Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Niçin kaybetmek istiyor

ABD’de Clinton, Bush’a güçlü bir ekonomi bırakmıştı...

Ama...

Bu “hiç sorunları olmayan” bir ülke demek değildi...



2000’de yapılan seçimlerde George W. Bush:

Sadece ABD değil...

Tüm dünya için büyük şans olarak tanımlanan Al Gore’dan daha az oy aldığı halde...

Silah sanayicilerinin desteğinde...

Anayasa Mahkemesi üyelerinin yasal korumasında kazanınca...

Dünyanın ve tüm gelişmekte olan ülkelerin kaderi değişti...

[caption id="attachment_377874" align="alignnone" width="600"] Bush[/caption]



Bush yönetimi...

Son 5 yıldır...

Günümüz Türkiye’sini perişan eden ekonomi politikaları uyguladı...

[caption id="attachment_377875" align="alignnone" width="600"] Obama[/caption]



ABD’de:

Yargıya olan güven azaldı...

Adaletsizlik aldı başını gitti...

Yoksulluk ve işsizlik zirve yaptı...

Çalanlardan değil...

Bush döneminde...

Haksız kazanç elde edemeyenlerden alındı vergiler...

Ve...

Ülkeyi krizin eşiğine getirip bıraktı...

[caption id="attachment_377876" align="alignnone" width="600"] Biden[/caption]



Yerine gelen Obama, yeniden Clinton dönemi ekonomi politikalarına yöneldi...

Askeri harcamaları kısıtladı...

Doğru para politikalarıyla...

Trump’a...

Clinton’un, Bush’a bıraktığı kadar olmasa da...

Güçlü bir ekonomi...

Ve...

Güvenilir bir siyasi güç emanet etti...

[caption id="attachment_377877" align="alignnone" width="600"] Trump[/caption]



Trump’la birlikte...

Yine...

Cumhuriyetçilerin alışıldık:

Ve acımasız neoliberal politikaları...

Ve yine...

Savaş çığlıkları...

Hem ABD’yi...

Hem dünyayı neredeyse:

1930’lu yılların sonuna taşıdı...

Ve sonuçta...

Daha önceleri de olduğu gibi:

Yine...

Demokratlar iktidara geldi...



2024 seçimlerinde...

Demokrat Biden’ın aday olmayacağını söylemek kehanet olmaz...

Ancak...

Bir kez daha demokratların kazanacağını söylemek de aynı şekilde:

Kâhinlik sayılmamalı...



Bu hatırlatmaları neden yaptığıma gelince...

Sesli düşünmek istedim...

[caption id="attachment_377878" align="alignnone" width="600"] Erdoğan[/caption]



Canlarım...

Erdoğan kasten mi yapıyor bilemem...

Ama...

Kaybetmek için...

Elinden gelen ve gelmeyen her türlü yanlışı sergilediğinden:

Eminim...



Çözemediğim ise: Bunları neden yaptığı?..

Niçin:

Kaybetmek istediği?..



Aklıma geleni ise paylaşmak istemiyorum...

Zira...

O kadar kötü niyetli...

Ve...

O kadar sabırlı olduğunu:

Düşünmek bile istemiyorum...

Memleket neden bu halde


Canlarım:

“Huainan Ustalarından Dersler” isimli kitap; Taocu felsefeyle yazıldı...

İnsanları iyiliğe yönlendiren...

Ve fakat...

Bunun için...

Mutlaka:

Akıllı ve güçlü olmak gerektiğini anlatan ustalar...

Hanlara, krallara...

Ve...

Savaşları yöneten generallere:

“Savaş stratejileri” konularında da dersler verdiler...

Bunlardan birini sizlerle paylaşmak istedim...



Askerlik bir sanattır ve bu sanatlarda stratejilerin anlaşılmaz olması çok önemlidir...

Bunun için:

Plânlanan eylemlerin gizlenmesi...

Ve hareketlerin beklenmedik olması:

Şarttır....

Böylece...

Size karşı yapılacak hazırlıklar imkânsız hale gelir...

İyi bir generalin mutlaka kazanmasını sağlayan şey:

İz bırakmayışı...

Ve...

Ne düşündüğünün tahmin edilemez oluşudur...

Ne düşündüğü ne yapacağı bilinemeyen generaller yenilemez her zaman kazanırlar...

Herkes tarafından bilinen stratejik bilgi, generale yarar sağlamaz...

Ancak herkesten gizlenen bilgisi generali zafere taşır çünkü böylece; düşmanlar generalin duygularını çözemez.

Ve...

Bilinmezlik ve tahmin edilmezlik içinde hareket eden generallerin sınırları geçilemez...



Canlarım...

Milat’tan önce ikinci yüzyılda Çin’de yazılıp yayımlanan bu kitap...

Günümüzde de halen geçerli olan tavsiyelerde bulunur...



Peki...

Bizim ne diyor:

“Bir gece ansızın gelebilirim...”.

Gece gelme


Bizimkiler, komşuya:

“Bir gece ansızın gelebiliriz” diye haber gönderince...

Komşu:

“Gece, NATO’dan misafirlerimiz var gündüz bekleriz efendim” demiş...

