Korkusuz

Saray’a yüzde 10 mu lazım?..

Saray’a yüzde 10 mu lazım?..
Sıcak para girişi...

Öyle 5-10 milyar dolar da değil!.. Sarayın seçimi kazanabilmesi için çok daha yüklü miktarların lazım geldiği telaffuz ediliyor...

O zaman, son günlerde sarayın çırpınışları dahilindeki gelişmelere bakalım:

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, “Şirketlerin yurtdışında kayıt dışı 500 milyar doları var” dedi ve ekledi:

“Şirketlerin yurtdışında kayıtsız 500 milyar doları var deniyor. Yüzde 90’ı yalan olsa yüzde 10’u doğru olsa 50 milyar dolar. Bu paraları bozdurmalılar.”

Şahap Kavcıoğlu’nun açıklaması epey tepki topladı. Merkez Bankası Başkanı, geri vites yapar gibi oldu ama ok yaydan çıkmıştı bir kere...  Diken üstünde duran Merkez  Bankası Başkanı’nın saraydan habersiz böyle bir açıklama yapması düşünülebilir mi?.. Tabii ki, hayır!..

Kırk defa düzenlenen, süreleri uzatılan varlık barışının bile yaralara derman olmadığı ortada... Kara para cenneti oldu Türkiye!..

“Şahap Kavcıoğu, o açıklaması ile kimleri hedef alıyor” beyin jimnastiği sürerken epeydir ortalarda görünmeyen,  ülke ekonomisi felç halinde inim inim inlerken saray rejimine ima yolu ile bile eleştiri yapmayan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu görüntü verdi. Hisarcıklıoğlu, “Ekonomimizi büyütmeyi devam ettirebilmemiz için firmalarımızın uygun koşullarla finansmana erişimlerinin sağlanması gerekiyor. Ancak son dönemde bu durum zorlaşmış, her il ve ilçemizden bu yönde gelen şikayetler artmıştır. En büyük sıkıntıyı da finansa en çok duyarlı olan, küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz yaşamıştır. Kredi faizlerindeki yükselişin yanı sıra kredi limitlerinin yetersiz kaldığı ve kullanımda sıkıntılar yaşandığı iletilmektedir. Firmalarımız bankalardan talep ettikleri kredileri alamıyorlar, alanlara ise çok yüksek faiz oranları uygulandığı görülüyor” deyiverdi.

Siyasetin dikkatli gözlemcileri, Şahap Kavcıoğlu’nun çıkışı ile Rifat Hisarcıklıoğlu’nun değerlendirmesi arasında bağlantı kuruyor... Yoksa,  TÜSİAD’tan ümidini kesen saray, TOBB’u mu sıkıştırıyor?..

★★★

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Putin ile 4 saat süren Soçi zirvesi...

Paranın ucu, ucundan acıcık görünür gibi oldu!..

Hani, Suriye’ye büyük terör operasyonu yapılacaktı ya... Önce Tahran sonra Soçi zirvelerinden sonra sağıra yatılmaya başlandı. Ankara’nın derin koridorlarında, “Belki, İHA ve SİHA’larla küçük çapta bir mıntıka temizliği olabilir ama o da Rusya’nın müsaade ettiği kadar” deniyor.

Putin’in bastırması ve ‘arabuluculuk” teklifiyle, Suriye rejimi ile üst düzey bir temas sağlanması Ankara’da yüksek sesle konuşulup, değerlendiriliyor...

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara’da düzenlenen 13. Büyükelçiler Konferansı’nın kapanışı dolayısıyla yaptığı konuşmaya bakalım:

“Şu anda böyle bir temas söz konusu değil. Cumhurbaşkanımız zaten o soruya cevap verdiler. Uzun zamandır Putin ve Rus yetkililer, ‘Sizi rejimle görüştürelim’ dediler. Esad ile Cumhurbaşkanımızı görüştürmek istediler. Cumhurbaşkanımız da istihbaratların görüşmesinin faydalı olacağını söylemişlerdi. Bir ara istihbaratlar arasında görüşmeler olmuştu. Daha sonra kesinti oldu. Şimdi tekrar başladı. İstihbaratlar arasındaki görüşmelerde birçok konu gündeme geliyor.

Bağlantısızlar Toplantısı’nda, Belgrad’da ayaküstü Suriye Dışişleri Bakanı ile de kısa bir sohbetim oldu, o toplantı marjında. Orada da bu ülkenin tek çıkar yolunun siyasi uzlaşı olduğunu söyledim. Teröristlerin temizlenmesi lazım, kim olursa olsun. Ama diğer taraftan muhalif olan Suriyelilerle rejim arasında barışın olması gerektiğini, Türkiye olarak da böyle bir durumda destek olabileceğimizi söyledik. Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz.”

★★★

Ankara’daki derin gözlemciler, seçim öncesi Türkiye ile Esad rejimi arasında “Mutlaka üst düzey bir temas kurulacak” iddiasında... Bu temasın gerçekleşebilmesi için şöyle bir öngörü var:

-Suriye’nin yeniden imar edilmesi... Saray, Türk şirketlerinin pastadan önemli pay alması konusunda çok ısrarlı...

Seçim hararetinde yaşayan Türkiye’de, Rus lider Putin, açıktan sergilediği Tayyip Erdoğan’ın arkasında durma tavrına devam eder mi?.. Kesenin ağzını saray için biraz daha açar mı?..

Yoksa...

Batı’ya döner de, “Ukrayna’dan elinizi ayağınızı çekerseniz, ben de Türkiye’ye karışmam” der mi?..

Bu ne yaman çelişki annem!.. Kurtlar sofrasına düştük!..

★★★

Abdullah Gül, Covid 19’a yakalanmış. Evinde istirahat ediyor. Sevindirici haber, hastalığı hafif geçiriyormuş. Kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, Tanrı’dan acil şifalar diliyorum.

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.