Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Orada bir akademisyen var yakında...

Prof. Dr. Doğan Aydal, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı...

Aynı zamanda...

Ar-Ge Başkanı...



Yeniden Refah Partisi’nin Meclis’te Grubu olması bir yana...

Milletvekili bile yok...

[caption id="attachment_6424429" align="alignnone" width="600"] Prof. Dr. Doğan Aydal[/caption]



Oysa Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı’nın ortaya attığı iddia çok önemli...

Hatta...

“128 Milyar dolar nerede?” sorusunun verilemeyen cevabından çok daha ehemmiyetli...

Çünkü...



Sorunun sahibi, Merkez Bankası’nın 159 ton (159.000 kilo, 159.000.000 gram. Gramı yaklaşık 500 TL’den 80 milyar/Katrilyon Lira) altınının kayıp olduğunu iddia edip:

“159 ton dolar altın nerede?” diye soruyor...



Prof. Aydal’ın iddiasının içi boş değil...

Zira...

Aydal:

“159 ton altını kaçtan ve kime sattınız?” diye sormuyor...

“159 ton altın nerede?” diye soruyor...



Bir bakıma?..

“159 ton altını kim çaldı?..”.

Veya...

“Kime kaptırdınız?” diye sorguluyor...



Neye dayanıyor bunu sorarken...

Merkez Bankası’nın 20 Nisan 2021 tarihi itibariyle, Dünya Altın Konseyi’ne bildirdiği rezerv miktarına...



Çok ilginç...

Bakalım muhalefet partileri bu konuyu ne zaman gündeme taşıyacaklar?...

KİM BU FIRILDAKLAR?..


Canlarım be...

Bazen (Çok seyrek de olsa) siyasetçilerimizi ve kimi iktidar gazetecilerini çok hakir gördüğüme ilişkin suçlamalarla karşılaşıyorum...



“Hakir görmek” demeyelim...

Ama...

Eleştirdiğim doğru...






Eleştiriyorum çünkü...

Türk siyasetçisi ve iktidar gazetecisinin doğruları çok değişken...

Türk siyasetçi ve gazetecisi dün:

“Çok ayıp” dediği bir davranış için...

Bugün:

“Çok tabii bir şey” diyebiliyor...



Dün:

“Bundan daha doğal ne olabilir?” dediği bir davranış için...

Bugün:

“Bu nasıl saygısızlık böyle?” diye babalanabiliyor...



İşte bunu eleştiriyorum...

Yani oynaklığı...

Yani fırıldaklığı...



Dana önce yazmış mıydım hatırlayamadım...

Bir Eskimo atasözü şöyle der:

“Sakin havada dönen fırıldağın bir üfleyeni vardır...”

UTANMAKTAN KURTULSAK...


Olağanüstü eğlenceli bir ülkede...

Olağanüstü komik siyasetçi ve bürokratlar tarafından yönetiliyoruz...



Mesela TÜİK...

Aylardır işsiz sayısı arttığı halde...

İşsizlik oranını düşük buluyor...



Mesela geçtiğimiz mart ayı...

Bir önceki aya göre işsiz sayısı 59 bin kişi artarak:

4 milyon 236 bin kişi oldu...

Ama...



İşsizlik oranı...

Bir önceki aya göre...

Binde bir azaldı:

% 13.1 seviyesine indi...



Bilmemek ayıp değil...

Öğrenmemek ayıp...



Şahsım (Şahsı da bilmiyordur mutlaka) itiraf ederim ki...

Nasıl olduğunu bilmiyorum...



Keşke...

TÜİK hepimizi bu konuda bilgi sahibi yapsa...

Da...

Utanmaktan kurtulsak...

AKP’Lİ MİLLETVEKİLLERİNİ BU KADAR SEVİNDİREN OLAY NE?


Sosyal medya yıkılıyor...

Görüntüleri izleyince içinizden gülmek geliyor...

Ama...

Gülemiyorsunuz...






Çünkü...

En yoğun...

En yüksek oranlı oyu Karadenizli seçmenlerden alan iktidar partisi milletvekilleri...

Karadenizli fındık üreticilerinin sorunlarının araştırılmasını isteyen muhalefet partilerinin önergesini Meclis’te reddettiler...



Oylamadan sonra ise...

Karadenizli fındık üreticilerinin sorunlarının devamını sağladıkları için...

Kendilerini tebrik ettiler...



Kara mizah gibi ülke...

Ama Karadenizliler buna müstahaklar kardeşim...

Hiç ağlaşmasınlar...

Kendileri ediyor...

Kendileri buluyorlar...



Beni kahreden ise...

Bu mazoşizmin...

Makul milyonlarca insana verdiği zarar...

Ben ve ailem de...

O makul insanlar arasındayız...

TAKSİCİYE KAÇ LİRA ÖDEDİ?..


Gördünüz mü?..

Halk Ekmek büfesi yakıldı...

Kundakçı ise...

Büfenin kasasından 50 lira çaldığını...

Parmak izlerini silmek için büfeyi yaktığını söyledi...





İktidar partilerinin milletvekilleri ve gazetecileri; kitleleri “salak” yerine koyduğu için...

Kundakçı da onların yaptığını yapıyor...



İşin garibi...

“Hırsızım” diyen Kundakçı...

Suç mahallinden...

Damalı taksiyle kaçtı...



Merak ettiğim şu...

Acaba...

Çaldığı 50 liranın...

Kaç lirasını:

Taksiciye ödedi?..

SOSYAL MEDYADAN...


Hülya Köstepen, videolarımdan birinin altına not düşmüş:



“Pandemi kurallarına uyan tek kişi var...

O ‘da Damat, 6 aydır sokağa çıkmıyor...”



Demek ki...

Damat iyi bir yurttaş...

Kurallara uyuyor...



Keşke...

İktisat ve merkez bankası kanunlarına da uysaydı...

BANA YETER ABİ...


İktidar yazarlarından bir arkadaşımız AKP’nin de anayasa hazırladığını yazıyordu...

Hazırlanan anayasa “özgürlükçü” olacakmış...



Değerli meslektaşım iktidarı eleştirmediği...

Aksine...

Acayip ve hatta abartılı övdüğü için bilmiyor belli ki...

Kendi adıma söyleyeyim...

Mevcut anayasadaki özgürlüklere razıyım...



Yani...

İktidar ve yargı:

Mevcut anayasaya uysunlar...

Savcı ve yargıçlar mevcut yasaları uygulasınlar...

Bana yeter abi...