Seni şerefsiz seni... Suçüstü yakalandın
Posta kutusunun kilidine soktuğu anahtarı çevirirken hangi faturaların gelmiş olabileceğini tahmin etmeye çalıştı.
Kapak açıldığında bir tek zarf vardı...
Aldı, baktı; TURKTELEKOM...
Heyecanla zarfın içinden faturayı çıkardı...
Şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı...
Tamı tamına üç milyar eski lira yazıyordu faturada...
Hızlı adımlarla asansöre yürüdü...
Dairesinin bulunduğu katın düğmesine bastı...
Kesinlikle bir yanlışlık olmalıydı...
Üç milyar liralık görüşme yapmış olması imkânsızdı...
Dairesinden içeri girince ilk işi TURKTELEKOM’u arayıp ayrıntılı fatura istemek oldu...
Bir süre sonra fatura dökümü geldi...
Aranan telefonların hepsinin arkadaşlarına ait olduğunu görünce şaşkınlığı bir kez daha arttı...
Ne kadar süreyle konuştuğu ve her konuşmanın kaç lira tuttuğu bile yazıyordu...
Ama...
Hiçbir şey hatırlamıyordu...
Sarhoş geldiği bazı geceler acaba arkadaşlarını aramış olabilir miydi?..
“Yok canım daha neler?” dedi sesli bir şekilde...
Bu arada gözü kafesinde sakin sakin duran papağanına takıldı...
“Yok canım” diye söylendi kendi kendine... “Olacak şey değil... Zavallının günahına girme...”.
“Ama ya o yapmışsa?” diye dürttü içindeki ses...
“Yahu git işine” diye azarladı kötü niyetli olan içindeki sesi... “İmkân var mı?..”
“Sen yine de bir test yap” dedi içindeki ses...
Odasına gitti...
Soyundu...
Yatağına uzandı...
İçindeki ses sürekli “Git kontrol et... Belki de o yapmıştır” deyip duruyordu...
Kalktı...
Salona doğru yürüdü...
Papağanın kendisini göremeyeceği bir yerde durdu, beklemeye başladı...
Az sonra papağan kafesin kapısını kanadıyla iterek açtı...
Telefonun başına gitti...
Rehberi de yine kanadıyla açtı...
Yine kanadıyla tuşlara basarak telefon aramalarına başladı...
Her seferinde Agop karşıdan arkadaşlarından birinin sesini geldiğini duyuyordu...
Öyle de uzun konuşuyordu ki papağan...
Işıkları yaktı...
“Seni şerefsiz seni... Suçüstü yakalandın” dedi bağırarak...
Çok öfkeliydi...
Papağan suçunu itiraf etti...
Agop’un ise öfkesi dinmiyordu...
Malzeme odasına gitti...
İki çivi ve bir de çekiç alıp salona döndü...
Papağanı iki kanadından çarmıha gerer gibi duvara çiviledi...
“Bir hafta böyle kal da aklın başına gelsin” deyip gitti...
Bir süre sonra papağanın gözü karşı duvarda asılı İsa heykeline takıldı...
“Birader sen ne zamandan beri buradasın?” diye seslendi...”
“İki bin yıldır” dedi İsa...
“Oha” diye hıçkırdı papağan... “Nereyle konuştan lan böyle?..”.
EY İKTİDAR SAHİPLERİ...
Haberlerden anlaşıldığı kadarıyla ne ABD’li ilâç şirketlerine olan borçlarını ödeyebiliyor Sağlık Bakanlığı...
Ne Türk özel sektörüne olan borçlarını...
Ama...
4.5 milyon Suriyeli ile...
Esad muhalifi çetelere olan maaş borçları hiç aksamadan ödeniyor...
★
Olan biteni bir türlü anlayamıyorum...
Zengin bir devletsek borçlarımızı neden ödeyemiyoruz?..
Zengin değilsek, niçin bu kadar bonkörüz...
★
Ey iktidar sahipleri...
Unutmayın...
“Zenginsin” derler candan ederler...
“Cömertsin” derler maldan ederler...
