Korkusuz
Ümit Zileli

Sınır ötesi operasyon

AKP’li Cumhurbaşkanı, dün grup toplantısında aynen şöyle konuştu:

-Uçaklarla, toplarla, SİHA’larla yaptığımız operasyonlar sadece başlangıçtır. Bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine bineceğiz. Tel Rıfat, Münbiç ve Ayn el-Arab gibi çıbanbaşı yerlerden başlayarak adım adım halledeceğiz!

Ne yapmış oldu peki bu konuşmayla? Öncelikle tarih vermiş oldu. “en uygun zamanda” dedi! Üstüne bir de terörist artıklarına randevu verdi, iyi mi! Sırasıyla “çıbanbaşı” olarak nitelediği, PKK/PYD’nin elinde bulunan yerleri saydı!

Askerlikten çok anladığımı söyleyemem...

Ancak askerliğimi operasyon bölgesinde yaptım, hem de jandarma komando asteğmen olarak... Pek çok şey gördüm, operasyonlara katıldım, en azından bir çoğuna da tanık oldum... Ama hayatımda  “randevulu operasyon” diye bir şey görmedim!.. İzledikten sonra kendimi tutamayıp şöyle mırıldandım:

-Bari saatini de verseydiniz!

AKP’li Cumhurbaşkanı, bunu daha önce de yaptı; örneğin 2018 sonunda dünyaya yaptığı anlam veremediğim açıklamasında aynen şöyle demişti:

-Hazırlıklarımız tamam,  Fırat’ın doğusunu bölücü terör örgütünün elinden kurtarmaya yönelik harekatımıza birkaç gün içinde başlıyoruz.....

Abdülkadir Selvi Hürriyetteki köşesinde, Cumhurbaşkanı’nın bu açıklama stratejisini şöyle anlatmıştı :

-ABD askerlerinin hedef olmaktan çıkması için!..

Ben de acı bir gülümseme eşliğinde şöyle yazmıştım:

Anladım; ABD askerleri harekatı duyunca hemen yerlerini terk edecek!!! Cumhurbaşkanı, harekatı anlatırken, ABD ile derin görüş ayrılıklarından, PYD/YPG/PKK’ya gönderilen yüzlerce TIR dolusu silahtan, 30 bin kişilik ordu kurmak için girişilen eğitim seferberliğinden söz ettikten sonra şu sözleri de altını çizerek söyledi:

-Hedefimiz asla Amerikan askerleri değildir!..

Ne kadar güzel... de, orada yerleşmiş, “gözleme” adı altında göstere göstere karakollar kurmuş, üs oluşturmuş ABD askerlerini teröristlerden nasıl ayıracak, kış şartlarında yapılan muharebelerde kimin kim olduğunu  nasıl fark edeceksiniz?!.

-Yoksa iş oraya kadar varmayacak mı?!”

Varmamıştı zaten!

Kış başlarken operasyon!


Günümüze gelirsek...

Yukarıdaki son cümle yani soru özellikle çok önemli...

Askeri, siyasi uzmanlar, operasyonu sahada bizzat yaşamış, planlamış emekli generaller aynı şeyi söylüyor:

-Bu kış şartlarında, üstelik son derece kritik, ABD askerlerinin de olduğu bir bölgede, büyük kuvvetler, ağır silahlar ve en önemlisi hava gücü desteği olmadan büyük operasyon yapılamaz!..

O halde biz de aklımıza takılan soruları soralım:

-Rusya, hava harekatı için uçuş yasağını kaldırmıştı. Karadan yapılacak bu operasyon için de aynı desteği verecek mi?

-Daha düne kadar, bu operasyona şiddetle karşı çıkan, tehditkar ifadeler kullanan ABD, o hava sahasının kullanımına nasıl olup da karşı çıkmayacak?..

-Fırat’ın doğusu ve tabii Türkiye’nin Doğu’sunda hava şartları malum... Bu kış şartlarında buraya ne kadarlık bir kuvvetle, ne kadarlık bir süre için operasyon yapılacak? Tüm teröristler temizlenene dek deniliyorsa, askeri uzmanların söylediğine göre, uzun, derinliği olan bu alan için epey büyük bir kuvvet ve lojistik gerekiyor, bunlar planlandı mı?

-İran ve bizzat o toprakların sahibi olan Suriye bilgilendirildi mi? Başta Suriye olmak üzere yoğun bir tepki  karşısında nasıl bir politika izlenecek?..

Sorular uzatılabilir, ancak bu kadarı da yeterli... Dikkat ederseniz sorular bile daha yanıt alınmadan şüphe yaratmaya yetiyor!..

-Adeta bir “danışıklı dövüş” durumu yaşanıyormuş havasına dikkat çekiliyor!..

Seçim yatırımı iddiaları!..


Böylesine bir operasyon, doğal olarak şüpheleri körüklüyor...

Öyle ki; ABD ile bir “operasyon oyunu” planlanıp,  birkaç ay sonra yapılacak genel seçimleri “cepte keklik” haline getirme operasyonu yapılacağını ileri sürenler bile var!..

Muhalefet partileri de dikkatli bir dil kullanarak terör tehdidine karşı, ülkenin ve milletin geleceği için operasyonun desteklenebileceğini ancak bunun genel seçimlere yönelik “uyduruk” bir harekat olmaması gerektiğini üstüne basarak belirtiyorlar...

MHP, bildiğiniz gibi, dayanak vazifesini cansiperane şekilde sürdürüyor!...

Öyle ya  da böyle, tabii ki milletin ve ülkenin geleceği söz konusu olduğunda akan sular durur; tabii ki söz konusu vatansa gerisi teferruattır, ancak bir şey daha var:

-Söz konusu aynı zamanda çocuklarımızın, Mehmetçiğin kanı, canıdır!..