Korkusuz
Ümit Zileli

Şeriat anayasası!..

Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM), başında AKP’li Cumhurbaşkanı’nın Askeri Başdanışmanı emekli Tuğamiral Adnan Tanrıverdi’nin bulunduğu bir kuruluş…

ASSAM, 19-20 Aralık tarihinde bir kongre düzenledi; adı şöyleydi:

-3. Uluslararası ASSAM İslam İşbirliği Kongresi.

Bu kongrede ASRİKA (Asya-Afrika) adı verilen ortak savunma sanayi üretim teması işlendi. Ama sizler daha çok Tanrıverdi’nin “Mehdi gelecek. Ortamı ona göre hazırlamalıyız. İşte ASSAM bunu yapıyor” sözlerini duydunuz ya da okudunuz!..

Bana hiç şaşırtıcı gelmedi oysa! O toplantıda öyle şeyler konuşuldu ki, Mehdi konuşulmasaydı eksik kalmış olurdu doğrusu! Örneğin İslam birliğinin tamamlanabilmesi için ASSAM’ın hazırladığı “Model anayasanın” çizdiği yol haritası anlatıldı. TELE 1’in izleyip gayet net anlattığı “Şeriat Dosyası” haberinde, çizilen yolun nereye çıktığını da tüm açıklığı ile gösterdi:

-Anayasa Kuran’ın hiçbir ayetine ters olmamalı!..

Bu kadar basit, bu kadar açık! Sonrasında da bu amaca en kestirme yoldan nasıl ulaşılacağı bir bir anlatıldı kongrede… Mesela laiklik ilkesinin hemen anayasadan çıkarılmasının ne denli önemli olduğu şöyle vurgulandı:

-Bugün 200’e yakın ülkeden sadece 21’inin anayasasında bulunan; ama bizdeki uygulaması hiçbir ülkenin uygulamasına ve anayasaya koyma aracına benzemeyen, ülkemizin dindarları üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanan bir anayasal kuraldır!

Öyle bir büyük belaydı ve öylesine belirsizdi ki, kimine göre “din özgürlüğü”, kimine göre “din ile devlet işlerini birbirine karıştırmama kuralı”, kimine göre dinsizlik”, kimine göre ise din düşmanlığı idi!

Kasıtlı olarak tanımının yapılmadığı yalanı bir güzel sıvandıktan sonra da söz şuraya getiriliyordu:

-İslami inancı toplum vicdanından söküp azalmak amacıyla, anayasadaki “Dini İslam” kuralı yerine getirilmiş yabancı bir kavramdır!..

“Öldürülen kişinin ailesi cezaya karar versin!”


Bu satırları karalayan, laikliğin antidemokratik olduğunu söyleyecek kadar gerçekle bağlarını kopartan Tanrıverdi ve kurmayları, her ne hikmetse anayasalarında laiklik kuralı bulunmayan Türkiye’nin dışındaki İslam ülkelerinin niçin yerlerde süründüğünü, kan denizi içinde yüzdüğünü, çoğunun köle ve sömürge olduğunu, en babayiğidinin Türkiye’nin en az yüz yıl gerisinde olduğunu söylemiyor, söyleyemiyor!..

Ama Kuran’ın hiçbir ayetine ters olmayacak bir anayasa için Meclis’in hemen harekete geçmesini, çalışmalarda Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan bir heyetinde bulunmasını, denetleme yapmasını isteyebiliyor!..

Daha neler istemiyor ki; mesela şöyle bir teklif getiriyor:

-İnsan öldüren kişilere ölüm cezası verilebilmelidir. Bu şekilde masum insanların öldürülebilmeleri önlenebilecektir. Ancak öldürülen kişinin ailesi tarafından katilin ölüm cezası farklı cezalara çevrilebilmelidir!

Bakınız siz; tıpkı İran’da olduğu gibi, kan parasını cömertçe veren kurtulacak, parası olmayan ise mezarlığın yolunu tutacak!..

Tanrıverdi neleri becermiş?


Aynı zamanda özel güvenlik şirketi SADAT’ın da başında bulunan, son olarak Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulan Güvenlik Politikaları Kurulu üyeliğine de getirilen Adnan Tanrıverdi, TSK’nın “yeniden dizayn edilmesi” konusunda istediklerinin de özellikle teker teker yerine getirildiğini de çeşitli konuşmalarında övünçle anlatıyor:

-Harp okulları, askeri okulların tamamı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlansın dedik, bağlandı! Jandarma Genel Komutanlığı Genelkurmay’la İçişleri Bakanlığı’na bağlansın dedik, bağlandı! Yüksek Askeri Şura’nın yapısı değişsin dedik, değişti! Askeri Yüksek Yargı kalksın dedik, o da gerçekleşti! Başkanlık sistemi gelsin dedik, o da geldi! Bu önermelerin tamamı 15 Temmuz’dan sonraki yeni yapılanmada gerçekleşti!..

Gördüğünüz gibi Tanrıverdi önemli bir adam; söyledikleri, önerdikleri yerine getiriliveriyor! Hayata geçmesini istediği daha pek yaşamsal konular var… Şeriat anayasasını yukarıda yazdım zaten, bunun dışında örneğin eyalet sistemine geçilmesini istiyor… Kürtçenin anayasaya girmesini istiyor,  Cumhurbaşkanlığı formuna bir yıldız daha eklenmesini bile istiyor! Bakın bunu nasıl açıklıyor:

-Cumhurbaşkanlığı forsunda tarihte kurulmuş 16 Türk Devleti’nin simgesi bulunmaktadır. Eyyubi Hanedanlığı Devleti Kürtler kadar, Sünni Müslümanların da iftiharla ve hayırla yad ettikleri bir devlettir!..

Peki ya Türkler, onların fikri diyeceksiniz. Bu kafaya göre onlar da “Sünni Müslümanların” bir parçasıdır, söz hakkına gerek yoktur!..

Anlamadığınız bir şey kalmadı zannımca; adamlar şeriat devletinin anayasasının bile hazırlamışlar, daha neyi anlayacaksınız ki!..