Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Ölen geri gelmez ama katil yarın döner aramıza...

Tarih 6 Şubat 2020...

Yer: Ankara’nın Çubuk ilçesi...

Arkadaşları, Harun Yıldız’a, kızı Şeyma’nın internet ortamında “uygunsuz” fotoğrafları olduğunu ihbar(!) ediyor...

Baba Yıldız acayip öfkeleniyor...

“Ne bu yaaa” falan yani...



Masadan kalkıp eve gidiyor...

Beline tabancasını takıp evden çıkıyor...

“Taammüt...” yani...



Kızının devam ettiği dershanenin önüne gidip bekliyor...

Şeyma dershaneden çıkınca babasını görüp şaşırıyor haliyle...

Ama...

Hiçbir şeyden haberi yok...



Baba “uygunsuz görüntüleri(!)” hatırlatıp soruyor...

“O fotoğrafları çektirip bir de yayınlamaya utanmıyo musun?..”

“Baba ya” diyor genç kız bütün yaşıtları ve hemcinsleri gibi... “Yok öyle bi şey...”

Baba Yıldız ısrarlı...

Necip Türk erkeği ve babası olarak kızına inanacak değil ya...

Önce arkadaşlarına (nasıl arkadaş iseler...).

Sonra da internette gördüğü belli belirsiz fotoğraflara inanıyor...



Kızının, internette gördüğü “uygunsuz görüntüleri” için ısrarla, “evet baba o fotoğraflar benim, sana ne?” demesini bekliyor herhalde ki...

Öfkeli ses tonu ve el kol hareketleriyle, sokak ortasında kızından sürekli suçunu(!) itiraf etmesini istiyor...



Şeyma mahcup...

Haliyle biraz da yüksek perdeden, “baba sus, baba sus” diyor...

Ve baba Yıldız...

Belindeki tabancayı çıkarıp birkaç el ateş ederek kızını öldürüyor...

Çünkü...



Baba Yıldız’ın geleneğine, örfüne, töresine göre sadece babalar, anneler ve dahi (yaşça) büyükler “sus!” emrini verebilir küçüklere(!)...

Çünkü babalar, anneler, ağabeyler ve bilumum erkek akrabalar; ailedeki bütün kadınların namusundan sorumlu olup, kirlenen(!) namuslarını kanla temizlemekle sorumludurlar...



Ve canlarım...

Savcıya verdiği ifadesinde, kızını vurduğu o an alkollü(!) olduğunu söylüyor baba Yıldız...

Kızının kendisine “sus” demesine çok öfkelendiğini anlatıyor...

Yani...

Kızını bir dedikoduya inanarak...

Ve sözde namusunu (Nasıl namus ise) kurtarmak için sonsuzluğa gönderen baba; kendisi bir an önce cezaevinden çıkmak için işlediği cinayete “hafifletici sebepler” arıyor...



Ve lütfen sıkı durun...

Harun Yıldız’ın izlediği görüntülerdeki kişinin kızı Şeyma olmadığı tespit edildi.

BİR SEÇMEN VE DEMOKRASİ...


Facia ve...

Trajedi ve...

Cehalet ve...

İnfial ve...

Dedikodu ve...

Arkadaş(!)..



Ve elbette...

Gelenek...

Görenek...

Örf ve âdet...

Ve dahi töre...

Ve...

Hırsızlar için “çalıyor ama çalışıyor, bize de veriyor” diyen töre tutsaklarının, namusu kadın bedeninde arayan çağdışılıkları...



Ve...

Necip Türk erkekleri (Pek çoğu...).

Ve...

Elbette demokrasimizin asil (!) seçmenleri...



Onlar seçiyor...

Onların seçtikleri de bu ülkede siyaset yapıyor, ülke yönetiyor...

Adına da hiç sıkılmadan “demokrasi” diyoruz...

Ne ayıp...

DEMET ABLA HAKLI BE CANLARIM...


Demet ablamız (Ak Alın) bi kafeye gitmiş...

“İki tavuklu salata, bi gazoz ve bi de mücver” yemiş...

Hesap ne gelmiş biliyo musunuz?..

260 Türk lirası!..



Milli ve yerel ablamız çok kızmış...

“Böyle giderse...” demiş...

Sonra da dokuz kere yutkunmuş...

“Çat kapı” gidip görüştüğü arkadaşı Tayyip Başkan’ı kırmamak için kısa kesmiş:

“Gitmez” diyerek isyanını tamamlamış...



Canlarım benim, ablamız haklı...

Sallandıracaksın Taksim’de birkaç tane kafe işletmecisini...

Bakın bakalım saygın ve başarılı eğlence dünyası ünlülerine öyle fahişe fiyatlar çekebilecekler mi?...



NOT:

Her yüz kişiden 58’inin aylık gideri gelirinden fazla...

Her yüz kişiden 31.1’inin aylık geliri ucu ucuna yetiyor...

Her yüz kişiden sadece 9.5’inin geliri giderinden fazla...

Akalın tabii ki 9.5’luk kitlenin içinde...

(Metropolll mayıs ayı araştırma sonuçları) ...

DOLAR 12.5 LİRA MI?..


2018 seçimlerinde CB adayı olan ve aldığı 16 milyona yakın oyla ikinci sırada yer alan Muharrem İnce çok önemli bir haber paylaştı kamuoyuyla...

Katar’a 10 milyar dolar karşılığı (18.7 milyar riyal) 125 milyar TL vermişiz....

Bu demek oluyor ki, Katar 1 dolar = 12.5 lira üzerinden görmüş hesabı...



Şimdilik Merkez Bankası’ndan itiraz yok...

Hükümetten de ses çıkmadı...

Demek ki doğru...



O halde...

Takas vadesi bittiğinde ya 1 dolar 12.5 lira olacak...

Ya da...

MB Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri derhal istifa ettirilip haklarında soruşturma başlatılacak...

HADİ KALK O ZAMAN...


Küçük bir Anadolu kasabasında bakkal, çırağına sordu:

“Abdülrezzak, süte su kattın mı?”

“Kattım Usta”...

“Pirince taş attın mı?”

“Attım Usta”...

“Aferin... Hadi o zaman çek kepenkleri de camiye gidip namazlarımızı kılalım”...

KEŞKE “FETÖCÜ” DESEYDİLER...


Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmam Hatip Lisesinden arkadaşı olan müteahhidin Kazlıçeşme’deki (16/9 olarak bilinen) gökdelenleri için mahkeme, “tıraşlansın” kararı vermişti ama karar uygulanmadı...

Çünkü...

Müteahhit, “tıraşlansın” hükmünü veren yargıcın “FETÖ’cü” olduğunu iddia etti...

4. İdare Mahkemesi iddiayı kabul etti...

Ve...

Dünya yargı tarihinde başka örneği var mı bilmiyorum ama...

Hakkında “terör örgütü üyesi” olduğuna ilişkin bir kesin hüküm bulunmayan yargıç hakkındaki iddia nedeniyle Erdoğan’ın arkadaşının gökdelenleri kurtuldu...



Keşke, Yılmaz Özdil ve Fatih Portakal da konutları için yıkım kararı veren yargıçların “FETÖ’cü” olduklarını iddia edip itiraz etseydiler...

En azından zaman kazanırlardı....



“Onlar öyle şey yapmaz...”

Doğru ama...

Karşı taraf sürekli faullü oynuyor...

Başka çare yok gibi...