizde berbat bir gelenek...

Ya da...

Bir tür...

“Siyasi Omerta” kuralını yerleştirmek istiyor gibiydi...



Bizden önceki iktidarlar ne yapmışlarsa...

Yanlarına kâr kalacak...



Bizden sonra gelecek olanlar da...

Bizden devri sabık yaratmasınlar...



Eğer işlediğimiz suçlar varsa...

Üzerini örtsün...

Bizlerden “devri masum” yaratsınlar...



Kılıçdaroğlu:

“Devri sabık yaratmayacağız” demiş de...

Aklıma geldi...

DP KEŞKE DEVRİ SABIK YARATSAYDI


Biliyor musunuz?..

DP iktidar olmadan önce Adnan Menderes’in “Devri sabık yaratmayacağız” sloganına DP’nin Cumhurbaşkanı adayı Celal Bayar karşı çıkmıştı...

Neden?..

Çünkü...

Bayar çok deneyimliydi...

[caption id="attachment_6426428" align="alignnone" width="600"] Celal Bayar[/caption]



Menderes’in sloganının:

Tamamen siyasi ve...

CHP’li seçmeni “ürkütmemek” amaçlı olduğunu biliyordu...



Ve yine biliyordu ki...

Eğer...

Demokrasi döneminde “Devri sabık yaratmayacağız” sloganı siyasi gelenek haline gelirse...

Bu kötü gelenek...

Siyasi partiler arasında:

“Ben senin suçlarını görmezden geleceğim; iktidar olursam sen de benim suçlarımı görme” kirli uzlaşmasını üretecekti...



Bayar o nedenle:

“Hayır, bu sloganı kullanmamalıyız... Eğer bizden öncekiler suç işlemişlerse ki işlediler; bunu bağımsız yargıya bırakalım...” diyordu...



Ama...

Ve ne yazık ki...

Menderes’in dediği oldu...

‘DEVRİ SABIK’ YARATMAK İHTİYACI NEDEN DOĞAR?..


Son günlerde siyasetin doğrusunu yapan kim?..

“Devri sabık yaratacağız” diyen Aykut Erdoğdu mu?..

“Devri sabık yaratmayacağız” diyen Kemal Kılıçdaroğlu mu?..





Tabii ki cevaplanması gereken bir soru...

Ama...

Ben cevap vermeyeceğim...

Çünkü...



“Devri sabık” yaratmak...

Ya da... “Devri sabık yaratmamak” (Ki bu “devri masum yaratmak” demektir...) birer sonuçtur...



Oysa asıl tartışılması gereken...

Bu sonuçları doğuran sebeplerdir...

Uzun süredir anlatmaya çalıştığım da işte bu...

TÜRK MASUMLAR, FİLİSTİNLİ OLMAK İÇİN DİLEKÇE Mİ VERSİNLER?..


Ey, Filistin’deki zulme karşı çıkanlar...

Ey, “Müslüman kardeşlerimizin kanlarını yerde bırakmayacağız” diye intikam yemini içenler...



Ve ey:

İç ve dış politikadaki her konuda birbirini yiyen ama...

Filistin’de uygulanan İsrail zulmüne karşı birleşen:

İktidar ve muhalefet partileri...



Bu yüce vicdanlarınız için hepinizi tebrik eder...

Gözlerinizden öperim...



İyi de...

Madem zulme bu kadar karşısınız...

Kendi yurttaşlarınıza karşı neden bu kadar:

Zalimsiniz?..



Kendi yurttaşlarınızı Filistinliler kadar sevmiyor musunuz?..

Kendi yurttaşlarınızın Filistinliler kadar değeri yok mu?..



Cezaevlerinde yatan masum gazeteciler...

İş insanları...

KHK mağdurları; insan değil mi?..



Ne yapsın o insanlar...

Cezaevinden:

“Bizler de Filistinliyiz” diye dünya insanlığına mektup mu yazsınlar?..

İHTİLAL OLMAYABİLİRDİ...


Canlarım...

1950 – 1960 arası Meclisi...

DP iktidarının yolsuzluklarını...

Meclisteki çoğunluğu ile örtbas edince...

27 Mayıs 1960 ihtilalini yapan askerler...

Devri sabık yaratmaktan da öte geçerek...

Biri başbakan, ikisi bakan 3 politikacıyı katlettiler...



Eğer DP hükümetleri yargıyı kontrolleri altına almasaydı...

Yargıya bağımsız ve tarafsız olma imkânı tanısaydı...

Gazetecileri hapsetmeseydi...

“İş adamı” kılığına girmiş hırsızları milletvekili yapmasaydı...

Kendi başbakanı ve bakanları ve milletvekilleriyle ilgili iddiaları...

Meclis çoğunluğuna yaslanıp örtbas etmeseydi...



İhtilal olmayacak...

Bu kirli “Devri sabık yaratmayacağız” sloganı da yerleşmeyecekti...

NEREDESİN BAY GENCEBAY?..


İktidar liderleriyle videoları ve fotoğrafları olan bir sözde iş adamı kaçak...

Bu kaçak iş adamına ait 6 şirketin hesaplarından 132 milyon dolar kara para aklandığı iddiaları nedeniyle yargılama sürüyor...

Ama...

Son tutuklu da...

Yapılacak duruşmadan önce tahliye edildi...

[caption id="attachment_6426431" align="alignnone" width="600"] Orhan Gencebay[/caption]



Bu tahliyenin olduğu ülkede...

Osman Kavala isimli:

Saygın iş adamı ve insan hakları savunucusu...

Dünyanın en saygın Ortadoğu uzmanlarından biri olan:

Akademisyen Henri Barkey ile görüştüğü için...

“Casuslukla” suçlandı...

Cezaevine konuldu...

Ve halen orada...



Bu tahliyenin olduğu ülkede...

İktidar memurları tarafından fişlenen...

Ya da...

Çalışma arkadaşları tarafından ihbar edilen...

On binlerce “masum” yurttaş cezaevinde...



Neredesin Bay Gencebay?..

Neden: “Batsın bu dünya” diye haykırmıyorsun?..