Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Ne diyeceğimi bilemiyorum...

Bizim milliyetçilerle dincilerin “Pis emperyalist” diyerek çok öfkelendikleri ABD’de...

George Floyd isimli Afrika kökenli bir Amerikalı yurttaş...

Polis tarafından gözaltına alınırken öldürüldü...

Demokrasiye ve insan haklarına saygılı Amerikalılar ayağa kalktı...





Ölüme sebep olan polisler yargılanıyor...

Savcı çok ağır cezalar istedi...



İzmir’de...

1 Mayıs açıklaması yapmak isteyen bir yurttaşımıza polis müdahale etti...

Müdahale sırasında çekilen fotoğrafta görüldü ki...

Yurttaşa müdahale eden polis...

ABD’de George Floyd’u öldüren polisin yaptıklarının aynısını uyguluyordu...



Demokrasiye ve insan haklarına saygılı Türkler ayağa kalktı...

Sosyal medyayı yıktılar...

Polisi ve bakanlığı eleştiri yağmuruna tuttular...



Tepkiler üzerine...

İçişleri Bakanlığı, polisin eylemcilere müdahalesini kaydedenlerin engellenmesini ve...

Haklarında işlem yapılmasını istedi...



Bizim milliyetçilerle dincilerin “Pis emperyalist” diyerek çok öfkelendikleri ABD’de benzer olayda polisler ağır ceza istemiyle yargılanıyor...



Demokratik hukuk devleti olmaktan zerrece taviz vermeyen ABD’yi “Pis emperyalist” diye aşağılayan Türkiye’de ise...

İşkenceci polisler özgür...

Polislerin sırtları sıvazlanıyor...

O ilkel gözaltı alma pozisyonunu görüntüleyenlerin tutuklanmaları emrediliyor...



Ne diyeceğimi bilemiyorum...

Sahi...

Sizce...

Ne demeliyim?..

ŞAKA GİBİ, VALLA ŞAKA GİBİ...


20 yıldır Erdoğan’ın peşinden giden...

Bir gün bile demokrasiyi...

Hukuk devletini...

Laik sistemi...

Ve esnaf haklarını aklına getirmeyen TESK Başkanı...

Nihayet uyandı...

“Bize içki satışının yasak olduğuna ilişkin bir talimat gelmedi, içki satışı devam edecek” dedi...

[caption id="attachment_256937" align="alignnone" width="600"] Bendevi Palandöken[/caption]



“Bunu Sayın Cumhurbaşkanı’na da söylediniz mi?” diye soran gazeteciye ise aynen şu cevabı verdi:

“Hayır söyleyemedim çünkü Sayın Cumhurbaşkanından korkuyorum...”.



Demokratik hukuk devleti olduğu iddia edilen bir ülkede...

Halkın seçtiği Cumhurbaşkanından korkan bir:

“Sivil Toplum Örgütü” başkanı...



Şaka gibi...

Valla şaka gibi...

BU FİKRİ ÜRETENE ALLAH AKIL FİKİR VERSİN...


Petrol zengini Müslüman Arap ülkeleri Türkiye’yi BM’e şikâyet etti...

Neden?..

Sözde...

Türkiye saldırganmış...



Sözde...

Türkiye işgal hevesi olan bir ülkeymiş...



Sözde:

Türkiye’nin komşularının topraklarında gözü varmış...



Sözde...

Türkiye’nin saldırganlığı halen sürüyormuş...



BM bunları engellemeliymiş...



Tabii ki bizim için kabul edilemez bir diğer iddia da bu...

Ama be canlarım...

Kabul edelim ki...

Ortam...

Bu tür iddiaların diğer özgür ülke kamuoyu tarafından kolayca kabul edilmesine uygun...



İşte böyle bir ortamda...

Dünkü yazılarımda eleştirdiğim...

Cumhurbaşkanı’nın arkasındaki fona yerleştirilmiş...,

Bir atışta binlerce masum sivili öldürebilecek güçte füzeler olan o fotoğrafın...

Ne kadar berbat bir anlam ifade ettiği:

Daha net anlaşılıyor...



Ne diyeyim?..