BEYNİM O ŞÜPHEYLE MEŞGUL
Öğrenince çok şaşırdım.
Neden mi?..
Çünkü...
En çok Kovid 19 görülen ülkelerden (Rusya, Ukrayna) gelen turistlerin cirit attığı Antalya’da vaka da hasta da çok az...
Bu mevsimde pek fazla turist gelmeyen Konya ise en çok vaka ve hasta görülen illerden biri...
[caption id="attachment_6056119" align="alignnone" width="500"]
Rıdvan Dilmen[/caption]Şeytan diyor ki...
Sakın, Antalya’ya turist gelişini sağlama almak için Antalya’da görülen hasta ve vakalar Konya’ya yazılıyor olmasın...
★
Ne bileyim işte...
Şeytan’ın (Umarım, Rıdvan alınmaz) işi yok herhalde ki beynimi bu şüpheyle meşgul ediyor...
ŞAKA GİBİ BİR HABER
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında Başsavcı Yüksel Kocaman’ı hedef gösterdiği iddiasıyla yeni bir iddianame hazırladı. Demirtaş’ın, “terörle mücadele kanunu” kapsamında 3 yıla kadar hapsi istendi.
[caption id="attachment_6056120" align="alignnone" width="500"]
Selahattin Demirtaş[/caption]Lütfen aklı başında biri çıksın ve:
“Bu haber şakalaşmak amacıyla yapılmıştır” desin...
Çünkü...
Bu haber ancak “şaka” olabilir...
Ya da “kara mizah” yapıp, yargının içinde bulunduğu durumu anlatabilmek için...
REİSİ ELEŞTİRSEYDİ EĞER
Haber:
Kahramanmaraş Elbistan’daki bir Kur’an kursunda skandal görüntüler ortaya çıktı.
Kursta kalan yatılı çocuğu bir kişinin terlikle dövmesi bir vatandaş tarafından kameraya kaydedildi. Öte yandan konuyla ilgili soruşturmanın başlatıldığı açıklandı.
★
Soruşturma sonucunu şimdiden söyleyeyim:
Mezkûr olayın sadece bir defa olduğu...
Bir defacıktan bir şey çıkmayacağı...
Dayak atan görevli hakkında soruşturmaya ve kovuşturmaya gerek olmadığı...
Nedeniyle...
Takipsizlik kararı verilecektir...
★
Ama...
Elbistanlı bir gazeteci, iktidar partili bir belediye başkanı ya da milletvekilinin bir suçunu açığa çıkaran bir haber yapsaydı...
Ya da reisi eleştirseydi...
O zaman tutuklu yargılanması gerekebilirdi...
ALLAH ENCAMIMIZI HAYREYLESİN
Doktorlara %16 ek ödeme, imamlara %100.
Bu ne demek?..
Acaba...
Halkın geneline şöyle bir mesaj veriliyor olabilir mi?...
★
“Kovid 19’la mücadele programı burada bitmiş olup, doktorlara ihtiyaç kalmamıştır...
Ölümde korkmayın...
İmamlarımız sayesinde cennetiniz garanti...
Kıçınıza da Yunan pamuğu tıkayacağız...
Haydi bakalım...
Yolunuz açık olsun...”.
★
Eğer böyle ise...
Ve...
Yapılacak ilk seçimlerde de yine siyasi tablo değişmeyecekse...
Allah encamımızı hayreylesin...
Amin...
HDP’NİN SUÇU OLABİLİR Mİ?...
Haber:
Kamu kurumlarında çalışan personel sayısı 68 bin 345 kişi daha artarak 4 milyon 767 bin 345’e ulaştı. Böylelikle her dört kişiden biri kamuda istihdam edilmeye başlandı.
★
Yorum:
Acaba...
Her dört kişiden birinin kamuda istihdam edilmesi, HDP’li milletvekillerinin ve...
Edirne cezaevinde yatmakta olan Selahattin Demirtaş’ın suçu olabilir mi?..
Bence...
İçişleri ve Adalet Bakanlıkları bu işi araştırmalıdır...
