Korkusuz

Paris Öncesine Dönmek

Paris Öncesine Dönmek
Türk siyasetinin en büyük açmazı HDP meselesidir.

Tam 30 yıldır çözülemeyen bir açmaz.

Bir yanda dünyanın en kanlı terör örgütüne açıktan göz kırpan bir siyasi parti...

Diğer yanda o partiye her koşulda oy veren 6 milyon seçmen.

Buyurun... Nasıl çözebilirseniz öyle çözün.

★★★

HDP demokrasimizin ‘cıs’ partisidir...

Açıktan dokunanı yakar. Herkes Kürt meselesinde katkı sunmaya, bir fikir sunmaya gönüllüdür ama kimse bu cıs partiyle görüntü vermek istemez, temas kurmaya yanaşmaz.

Ancak kapı arkasında da tüm partiler onun oylarına taliptir.

6 milyonluk oy pastası hepsinin iştahını kabartır.

★★★

Böylesi tuhaf bir açmaz işte...

★★★

Türkiye tam 30 yıldır bu kördüğümün içinden çıkamıyor.

Parti kapatılıyor... Yenisi açılıyor... O da kapatılıyor... Bir daha yenisi...

Artık yedek parti bile hazır tutulur hale geldi.

Eğer seçime çok yakın bir zaman da kapatma olursa bu kez bağımsız adaylar seçime sokuluyor. Kazanıyorlar.

Hatta karmaşık oy pusulası için ipli hazırlık bile yaptılar.

Kendi adaylarına denk gelecek uzunlukta ip hazırladılar.

Okuma bilmeyen seçmen ipi pusulaya yapıştırdı. İpin bittiği yere mührünü vurdu.

Böylesi dünya seçim tarihinde az görülmüştür.

★★★

Peki...

MHP’nin son hazırlıklarını yaptığı kapatma davası açılırsa nasıl sonuçlanır?

Eğer bu açılacak dava sonucunda HDP’nin kapatılmasına karar verilirse nasıl sonuçlar doğar.

Sonuçlara geçmeden... Ankara’da neler konuşuluyor.

1- HDP’siz bir anayasa hazırlanıyor.

2- Yeni HDP’lerin kurulmasının önüne geçecek formüller aranıyor.

3- HDP’de siyaset yapan her kim varsa ömür boyu siyasetten men cezası...

★★★

Ankara bu kez sert ve kararlı...

Ayrılıkçı siyasete izin vermek niyetinde değil.

Ne bugün ne de yarın...

★★★

Peki...

Demokrasinin şu altın kuralı ne olacak?

“Partiyi kapatınca sosyolojiyi ortadan kaldırmazsın.”

Evet parti kapatılınca seçmen kendine gidecek bir mecra elbette bulur. Tıpkı bileşik kaplar teorisinde olduğu gibi. Burada
bulamazsa başka yere akar.

Sizce bir hülle partisi kuramazlarsa, HDP’ye oy veren seçmen hangi partiye akar dersiniz?

Bütün hikaye başladığı yere yani 1989 Paris Konferansı’nın öncesine dönmesin?

BATASUNA DAVASI


HDP kapatma davası konuşulduğundan beri hukukçular hep o davayı örnek gösteriyorlar.

BATASUNA davası!

İspanya’da ayrılıkçı ETA örgütüyle iltisaklı olduğu bilinen Parti Herri BATASUNA.

O yüzden davanın adı Herri BATASUNA davası olarak anıldı.

İşte bu Herri BATASUNA davası, hazırlığı yapılan HDP kapatma davası için hep örnek olarak gösteriliyor.

★★★

Deniyor ki, aynı durumla karşı karşıya kalan İspanyollar “şiddet bağını” ispatladıkları BATASUNA partisini gözünün yaşına bakmadan kapattılar. Üstüne üstlük Batasuna’cılar bu kapatmayı önce İspanya Yüksek Mahkemesi’ne ordan da AİHM’e götürdüler.

Gerekçeleri İspanya anayasasının 11. maddesiydi.

Yani fikir özgürlüklerini düzenleyen madde.

Batasuna’cılar diyordu ki “ETA’nın bir özgürlük hareketi olduğunu söylemek bir fikir hürriyetidir. Engellenemez. Dahası bu yüzden partimiz kapatılamaz.”

Ama hem İspanya Yüksek Mahkemesi hem de AİHM “yok öyle yağma” dedi. “Teröre bulaşan hiçbir örgüt övülemez, savunulamaz! Kapatma kararı yerindedir”

Şimdi sıkı durun!

Peki AİHM bu yerinde kararı alırken hukuksal olarak neyi referans aldı dersiniz?

Bizim Refah partisi davası ile DEP kapatma davasını...

Evet... Bu iki partinin kapatılış serüvenini referans olarak aldılar. Gerekçeli kararın pek çok yerinde DEP kapatma davasına atıfları görebilirsiniz.

(Avrupa’da başka parti kapatma davaları da oluyor. Örneğin Almanya’da ve Yunanistan’da olduğu gibi. Ama karıştırmayalım. Onların hemen hepsi Nazi propagandası yapmaktan dolayı kapatılıyor. Mesela Yunan Altın Şafak Partisi nazi ırkçılığından kapatıldı. Batı dünyasında nazizime asla taviz yoktur. )

★★★

Peki Şimdi nolcak?

Onlar bizi biz onları referans gösterip duruyoruz. Tam bir hukuksal sarmalın içine düştük.

Artık yeni bir tarif yapmanın zamanı.

Senin terörün benim terörüm olmaz...

Sana göre özgürlük savaşçısı bana göre terörist olmaz...

Artık silahla düzen değiştirmenin zamanı çoktan geçti.

Batı dünyası artık o eşikte...

Yeni bir tarif yapacak.

Özgürlükle terörü birbirinden net çizgilerle ayıracak.

★★★

Her kimki teröre bulaşmışsa onun müsamahası olmaz.

Her kim ki cana kıymışsa onun toleransı olmaz...

Amasız... Fakatsız....