Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Sessizce oturup kahredelim kendimize...

Düşündü birdenbire kayalardaki adam:

Kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri...

Kim bilir onlar ne kadar büyük ne kadar uzundular?..

Birçoğunun adını bilmiyordu...

Yalnız...

Yunan’dan önce ve seferberlikten evvel geçerdi Gediz’in sularını:

Başı dönerek...

Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu.

Ve...

Yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki...

Şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden:

Güzel, rahat günlere inanıyordu...

Ve...

Gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında...

Birdenbire onu gördü:

Beş adım sağında...

Paşalar onun arkasındaydılar...

O, saati sordu...

Paşalar:

“Üç” dediler...

Sarışın bir kurda benziyordu.

Ve...

Mavi gözleri çakmak çakmaktı...

Yürüdü uçurumun basına kadar:

Eğildi...

Durdu...

Bıraksalar:

İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak...

Ve...

Karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak...

Kocatepe’den:

Afyon Ovası’na atlayacaktı...





Canlarım...

Bir mücevheri korursunuz kanunlarla...

Polislerle...

Korucularla...

Ama nihayet bir maddedir...

Ruhu yoktur...

Zihni yoktur...

Ölüyken dirilttiği bir:

Milleti yoktur...



Birkaç gündür tüm sorunlarımızı unuttuk...

Ruhuyla...

Muhteşem:

Aklıyla...

Muhteşem:

Bedeniyle...

Muhteşem:

Cesaretiyle...

Muhteşem:

Fikirleriyle...

Muhteşem:

İcraatlarıyla...

Ve hatta:

Az da olsa...

Kabahatleriyle muhteşem Atatürk’e...

Hakaret ettiğini zanneden zavallı İmam Hatipliyi tartışıyoruz...



Kimimiz lânetliyor...

Tutuklu yargılanmasını istiyoruz:

(Ki öyle olacağa benziyor...).

Kimimiz:

Tutuklayarak, bu liseli delikanlının çürütülmüş fikirlerini pekiştireceğine ilişkin endişelerimizi seslendiriyoruz...





Ben:

İkincilerdenim...

Çünkü...

Nazım Usta’nın, Kuvayi Milliye isimli eserinin her yerinde...

Az önce okuduğunuz bu alıntıda olduğu gibi bazen de bir yerinde anlatmaya çalıştığı o Büyük İnsana karşı yapılacak her edepsizlik...

Vız gelir...

Tırıs gider...



Öğretmenleri:

Aklıyla düşünmeyi öğretmediler ki İmam Hatip’te...

Haliyle...

Bu büyük adamın fotoğrafını...

Başına sürseydi o delikanlı:

Akıllanacak mıydı sanki?..

Silinecek miydi beynindeki:

Örümceğin ipleri?..



Gelin artık:

Bu tür edepsizliklere gülüp geçmeyi:

Öğrenelim...

Ya da:

Erdoğan kendisine hakaret bile edilmediği halde...

Korumak istediğinde kendi yanlışlarını kanunlarla...

Sessizce oturup:

Kahredelim kendimize...

Günün sözü


“Ben istese idim derhâl askerî bir diktatörlük kurardım ve memleketi öyle idareye kalkışırdım. Fakat ben istedim ki, milletim için modern bir devlet kurayım...”.

Mustafa Kemal Atatürk

Olamaz mı?..


Hiç sevmediğim halde canım bugün “komplo teorisi” üretmek istedi...



Atatürk’e hem çirkin hem ahlâksızca hakaret eden İmam Hatiplinin:

Atatürk Düşmanı bir Cumhurbaşkanının devri iktidarında tutuklanması:

Yerel seçimlerde...

CHP’li belediyeleri kazanabilmek amacıyla...

Dünyevî seçmenlerin oylarına göz kırpmak için kurgulanmış:

Olamaz mı?..

Dünün tweeti


Yılmaz ÖZDİL

@Yilmaz_Ozdill

Türkiye’nin temel sorunu ekonomi, terör filan zannediliyor, temel sorun tarikat-cemaat-zırcahil atmosferidir, içi boşaltılan milli eğitim sistemidir... “Kininin davacısı bir gençlik yetiştireceğiz” diyen Tayyip Erdoğan’a gıkını bile çıkarmayıp, anca lise öğrencisine hesap soranların korkaklığıdır.

TCMB ne yapmak istiyor?




Faiz oranları ekonominin tansiyonu gibidir...

