Korkusuz

Silah satışında Meclis neden devre dışı?..

Silah satışında Meclis neden devre dışı?..
İç siyasete az mola...

Gözlerden kaçan çok önemli bir konu var... Türkiye’nin yurt dışına yaptığı silah satışları... Karşı değilim... Ancak, büyük bir dış politika sorunu olarak karşımıza çıkıyor...

Sorgulanmadığı için dikkat çekmek istiyorum. Yurtdışına asker gönderdiğimiz zaman TBMM’den izin alınıyor, tezkere çıkarılıyor. Ancak yurt dışına silah satışları tek kişinin inisiyatifinde. TBMM tamamen devre dışı... Denetleyen yok, hesap soran yok... Tam bir keyfiyet hakim!.. Uluslararası politikada  etki ve tepkilerine bakarsak yurt dışına asker gönderme ile silah satma arasında ne fark var?..

Anayasal boşluk var... “Şahsım” iktidarının hesapsız dış politikalarının nelere mal olacağını kestirebilmek mümkün mü?.. Ukrayna’ya yapılan SİHA satışları yüzünden Rusya ile gerilim halindeyiz. Ha keza Libya’da da durum farklı değil...

★★★

Konuyu, uzmanlık alanı olduğu için Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım’a sordum. Yalım, yürürlükteki kanuna göre anlattı:

“Yabancı ülkelere silah satışı ve hibe işlemleri, 5201 sayılı kanuna göre yapılıyor. Anılan kanuna göre, yabancı ülkelere silah, mühimmat satışı ve hibe işlemleri için önce Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın olumlu görüşleri alınıyor daha sonra da Milli Savunma Bakanlığı’nca izin veriliyor.

Milli Savunma Bakanlığı’nca her sene yayınlanması gereken Kontrole Tabi Malzeme Listesi’ne göre yabancı ülkelere satışı yapılacak veya hibe edilecek harp araç ve gereçleri ile silah, mühimmat ve bunlara ait yedek parçalar belirleniyor. Satış ve hibe işlemleri sadece listede bulunan malzemelere uygulanıyor. Listede olmayan malzemelerin satışı veya hibesi yapılmıyor.”

Yıllarca bu işlerle uğraşmış olan Ümit Yalım TBMM’nin devre dışı bırakılmasına karşı. Yalım’ın görüşleri şöyle:

Yabancı ülkelere satış ve hibe işlemlerinde, milli irade yani Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) devre dışı bırakılıyor. Başkanlık sisteminin uygulandığı Amerika Birleşik Devletleri’nde, yabancı ülkelere silah satışları Kongre’nin her iki kanadı Temsilciler Meclisi ve Senato’nun onayından geçmesi gerekiyor.

Parlamenter sistemle yönetilen Almanya’da da silah ihracatıyla ilgili sorunlar yaşandı. Merkel Hükümeti’nin giderayak rekor düzeyde silah satışına onay vermesi Almanya’da tepkilere neden oldu. Yeni kurulan Koalisyon Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı Baerbock silah ihracatına izinlerde hükümetleri bağlayan bir yasa hazırladıklarını söyledi.”

★★★

“Peki, Türkiye ne yapmalı” sorusuna Ümit Yalım şu cevabı veriyor:

“Türkiye’de de yabancı ülkelere silah satışında hükümetleri bağlayan yasal ve anayasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu bağlamda Anayasa’nın 92. Maddesi’ne yapılacak ilave ile yabancı ülkelere silah satışı ve hibesi için izin verme yetkisi TBMM’ye verilmelidir. MSB, Dışişleri, İçişleri ve Sanayi Bakanlığı ile ilgili bakanlıklardan oluşturulacak ortak komisyonda silah satışı ve hibesi yapılacak yabancı ülkelerin durumu görüşülmeli, komisyon onayından sonra satış veya hibeye ilişkin yasa TBMM Genel Kurulu’nun onayına sunulmalıdır.

Silah satışı ve hibesinden sonra gerekli gözlemler yapılarak, son kullanıcı ülkeden başka ülke veya yasadışı kuruluşlara silah geçişleri önlenmelidir.

