Korkusuz

Neden-Sonuç ilişkisi-2

Neden-Sonuç ilişkisi-2
Pazar günkü yazının devamıdır.

2014 olayları sonrasında Nazilerin oluşturduğu Azov Tugayı ortaya çıktı ve Ukrayna ordusuyla birlikte Rus kökenlilere saldırmaya başladı.

Andriy Bilezkiy’nin kurucusu ve komutanı olduğu Azov Ukrayna İçişleri Bakanlığı’na bağlı gaddar ve karanlık bir birim olarak direkt   Washington’dan talimat ve yardım alıyor. Bu talimat ve yardım operasyonunun başında Obama döneminde Başkan yardımcısı Biden, Blinken, Sullivan ve demirbaş Nuland bulunuyordu. Operasyonun para ayağını Biden’ın oğlu Hunter yürütüyordu. Hatırlanırsa Başkan Trump, Biden ve oğlu Hunter’ı Ukrayna’da karanlık işler çevirmek ve kara para aklamakla suçlamış ve Başkan Zelenski’den soruşturma açmasını istemişti.

Ancak Yahudi lobileriyle içli dışlı olan Zelenski Washington’daki egemen çevrelerin desteğini alarak Trump’ı dinlememişti. Bunun üzerine  Biden iktidar olunca Zelenski’nin dostu olan ve Nazilerle birlikte çalışan ve hepsi Yahudi kökenli Blinken’i Dışişleri, Jake Sullivan’ı Ulusal Güvenlik Sekreteri ve Nuland’ı Bakan Yardımcısı yaptı. Onlar da Nazilerle birlikte Rusya’ya karşı biyolojik, kimyasal ve gerekirse nükleer provakasyon hazırlıklarına başladı. Suriye’de Esad’a destek verdiği için Rusya’ya kızan İsrail ise stratejik ve dinsel olarak Zelenski’ye sahip çıkarak ABD ve İngiltere ile her konuda ve alanda işbirliğine başladı. Olup biten her şeyi çok yakından takip eden Başkan Putin daha fazla risk almamak için operasyon emrini verdi. Putin bu emri vermeseydi ABD ve Batılı müttefikler Ukrayna’dan sonra Rusya’yı Baltık cumhuriyetleri üzerinden sıkıştıracaklardı. Bunun hazırlıkları da uzun süredir yapılıyordu. Olup bitenin farkında olan Putin Kırım’da yaptığı gibi Donbas ve çevresini ilhak edebilir ve nükleer füzelerini buralara yerleştirebilir.

Peki şimdi ne oluyor?

ABD; Finlandiya ve İsveç’i NATO’ya alarak Rusya’yı sıkıştırmanın planlarını yapıyor. Ankara’nın kuşku ve endişeyle yaklaştığı söylenen (belki naz yapıyor) ABD’nin bu tavrına karşılık Putin nükleer gücünü bu iki ülkeye yakın bölgelere yerleştirerek Belarus’u ön cephe ülkesi olarak kullanabilir. Finlanda’ya gönderdiği doğal gaz ve elektriği kesen Rusya kendisine karşı düşmanca ve provakatif davranışlarda bulunan Avrupa ülkelerine karşı her an ve farklı alanlarda harekete geçebilir. Ruble ise Dolar ve Avro karşısında sürekli değer kazanıyor. Amerikalılar da son Ukraynalı hatta son Finlandiyalı, Estonyalı, Letonyalı, Litvanyalı ve İsveçli ölünceye kadar Rusya ile savaşı sürdürecekler gibi görünüyorlar.

Başka çaresi de yok çünkü ABD’nin tarihinde savaştan başka hiçbir şey olmamış ve savaş Amerikan devlet ve toplumunun karakteristik özelliği haline gelmiş. Bu nedenle dünyanın tüm dikta yönetimlerini destekleyen ABD radikal İslamcı Kaide, Taliban, Afganlılar mücahitler, IŞİD, Nusra ve benzeri gruplarla işbirliği yaptığı gibi Nazi artıklarıyla da işbirliği yapar ve yapıyor.

Sovyetler Birliği’ni dağıtan ve 2011’de Moskova’yı Libya’da oyuna getiren ABD, Kazakistan’da şansını denedi ama olmayınca Ukrayna’ya yüklendi.

Özetle İsrail, ABD, İngiltere ve Almanya’nın Nazilerle işbirliği ile ilgili tüm gerçekleri öğrenmeden Ukrayna hikayesi öğrenilemez.

Zelenski’nin danışmanı David Arakhamia önceki gün yaptığı açıklamada “40 İsrailli paralı askerin Mariupolsda Azov saflarında savaştığını” itiraf etti.

Sonuç olarak:

Savaş bitse bile Ukrayna sorunu sonuçları itibarıyla uzun süre gündemde kalacaktır. ABD; sürdürdüğü emperyalist politikalarına uygun olarak etnik ve dinsel kimliklerine bakmaksızın NAZİ ruh hastalarını her yerde ve her zaman kullanacaktır. Onlar da Rusya cephesindeki yenilginin ve Sovyet ordusunun Berlin’e girip ‘Ruhani liderleri’ Hitler’in intiharına neden olmasını bir türlü unutamıyorlardır.

Dünyanın bir çok yerinde ama özellikle Arap ve Müslüman ülkelerde din, mezhep ve milliyetçilik gerekçeleriyle komünizme karşı   oluşturulan düşmanlığın gerçek nedeni de buydu.

İslamcı (bağnaz Hıristiyanlar da) duyguların kabartılması ve istenildiği şekilde kullanılmasının ne denli kolay olduğunu son 70-80 yılda hep birlikte gördük.

Özellikle cehalet, yoksulluk ve bağnazlığın egemen olduğu toplumlarda.

Hepsi bu kadar.