Korkusuz

Şamata 

Şamata 
Ağustos sonu Amerikalılar tümüyle Afganistan’dan çekilmiş olacak ama Taliban hızlı bir şekilde başkent Kabil’e doğru ilerliyor. ABD ve NATO ülkelerinin eğitip silahlandırdığı Afgan askerler ise ya teslim oluyor ya da komşu ülkelere kaçıyor. On binlerce Afgan genci de komşu İran’a oradan da Türkiye’ye ulaşmaya çalışıyor.

Altın, kobalt, bakır, demir, uranyum ve benzeri bir çok önemli yeraltı zenginliklerine sahip ve dünya uyuşturucu ticaretinin yüzde doksanını karşılayan Afganistan 10 yıl Sovyet ve 20 yıl Amerikan işgalinden sonra yeniden kargaşanın merkezi olmaya aday.

Afganistan; Rusya’nın arka bahçesi Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve dolayısıyla Kırgızistan ve Kazakistan’a komşu.

Rusya Devlet Başkanı Putin Tacik ve Özbek devlet başkanlarıyla sürekli temasta ve her iki ülkedeki Rus üsleri alarmda. Dışişleri Bakanı Lavrov ise “Taliban’ın yeniden iktidar olması durumunda IŞİD ve Kaide militanlarının Afganistan’a taşınacağını” söyleyerek “bölgeyi bekleyen olası risklere” dikkat çekti.

AKP yönetiminde Ankara ise bu kargaşanın içinde olmaya ve olası risklerin tarafı gibi davranmaya çok hevesli görünüyor.

Bu da normal çünkü Ankara son on yıllık Ortadoğu politikalarıyla risk ve maceralardan hoşlandığını kanıtlıyor.

Özellikle radikal İslamcı bir çok silahlı grubun cirit attığı Suriye, Libya, Somali ve başka yerlerde.

Hem de Rusya’ya karşı.

Ukrayna, Letonya, Arnavutluk, Azerbaycan, Karadeniz, Kafkaslar ve benzeri yerlerde olduğu gibi.

Şimdi de Orta Asya’da.

Rusya’nın arka bahçesinde.

20 milyon Müslüman’ın yaşadığı özerk cumhuriyetlere yakın bölgelerde.

Tarih tekerrür edecek gibi.

Durduk yerde “Ben gidiyorum” diyen Biden anlaşılan Putin’e büyük tezgah hazırlıyor.

1979-1989 döneminde türlü türlü Mücahit gruplara destek veren ABD; Rusya’yı Afganistan’da yenilgiye uğratmış ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasını sağlamıştı.

Aynı ABD şimdi de Rusya’yı kuşatmanın, sıkıştırmanın ve dağıtmanın planlarını yapıyor.

ABD tüm bölgesel ve uluslararası planlarında AKP yönetiminde Türkiye’ye önemli görevler vermeyi planlıyor. Osmanlı heveslerine kapılan AKP ise çok heyecanlı görünüyor.

Benzer hevese 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında rahmetli Özal kapılmış ve “Adriyatik denizinden Çin seddine kadar uzanacak büyük Türk devleti” söylemini dillendirerek bunun gerçekleşmesi için yoğun çaba harcamıştı.

Tam 30 yıl önceydi.

Geçen 30 yılda dünyada, bölgemizde ve Türkiye’de çok şey yaşandı.

AKP iktidarı tüm iç ve dış detaylarıyla tam da bu gelişmelerin merkezinde ve öyle kalacak.

Buna da en çok ABD seviniyor ve sevinecek.

Son on yılda Ankara’nın her yerde attığı adımlar Washington’u mutlu etmiş o da daha fazlası için heveslenmiştir. AKP’nin yakında Afganistan’da iktidar olması beklenen Taliban ile anlaşması bu hevesi daha artırmıştır.

Dost ve kardeş Katar’ın Emiri Temim kesin bu konuda Ankara’ya yardım edecektir. Hazretleri Taliban’la Katar’ın her tarafında askeri üsleri bulunan ABD’yi bile barıştırmıştı!

Ödül olarak ABD bu üslerin bir bölümünü geçenlerde İsrail, Suriye, Irak ve Suudi Arabistan’a komşu Ürdün’e taşıdı.

Zamanı gelince bu büyük tezgahı da anlatırım.

ABD ve müttefiklerinde oyun bitmez.

AKP yönetiminde Ankara her oyunun içinde olmaya çok hevesli.

Gördüklerim doğruysa yakın gelecekte Ankara’nın Rusya ve ABD ilişkilerinde ve dolayısıyla bölgesel ve uluslararası tutum ve davranışlarında çok önemli gelişmeler yaşanacaktır.

Taliban’ın Kabil’de iktidar olması herkes ama ideolojik ortak paydaya sahip AKP için çok şey ifade edecektir.

Çok radikal, radikal, ılımlı, yumuşak ve türlü türlü İslamcılar Taliban’ın “zaferini” kutlamaya hazırlanıyor.

Bu “zafer” gerçekleşir ve Taliban bildik çizgisini sürdürürse, ki öyle olacaktır, herkes yeni şamataya hazırlıklı olsun.

Yok Taliban iktidar olamaz ve ülke iç savaşa sürüklenirse işte o zaman herkes şamatanın en büyüğüne hazırlıklı olsun.