AKP Hükümetleri döneminde Gürcistan’a 2 adet Sahil Güvenlik Botu hibe edildi. Gürcistan, hibe ettiğimiz Sahil Güvenlik Botları ile 2009’dan itibaren Türk Karasularına girerek, Türk Balıkçı Teknelerine ateş açmaya başladı. Gürcistan, hibe ettiğimiz gemiler ile bizi vuruyor. Ayrıca, hibe ettiğimiz ve bizi vuran gemilerin bakımını da biz yapıyoruz.

Gürcistan örneğinden ders almayan AKP Hükümeti, Libya’ya da 2020’de 2 adet Sahil Güvenlik Botu hibe etti. Daha sonra başımıza neler gelecek onu da öngöremiyoruz.”

★★★

Ümit Yalım ile sohbet ederken, savunma sanayimizde hepimizin canını acıtan önemli bir konuyu da ele aldık; “Milli kuruluş TUSAŞ’a neden üvey evlat muamelesi yapılıyor ?.. Yalım’ın düşünceleri şöyle:

“Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’na alınacak silah araç ve gereçler Savunma Sanayi İcra Komitesi (SSİK) tarafından belirleniyor. Komite, Erdoğan’ın başkanlığında; CB Yardımcısı, Hazine-Maliye, İçişleri, Savunma ve Sanayi bakanları ile birlikte Genelkurmay Başkanı ve Savunma Sanayi Başkanı’ndan oluşuyor. Silah ihalelerinin hangi firmaya verileceğini de SSİK belirliyor. Açık kaynaklarda yayınlanan belgelere göre, Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterinde, 157 adet Baykar/Bayraktar İHA, 63 adet TUSAŞ İHA var. Özel şirket Baykar/Bayraktar’a, TUSAŞ’a verilen İHA ihalesinin iki mislinden fazla İHA ihalesi verilmiş.

Erdoğan ve SSİK Üyelerinin ağırlıklı olarak Baykar/Bayraktar Şirketi’ni kayırdığı, devlet şirketi TUSAŞ’a üvey evlat muamelesi yaptığı görülüyor. Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın yaptıkları ile Tayyip Erdoğan’ın yaptıkları arasında ne fark var?

★★★

Vee, gözlerden kaçırılan bir gerçeğe daha işaret etti Ümit Yalım:

“Türk Deniz Kuvvetleri’nin envanterine girmesi beklenen Havuzlu Çıkarma Gemisi  daha sonra ilave edilen pist ile uçak gemisine dönüştürüldü. Geminin üzerinde, dikine iniş kalkış kabiliyeti olan F-35 B modeli uçakların konuşlandırılması planlandı.

S-400 alımı nedeniyle, ABD, Türkiye’yi F-35 projesinden çıkardı. Mevcut durum itibarıyla geminin üzerinde pist var ama piste konuşlandıracak uçak yok. Projeden çark eden AKP Hükümeti şimdi de geminin üzerine İHA ve SİHA’ları konuşlandıracağını belirtiyor. Bu durumu kamuoyuna yeni konsept diye yutturmaya çalışan AKP zihniyeti, milletimizin aklıyla alay ediyor. Gemi üzerine pist koymak suretiyle geminin asli görevi olan çıkarma harekatı ikinci plana atıldı. Ortaya melez bir gemi çıktı. Uçak gemisini korumak için en az 4 firkateyn görevlendirmek gerekiyor. Ayrıca, F-35 uçakları Yunanistan’ın envanterine girdiğinde durum daha da vahim hale geliyor. F-35 uçakları, radara yakalanmadan 120 mil mesafeden su üstü hedeflerini vurabiliyor. O zaman inşa edilen uçak gemisi daha da kolay hedef haline gelecek. Girit Adası’nın kuzeybatısında bulunan ve Yunanistan’ın 2019’da işgal ettiği Küçük Çuha Adası’na, Deniz ve Hava üssü kurmak yerine Havuzlu Çıkarma Gemisi’ni melez bir Uçak Gemisi’ne dönüştürmenin hiçbir faydası ve mantıklı açıklaması yoktur.”

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.