Korkusuz
Utkan Aydın

Şenol Güneş’in doğrusu yanlışı

Türkiye, ‘pürüzsüz’ bir eleme periyoduyla 2020 Avrupa Şampiyonası biletini aldı. Pürüzsüz derken vurguladığım konu şu: Bu takım 10 maçın ikisinde gol yedi, Fransa’dan 4 puan aldı, bir kez yenildi, bir maç kala işi bitirdi. Bir kesimce İzlanda’yı yenemememiz öne çıkarıldı ki normal! Şenol Güneş, hiçbir zaman Türkiye’nin en çok destek gören hocası olmadı; elemelerde rekor kırsa da Dünya Kupası üçüncülüğü yaşatsa da...
İzlanda’ya ilk maçta pisi pisine yenildik. Fransa galibiyetinin getirdiği aşırı rahatlama, eksik bir kadro ve iki komik duran top golü... İstanbul’daki ikinci maçta ise skor almaya yönelik defansif oyun, en güçlü yönümüzün savunma olmasındandı. Son dakikalardaki saçma panik nedeniyle verilen tek pozisyon dışında plan da tuttu. İzlanda’yı farklı bir oyunla yenebilirmiydik; cevap evet. Ama Güneş’in sözlerinden çıkan şu: Kazanacağız derken bir hata ve yenilecek golle takım dağılabilir, olası bir yenilgi halinde zaten çok genç olan kadro Andorra’da hata yapabilirdi. Öyle bir ortamda yaşanacak tantanayı düşünsenize. Binbir zorlukla ortaya çıkan genç jenerasyon bir anda yok edilirdi. Sadece 9 aydır birlikte oynayan kadro dağılabilirdi.

Bu Şenol Hoca’nın görüşü. Bana göre doğru, başkasına göre de yanlış. Ama mevzu Şenol Güneş olunca, 2. torba ve 3. torba arasındaki fark bile başkalarına yapılamayacak bir lince dönüşüyor.

Neyse, o cevabı sahada veriyor!