Bu acayip barbar fikri akıl edene...

Allah akıl fikir versin...

Ki...

Bu ürettiği şeyin...

Akıl ve fikirden hâsıl olmadığını öğrensin...

BU KAFALARLA YAŞAMAYA MECBURUZ...


Adam profesör...

Adam kiliseden camie çevrilmiş en bilinen mekâna baş imam olarak atanmış...

Ama...

Liyakat sıfır...



Anayasamızın ikinci maddesiyle garanti altına alınmış...

Değiştirilmesi teklif bile edilemez laiklik ilkesinin kaldırılmasını teklif edecek kadar utanmaz...



İçki yasağıyla devletin mahrum kalacağı vergi gelirleri eleştiri konusu olunca...

Bir tivit attı...

Ve dedi ki:

“Merak etmeyin ey güruh, haram ettiğiniz vergilerinizden bana düşen hisseden hepinize kaliteli pamuk aldım, artık helal edersiniz, ne yapayım”...



Yani adam diyor ki...

“Öleceksiniz ve kıçınıza tıkanacak pamuğu ben hediye edeceğim...”.



Durup dururken neden öleceğimizi de yazsaydı bari...



Canlarım...

Bu kafalarla yaşamaya mecburuz...

Yeter ki iktidar bu dinci kafanın elinden (Elbette demokratik yoldan) alınsın...

Ve...

Bu liyakatsiz kafalar etkin görevlere getirilmesin...

EN KÖTÜ İHTİMAL TÜRKİYE İSE İYİ İHTİMAL HANGİ ÜLKE?..


Erdoğan bu dünya güzeli ülkenin Cumhurbaşkanı...

Cuma namazı çıkışı gazeteci “Kapanma sürecinde nerede olacaksınız?” diye soruyor...

Cevap:

“En kötü ihtimalle Türkiye’de olacağım.”.



En kötü ihtimal Türkiye’de olmak ise...

En iyi ihtimal hangi ülke?..



Cennet bir ülke olmadığına...

Turp gibi olduğu için...

Cennette de olamayacağına göre...



Meselâ...

İyi ihtimal Katar mı?..

Rusya mı?..

Yoksa...

ABD mi?..



Sakın Mars olmasın?..

Belki de...

Yunanistan’dır...

DÜKKÂNI AÇ AMA ALKOLLÜ İÇKİ SATMA...


Alkollü içecek satışı 17 gün boyunca yasaklandı...

Neye göre?..

Ya da neyle?..



İçişleri Bakanlığı’nın emriyle...



Peki...

İçişleri Bakanı’nın böyle bir “yasak” emri verme yetkisi var mı?..

Yok...



Cumhurbaşkanı böyle bir yasak çıkarabilir mi?..

Hayır...

Çünkü...

Ticaret en temel hak ve özgürlüklerdendir...



“Ama pek çok iş yeri kapalı...” denilebilir...

Tamam ama...

Bakkal dükkânları (Ki hemen hepsinde alkollü içecek satılıyor) kapalı değil...

Haliyle...

“İş yerini aç ama alkollü içecek satma” denilmesi...

İş hukukuna da ticaret kanununa da anayasaya da aykırı...

ONLAR BİLGE OLDUKLARINI SANIYORLAR...


İktidar gazete ve gazetecileri İsviçre, İsveç, İngiltere, Avusturya gibi ülkelerde Pandemi döneminde içki yasağı getirildiğini iddia etti...

Karşılarında oturan ve...

“Muhalif gibi görünen” gazeteciler ise...

Bu iddia karşısında sadece “hık mık” ettiler...



Oysa...

İsviçre, İsveç, İngiltere, Avusturya gibi ülkeleri yöneten iktidarlar “alkollü içecek satışını” yasaklamadılar...

Alkollü içeceklerin Korona tedavisini engellediğini bilimsel olarak anlatıp; “içmezseniz iyi olur” dediler...



Yani canlarım...

Ülkemizin gazetecileri...

“Tavsiye” ile “yasak” arasındaki farkı bilemeyecek kadar cahiller...

Ama...

Onlar kendilerini birer “bilge” gibi görüyorlar...