Korkusuz

ŞEHİTLER ve Suriye’den gelen TIR’lar

ŞEHİTLER ve Suriye’den gelen TIR’lar
Aradan 1 hafta geçti… 8 şehidimizin acısı ile kavrulurken İdlib’den yine acı haberler geldi. 5 Mehmetçiğimizi şehit verdik. Başımız sağ olsun… Mekanları cennet olsun… Allah, kederli aileleri ve büyük Türk Milleti’ne sabır versin…

Muhallebiden kabadayılar yine aynı hamaset dolu içi dışı boş konuşmalar yaptılar. Eşeğini dövemeyen semerini döver misali… Yine Esad’a ve Suriye rejimine efelendiler… Hamisi Rusya’ya, Putin’e değemediler!.. Muhallebi bebeleri, geçen hafta da aynıydı… “Kanımız yerde kalmayacak” savurmaları gırla gidiyordu. Hatta, Suriye rejimine kendi toprağı olan İdlib’den çıkması için şubat ayına kadar süre dahi verilmişti!. Bizdekiler, şubat ayının sonunu beklerken onlar durmadı. Rusya’nın da malum desteği ile İdlib’de kıskaç içinde bırakılan askerlerimize haince saldırdılar. Hem de Rus heyet ile bizdekiler Ankara’da masanın etrafında İdlib’i görüşürken. Yine anında misli ile cevabı verilmeyen ağır bir hakarete maruz bırakıldık. 5 Mehmetçiğimiz şehit olurken Ruslar Ankara’daki uzlaşma masasından “sonuç çıkmadı” diye kalkıp rahat rahat ülkelerine döndüler. Sahada saldırıyorlar, masada alay ediyorlar… Sonrada Soçi, Astana mutabakatı falan… “Dostum Putin” ile telefon görüşmeleri vs… Putin, İstanbul’a gelmeden, bizdekilerin bir zamanlar namaz kılmaya çok hevesli olduğu Şam’daki Emevi Cami’nde Esad ile fotoğraflar çektirip servis etmişti. Trump’ın rezil mektubu kadar açık bir hakaretti. Ne yazık ki sağıra yatıldı. Üstüne İstanbul’da neşe-i muhabbet içinde vana çevrildi!.. Sonra 8 şehit… Sonra 5 şehit…

Muhallebi kazanının büyük/küçük ortakları dün de epey savurdu!.. Barış Pınarı Harekatı’nın nasıl ve kimler tarafından durdurulduğunu bu millet bilmiyormuşçasına… Güvenlikli bölge kuracaklardı…TOKİ’ye lüks konutlar yaptıracaklardı!..

SADAT’çıların askeri, SETA’cıların diplomatik dehası!.. Sahte, ayar edilmiş rakamlarla ülke ekonomisini şahlandıran ihalecilerin üstün başarısı!.. Bakın şimdi aşağıdaki fotoğrafa;



Bu kare, Bolu Dağı’ndan veya yurdumun herhangi bir köşesinden gelmedi. Acı şehit haberinin Türkiye’nin yüreğine kor ateşi gibi düştü saatlerde sınırımıza yakan Suriye topraklarında çekildi. Önceki gün saat 16.30 sularında…

Türkiye bir kez daha şehitleri için gözyaşları dökerken sınır kapılarımıza doğru kilometrelerce uzunlukta TIR kuyruğu vardı. Bu TIR’lar Türkiye’ye Suriye’den hububat getiriyordu. Sakın, aklınızın ucundan dahi “Ne var bunda” diye bir soru geçmesin. Fotoğrafları çeken ve bana ulaştıran devlet görevlilerine, bölgedeki yetkililere sordum. Türkiye-Suriye arasında dönen birçok kirli ticaret ilişkilerinden örnekler vererek anlattılar; “Bu hububat aslında rejim bölgesinden geliyor. Ama güya bizim kontrolümüzdeki bölgede yetiştiriliyor gibi gösteriliyor. Bu bölgede bu kadar ürün yetişmez. Bizim gümrüklerimizden Türkiye’ye sokulup satılıyor ve büyük paralar kazanılıyor” dediler.

Mide bulandıran çok iddia dinledim. Belgeli olan üzerinden soralım;

Türkiye’ye TIR’lar dolusu sokulan hububat Suriye’den nerelerden geliyor?.. Rejim bölgesinden mi?.. PKK/YPG bölgesinden mi?.. Bu kirli ticareti kimler kimlerle ortalık içinde yapıyor?..

Mehmetçiğin canı ve kanı pahasına yapılan siyaset ve ticaretten ne zaman vazgeçilecek?. Sözün bittiği yerdeyiz. NOKTA!..

★★★

Değerli dostum, Türk milliyetçisi siyaset insanı Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun yakalandığı amansız hastalık sonucu vefat ettiğini dün büyük bir üzüntü ile öğrendim. Mekanın cennet olsun abim. Allah kederli ailene ve seni sevenlere sabırlar versin. Herkesin dostuydun. Vatan, millet, bayrak ve Turan aşkı ile örnek bir hayat sürdün. Nur içinde yat.