Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Sağlık Bakanı kişisel itibarından yiyor... Kara mizah bu değilse kara mizah ne?..

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ertuğrul Özkök’e diyor ki:

Avrupa’nın olaya yaklaşımı ile bizimki arasında köklü bir fark var. Onlar pozitif olan kişinin temas ettiği insanlarla ilgili tarama yapmıyor, onu izole etmiyor. Bunu izole etmediği için, sürekli o bulaştırıcılık devam etmiş oluyor.”

Özkök soruyor:

“Ya biz?”...

Bakın ne diyor Bakan Koca:

“Bize bir VAKA geldi mi, hemen kimle temastaymış tespit ediyoruz. Semptom olsun olmasın temas ettiği o kişiyi de ister pozitif olsun ister negatif karantinaya alıyoruz. O yüzden yayılmasını daha iyi kontrol edebiliyoruz.”.

[caption id="attachment_206595" align="alignnone" width="225"] Bakan Koca[/caption]



Lütfen dikkat...

“Bize bir hasta geldi mi” demiyor sayın Bakan...

“Bize bir VAKA geldi mi” diyor...

“Semptom olsun olmasın” diyor...

[caption id="attachment_206596" align="alignnone" width="225"] Özkök[/caption]



Oysa...

Hemen her gün...

Vakayı değil semptom gösteren hastayı “tehlike” olarak gördüklerini...

O nedenle de testi pozitif çıkan ama semptom göstermeyen (Hasta olmayan) yurttaşları evlerine gönderdiklerini söylüyor...

Ve...

Bunun doğru olduğunu da savunuyor...



Yani...

Hastayı bırakıyorlar...

Onun yerine...

Daha önce kimlerle temas ettiğini bulmak için çabalıyorlar...

Kara mizah bu değilse eğer, kara mizah ne?..

AKP GERÇEKTEN DE DP’NİN DEVAMI MI NE?..


İstanbul Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, belediye binası önünde vatandaşlar ile AKP’ye üyelik formu doldururken çekilen fotoğraflarını sosyal medya hesabından paylaştı...

Tivit şöyle:

“AK Parti milletimize, ülkemize ve kutlu bir davaya hizmetin adıdır. ‘HER ŞEY TÜRKİYE İÇİN’ diyerek ailemize yeni üyeler kazandırıyoruz...”.



Yakında yeni üyeler her gün TRT radyolarından ve televizyonlarından halka duyurulur...

Böylece...

AKP’nin gerçekten de Demokrat Parti’nin devamı olduğu kanıtlanır...

[caption id="attachment_206597" align="alignnone" width="455"] Poyraz[/caption]



Genç kuşak bilmeyebilir hatırlatayım...

1957 seçimlerini hileyle kazanan DP, çöktüğünü ve 1961’de yapılacak olan seçimi kesin kaybedeceğini gördü...

Ve hemen Vatan Cephesi’ni kurdu...

Çok güçlü olduğunu göstermek için, o gün cepheye kaydolanların isimleri açıklanıyordu...



Çekmeköy Belediye Başkanı’nın tiviti bana o günleri hatırlattı...

Allah hepimizin sonunu hayreylesin...

Amin...

HDP, PKK’YI LANETLEDİ, YARIN TERÖR BİTER(!)..


Yıllardır HDP’yi, “terörü ve terör örgütünü lanetlemediği” için eleştirenlerin gözü aydın...

HDP “Hatay ormanlarını biz yaktık”açıklaması yapan PKK’yı lanetledi...

Nasıl mı?..

İşte şöyle:

“Yanan alanlar, maden sahası için ruhsatlandırılan alanlar. Ormanları sermayeye teslim etmek için binlerce orman canlısı ve ağaç yok ediliyor. Halkın ekmeği, gençlerin geleceği yakılıyor...”.



Ve şimdi de sorayım:

E hani HDP, PKK ile ortaktı?..

Bu nasıl bir ortaklık ki?..

Ortaklardan (PKK) biri ormanlarımızı yakıyor...

Diğer ortak ise...

Ormanlarımızı yakan terör örgütüne lânet yağdırıyor...



Ne memleket be...

BENİM ÇÖZÜM ÖNERİM 30 YILDIR BÖYLE...


Ege Cansen’in yıllardır savunduğu “Cari açık vermeyen, ihracata dayalı ekonomik model” olunur mu?..

Olunursa nasıl olunur?..



Elbette olunur...

Bunun için...

Öncelikle üretim, finansman, vergilendirmeve istihdam modeli değiştirilir...

Katma değeri ve rekabet gücü yüksek mal ve hizmet üretilir...



Ve...

Bir süre iç tüketim ertelenir...

“Önce al sonra öde” modeli yerine...

Fiyat garantili “önce öde sonra al” modeli uygulanarak, sanayicinin bankalar aracılığıyla değil, tüketici aracılığıyla finansmanı sağlanır...

İthalât azaltılır...

Talep fazlası ürünler dışarıya satılır...



Uçtum mu?.. O halde birileri uçmadan söylesin çözümün ne olduğunu...

Benim çözüm önerim 30 yıldır böyle...

KEKLİK ORTALIKTA GÖRÜNMÜYOR...


Beyaz Saray’da görevli Doktor Sean Conley,”Başkan, cumartesi günü Covid-19 testi oldu ve artık hastalığı bulaştırma riski bulunmuyor” dedi.



Belliydi...

Trump’ın en yakın arkadaşı ve mevkidaşı bir taş atıp iki kuş vurmasını tavsiye etmişti belli ki...

Hasta olduğunu açıklayarak mağduru oynayacaktı...

Bu, vuracağı birinci kuştu...

Rakibi Biden’le tartışma programına çıkmayacaktı...

Bu, ikinci kuştu...



Evet...

Trump bir taşla iki kuş vurdu...

Ama...

Çantaya koyması gereken keklik ortalıkta görünmüyor...

ÖLMÜŞSE MEZAR TAŞINA... YAŞIYORSA BOYUNLARINA:


Türkiye’nin, insani gelişmişliğini gerçekleştirememiş, ekonomik büyümeyi sağlayamamış olmasının (Bence) bir numaralı sorumlusu gelmiş geçmiş siyasi iktidarlar ve belediyelerdir...



Plansız göçler...

İstihdam edilecek emekçilerin ikamet edecekleri konutlar yapılmadan inşa edilen fabrikalar...

İnşa edilen fabrikalardan önce bölgenin tamamlanmayan alt yapısı...

Rekabete açık olamamak...

Araştırma geliştirme için yapılacak yatırımı “israf harcama” olarak görmek...

Ve...

Yerli ya da küresel yatırımcıya cazip gelecek bir kent ya da kentler yaratmamak...



Hele, dünyanın en güzel şehri İstanbul’u sanayi ve finans merkezi haline getirmek var ya...

Bunu yapanları ölmüşse gıyabında, yaşıyorsa yüz yüze yargılayıp...

Ölmüşse mezar taşına...

Yaşıyorsa boyunlarına:

“Dünyanın en güzel kenti İstanbul’u perişan edenlerden biridir” diye bir tabela asmalı...