Hibrit mi kibrit mi


Avrupa Birliği’nin yasama organı Avrupa Parlamentosu...

Yapılan güçlü bir sembolik oylamada...

Üye ülke Macaristan için...

“Seçimlerin yapıldığı otokratik bir hibrit rejim” tanımlaması yaptıktan sonra:

“Artık, tam demokrasi sayılamaz” hükmüne vardı...



İyi ki biz henüz...

“Hibrit” değil:

Kibritiz...

Neden mi?..



Şimdilik sadece:

Kendimizi yakıyoruz da ondan...

Umarım bir gün bizim de onun gibi bir devlet başkanımız olur


Semerkant’taki diktatörler (Yasal zorunluluk nedeniyle, Erdoğan’ı tenzih ederim) toplantısında:

Hindistan Başbakanı da vardı...

Başbakan Modi, Putin’in Ukrayna’yı işgal girişimine destek vermiyor...

Ancak...

Başta ABD olmak üzere...

Batılı ülkelerin yaptırımlarına da katılmıyor...





Yapılan ikili görüşme sonrasında...

Putin’le birlikte basının karşısına çıktı Modi...

Ve...

Basının önünde...

Putin’e şöyle dedi:

“Gıda, gübre ve yakıt güvenliği dünyanın en ciddi sorunları... Günümüz savaş çağı değil ve ben bunu size telefonda da söyledim...”.



Putin sakin ve muhatabına hak verdiğini belli eden bir ses tonuyla:

“Biz de bunun bir an önce bitmesini istiyoruz” dedi.



Modi daha sonra...

Dünyanın birlikte ilerleyebilmesi için...

Demokrasi...

Diplomasi...

Ve...

Diyaloğa ihtiyaç olduğunu söyledi...

Putin, muhatabının bu sözlerine şu cevabı:

“Sizin Ukrayna ile yaşanan anlaşmazlıkta konumunuzu ve endişelerinizi biliyoruz. Hepimiz bunların hepsinin bir an önce bitmesini istiyoruz...”.



Siyaset dünyasında...

Bir, “genel başkanlar” vardır...

Bir de “liderler...”.



Modi’nin pek çok icraatlarına ve görüşlerine katılmayabilirsiniz...

Ama...

Kabul edelim ki bu adam:

“Lider” kumaşı olan bir siyasetçi...



Lider olduğu içindir ki...

Kamuoyunun gözleri önünde...

İşgalci Putin’e...

Söylenmesi gerekeni:

Söyleyebildi...



Umarım bir gün...

Bizim de...

“Lider kimliği” olan...

Uluslararası ilişkilerde...

Kapalı kapılar ardında söylediklerini...

Kamuoyu önünde de tekrarlayabilen bir:

Lider kimlikli devlet başkanımız olur...

Neden gülmüş


Fıkra bu ya...

Dünyanın en ünlü diktatörleri toplanmışlar...

Kendileri rahat koltuklarda kurulup otururken...

Aralarından bir başka ünlü diktatörün konuğu olarak gelen çömez diktatörün altına...

Tahta bir sandalye çekip oturtmuşlar...



Diktatörlerden biri:

“Gelecek yıl yapacağın seçimler için hazırlıklar nasıl gidiyor?” diye sormuş...

“Çok iyi ama” diye başlamış çömez diktatör... “Ana muhalefet partisi, profesyonel soyguncular tutmuş, kasada sakladığım 2023 seçim sonuçlarını çaldıracakmış...”.



Bir başka diktatör merakla sormuş:

“Eeee... Sen ne yaptın?..”.

Dudaklarının ucuna alaylı bir tebessüm yerleştiren çömez diktatör:

“Tabii güldüm” demiş...



Bir diğer diktatör:

“Bunda gülecek ne var ki?” diye araya girmiş...

“Bunlar” demiş çömez diktatör, “en usta soyguncuların bizde olduğunu ve o nedenle sonuçları çalacak soyguncu bulamayacaklarını bilmeyecek kadar salaklar da işte ona güldüm...”.

Dünün tweeti


Ambassador Namik Tan

@NamikTan

Biz hayatı doyasıya yaşadık. Her şeyi tattık. Keşkelerimiz hiç olmadı. Çocuklarımıza ve torunlarımıza da benzer güzel günleri yaşatacağız. Ant olsun. Tarihimize, kültürümüze ve değerlerimize yabancı birtakım çevreler meşum amaçlarına asla ve asla ulaşamayacak. Her şey çok güzel olacak.

Günün tespiti


İYİ Parti Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Aytun Çıray, dünkü paylaşımlarından birinde şöyle diyordu:



Yeni konut projesini başlatabilirlerse iktidara geldiğimizde devletin devamlılığı ilkesi ile devam ettirir, bitiririz.

Ama sadece İstanbul’da 6.4 milyon konutun 1.8 milyonu boş.

Ve TOKİ’nin ürettiği 51 bin dairenin sadece 678’i alt gelir grubuna yönelik...

[caption id="attachment_377882" align="alignnone" width="600"] Çıray[/caption]



Canlarım...

Bu paylaşım:

Dedikodu değil...

Gerçek bir durum tespiti...



Ama ülkede etkin olan şey:

“Dedikodu...”.

Durum tespiti ise:

Zımnen yasak...