Korkusuz

Savaşın tam ortasında

Savaşın tam ortasında
Türkiye yakında kendini çılgın bir gerginliğin içinde bulursa sakın kimse şaşırmasın.

ABD ve müttefiği 31 ülke dün Karadeniz’de deniz, hava ve kara birliklerinin katıldığı geniş kapsamlı bir tatbikat başlattı.

1997’den bu yana ilk kez bu çapta bir tatbikat.

Yaklaşık 40 uçak, bir o kadar savaş gemisi ve beş bin asker.

Bu gemilerin en önemlisi ise türlü türlü silahlarla donatılmış Amerikan USS Ross destroyeri. Cumartesi sabahı Boğaz’dan geçerek Ukrayna’nın Odessa limanına demirlemişti.

Tam da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kanal İstanbul projesi çerçevesinde olduğunu söylediği Sazlıdere Köprüsü’nün temelini atarken.

Başka bir destroyer ise İngiliz Defender gemisi.

Çarşamba günü kışkırtıcı bir şekilde Rus sularına girince Rus uçakları tarafından bölgeden uzaklaştırılmış o da Gürcistan’ın Batum limanına demir atmıştı.

ABD, uzun süredir Romanya’da deniz üssü kurmaya ve Gürcistan ile Ukrayna’yı NATO’ya almaya çalışıyor.

Her iki ülkede yaşanan “renkli Soros devrimleri”nden sonra parçalanmış ve Rusya her iki ülkenin yarısını kendine katmıştı.

Ankara ise her iki ülkeyle kapsamlı ilişkiler geliştirerek Rusya’ya karşı Suriye ve Libya’da pazarlık şansını artırmaya çalışıyor. Bununla yetinmeyen Ankara başta Polonya ve Letonya olmak üzere eski Doğu Avrupa ve eski Sovyet cumhuriyetleriyle ilişkiler geliştirmekte ve bununla da ABD ile pazarlıklarında güçlü olduğunu kanıtlamaya çalışmaktadır.

Türkiye düşmanı iki ülke yani ABD ve Rusya için çok önemlidir. Yalnızca Karadeniz’e açılan Boğazlar’dan dolayı değil aynı zamanda Rusya’ın arka bahçesi konumundaki tüm bölgelere yakın olması ve burada bulunan ülkelerle başta askeri olmak üzere kapsamlı ilişkiler kurup geliştirmesidir.

Rusya ve Çin’le inatlaşmayı kafasına koyan Başkan Biden doğal olarak Türkiye’nin bu avantajlarını göz önünde bulundurmaktadır.

Belki de bunun için Erdoğan’la buluşmasında S-400 konusuna çok fazla ağırlık vermedi.

Peki Putin ne yapıyor?

O da Cuma günü Doğu Akdeniz’de büyük bir tatbikat başlattı...

Tatbikata iki bin kilometre menzilli balistik füzeler dahil en gelişmiş silahları taşıyan ve deniz altılarına karşı kullanılan MİG-31 K ile İL-38 uçakları, denizaltıları ve çok sayıda savaş gemisi katılıyor.

Tam da Queen Elizabeth uçak gemisinin komuta ettiği İngiliz gemilerinin bulunduğu bölgede.

Kıbrıs’taki Agratur ve Dikelya, İngiliz üslerinin karşısında.

Türk araştırma ve sondaj gemilerinin zaman zaman bulunduğu bölgeye çok yakın.

İsrail, Mısır, BAE, Fransa, ABD, Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar’ın aralıklı olarak ikili, üçlü ve çoklu tatbikat yaptıkları alanlara çok yakın.

Adada binlerce askeri bulunan Türkiye’nin orada yerleştirdiği İHA ve SİHA’larının kolayca izleyebileceği bölgelerde.

İşler her an karışabilir ve Erdoğan kendini “eski müttefik” Biden ile “yeni dost” Putin arasında bulabilir.

Umarım olmaz ama olursa da “ne şiş yansın ne kebap” taktiği artık işe yaramayacaktır.

Putin; ABD’nin Karadeniz’de herhangi bir kışkırtmasına kesinlikle karşılık verir.

Putin; Karadeniz’in bir ABD ya da NATO gölü olmasına asla izin vermez ve bunu önlemek için her şeyi yapar.

Karadeniz’de 1700 kilometre kıyısı olan ve herkes için önemli Boğaz’lara sahip Türkiye bu olası krizin tam da ortasında.

Osmanlı ile Rusya arasında 400 yılı aşkın süre içinde çıkan savaşların nedeni hep Karadeniz ve Boğazlar’dır.

İşler giderek kızışacak!

Onun için AKP iktidarı Kanal İstanbul’a itiraz eden emekli amirallerin peşine düştü.

Putin için bir sorun olmayabilir ama Biden, Erdoğan’ın Putin’le flörtüne izin vermeyecektir.

Biden-Erdoğan buluşmasında neyin ne kadar konuşulduğu ve hangi konularda ne kadar anlaşma sağlandı bilinmez ama görünen köy kılavuz istemez.

Rotamız Washington rüyamız Osmanlı!