Reel faizin, enflasyondan biraz düşük olması ekonomideki muhtemel durgunluğu önler...

Biraz yüksek olması ise:

Enflasyon ihtimalini düşürür...



ABD’de faizler olması gerekenin az üzerinde (%1.55...).

Hem enflasyona izin vermiyor...

Hem de stagflasyon tehlikesine karşı tedbir alınıyor...



Bizde mi?..

Ne siz sorun...

Ne ben söyleyeyim...

Çünkü:



Dün açıklanan Merkez Bankası politika faizine göre (%5 arttı, %30’a yükseldi...):

Reel faiz, enflasyon oranının çok altında (%28...)

Reel faizi enflasyon oranının biraz üzerine çıkarsak:

Ekonomi duruyor...

Reel faizleri enflasyonun altında (Vahşi bir oranda) tuttuğumuzdaysa:

Enflasyon ateşi yakıyor...



Çözüm:

Erdoğan’ın yönetmediği yeni bir model...

Yanılmadım çünkü...




Amerikan FED, politika faizini:

%5.25’te sabit tuttu...

Yani:

Tahminimde yanılmadım...



Neden yanılmadım?..

Çünkü...

Dünyada...

Stagflasyonun nasıl bir belâ olduğunu bizzat yaşamış...

Ve...

En doğru şekilde öğrenmiş toplum (1929 Büyük Buhran):

Amerikalılardır...



Reel faizi enflasyonun daha fazla üzerinde tutarak stagflasyona sebep olma endişeleri nedeniyle...

(Şimdilik) %1.55 reel faizler yetindiler...



Ancak...

ABD’yi yöneten siyasi kadrolar bir an önce küreselleşmenin gereklerini yerine getirmez...

Çin ve diğer “üretici” ülkelerle ticari ve sınai ilişkileri başlatmazlarsa...

ABD ekonomisinde...

Bu reel faizlerle bile:

Fiyat artışlarının önüne geçemez...

Günün şiiri


Öldürülen kadınlar için:

Bir anın sonsuzluğunda

kalmıştınız

Loş kokulu gecelerde

yalnız

Ancak tutsak bir yaşamda

vardınız

Özgürlük yerine ansızın

ölümle tanıştınız

Kırılmaz Çekirdek.

Ümit Kardaş.

Sayfa 20

Hani kazanabilecek aday




Meral Hanım;

14 Mayıs seçimlerinden önce:

“Kazanabilecek aday” diye tutturdunuz...

Ve...

Yardımcılarınızı (İlle de yavuz Ağıralioğlu ve Ümit Özlâle):

“Kazanabilme ihtimali sıfır” olarak nitelendirdiğiniz Kemal Bey’i itibarsızlaştırmaları için:

Görevlendirdiniz...



Ve:

Birisi İYİ Parti’yi birlikte kurduğunuz ırkçı Sinan Oğan...

Diğeri:

Kankanız, meslektaşınız Kürt düşmanı Muharrem İnce’ye oy isteterek...

Kemal Bey’in daha ilk turda kazanabilme ihtimalini:

Yok ettiniz...



Şimdi soruyorum:

“Kazanabilecek aday” merakınız devam etmiyor mu ki...

İzmir belediye başkanlığı için...

Kazanma ihtimali sıfır olan:

Irkçı Ümit Özlale’yi aday göstereceksiniz?..



Neyse...

Cevabınızı biliyorum...

Ve:

İYİ Parti’yi:

Kılıçdaroğlu’nun muhtemel cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemek...

Onu başaramazsanız:

Seçilmesini önleyerek Erdoğan’ın (Anayasaya rağmen) 5 yıl daha iktidarda kalmasını sağlamak için kurduğunuza ilişkin görüşlerimde yanılmadığımı:

Bir kez daha ispatladınız...

Belki adam olurlar...




Elbette düşünen tüm yurttaşları...

Ama...

İlle de Osman Kavala’yı cezaevinde tutsak bulundurarak...

Gelişmiş dünya ülkelerinin:

Tüm siyasetçilerinin (Hangi siyasi ve iktisadî görüşten olurlarsa olsunlar...).

Ve...

Tüm aydınlarının düşüncelerini...

Daha doğrusu:

Medeni dünyanın Açık Toplumunu hapsettiklerini görmeyen...

Sözde hukukçu...

Ve...

Sözde siyasetçilere bu günlerde...

Karl Popper ve George Soros okumalarını tavsiye ederim...



İnsan olacaklarını zannetmem...

Ama...

Ve belki:

Adam olurlar...