Korkusuz

Mimar Sinan “Kanal İstanbul”a kızar mıydı?..

Mimar Sinan “Kanal İstanbul”a kızar mıydı?..
Değerli dostum, büyüğüm, emekli Albay Tahsin Ataizi ile sık sık telefonlaşır, memleket sorunları hakkında görüş alışverişinde bulunuruz... Her sohbetimizde konu mutlaka “Kanal İstanbul”a gelir. Ben getirmem o getirir... Daha önce de bu köşeden Ataizi’nin “Kanal İstanbul” konusundaki düşünceleri yansıtmıştım. Tahsin Albay, “Kanal İstanbul”a taktı mı?.. “Taktı” demek az gelir!.. Tahsin Albay, “Kanal İstanbul” ile yatıyor “Kanal İstanbul” ile kalkıyor... Ne zaman bu konu açılsa kendisine inceden sitem etsem cevabı değişmez “Torunlarımızın bize sövmesini ister misin?”i yapıştırır...

Yoğunlaşan temel atma haberleri üzerine Tahsin Ataizi her zamankinden daha fazla duygusala bağlamıştı. Her ne kadar “Yapma etme komutanım. Bak, emekli  Amiraller bildirisinin sıcaklığı henüz tam olarak geçmedi. Seni de beni de yakarsın” diye takılsam da fayda etmedi. Ataizi “Sürekli konunun uzmanları ile istişare ediyorum. Ben sana bir şeyler yazayım göndereyim. Makas senin elinde. İster yaz ister yazma. Allah hiç kimseye ‘keşke’ dedirtmesin” deyince elimi kolumu bağladı.

★ ★ ★

Emekli Albay Tahsin Ataizi, “Yanlışı nerede keserseniz doğruyu orada o anda bulursunuz!.. Bu benim şiar edindiğim, askerlikte astlarımla istişare ederek, operasyon ve mücadele edeceğim konularda güç kazanarak, doğruyu bulmuş olurdum. Çünkü, doğru da Allah tektir“ diyerek başlıyor görüşlerini anlatmaya... Şöyle devam ediyor;

Sonuç: Türkiye’m için hüsran acı olmasın. Trakya elimiz!.. Elimizi verip kolumuzu kaptırmayalım... (Burada yapılacak kanal, zırhlı birlikler harekatını engeller)

Lozan’ın akabinde, Montrö ile lehimize kontrolümüze çevrilen Boğazlar’dan, adeta Montrö’yü çiğnememize sebep olur. Çünkü, Montrö Türkiye’mizin emniyet sibobudur.  Rusya ‘nın özellikle ABD’ye bu geçişlerde, ‘Hoş geldiniz Karadeniz’e, bizi kontrol altına almak için gelmişsiniz. Aferin  sefanız olsun’ demez. Çıkacak bir patırtıda, adeta Trakya boks ringine döner. Tabiri caiz ise karşılıklı salvo atışları ve hava taarruzları ile adeta Trakya savaş alanına döner. Lütfen ... dikkat!”

★ ★ ★

Tahsin Ataizi, teğmen ve üst teğmenliğini Trakya’da yaptığını hatırlatıyor, “Trakya bölgemizi mütecavize karşı savunmada askeri stratejik yönden de değerlendirilmesi şarttır” diyor ve dikkat çekiyor;

“Kanal İstanbul’u tanıtan bilgilerin paylaşılmasıyla bu projenin yanlışlığının ve uygulanmasının getireceği mahzurları uzmanlar ortaya koymuştur. Bu sebeplerin biri de, üzerinde bulunduğumuz tarihi Küçükçekmece Köprümüzün de yol olacağıdır.

Bu yönde tepki almak istemeyen AKP iktidarı bu gerçeği bildiği için Kanal İstanbul Projesi detaylarını paylaşmamıştır. Ancak basında yer alan haberlerde görüldüğü gibi bu projenin uygulanmasıyla üstelik hakkında devletimizin Kültür ve Tabiat varlıkları Koruma kurulu kararı bulunan köprümüz, devlet tarafından yok edilecektir.

Dünyanın hayranlıkla değerlendirdiği Sultanahmet, Şehzadebaşı, Selimiye Camileri hakkında yıkım kararı alınmasına benzer bir karar, asla kabul edilmez, mazur görülemez.

Mehmet Akif Ersoy’un şiirinde söylediği gibi;

-Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen,

İki kazma kürek, iki de ırgat gerek,

Ancak hadi gel yapalım şunu geri desen,

Bir Sinan, bir de Süleyman gerek ...

Kanal İstanbul, tarihi köprümüzü yok ederken, Küçükçekmece’de yaşayan insanımızı da yapılacak en yakın köprüyü kullanmak zorunda bırakacak, evine işine gidişte çok uzak bir yolu kullanmaya mecbur kalacaktır.

Osmanlı dönemi ordunun sefere çıkarken, seferden dönerken kullandığı Menzil yolu üzerindeki Küçükçekmece Köprümüz: son dönem Balkan Savaşı, 1. Dünya Savaşı, İstiklal Savaşı dönemlerinde de çok büyük hizmetler gördü. Her gün binlerce insanımızın kullandığı köprümüz Kanal İstanbul için yok edilmek isteniyor. Bu tarih katliamını asla kabul etmiyoruz ve Küçükçekmece Köprüsü’nü yıkılmasına izin vermeyeceğiz. Sessiz kalmayacağız.”

★ ★ ★

Torunlarımız için tarihe not düşmeye çalıştık!..

“Adım Hıdır, elimden gelen budur” derler ya...

★ ★ ★

Önemli not; Küçükçekmece Köprüsü.

Küçükçekmece Gölü üzerinde yer alan bu köprü, Osmanlı İmparatorluğu’nun ve dünyanın önemli mimarlarından Mimar Sinan’ın 1560 yılında yaptığı önemli bir eser. Küçükçekmece ilçesi sınırları içerisinde bulunan tarihi köprü, 558 yılında ilk önce kagir olarak Bizans imparatoru I. Justinianus tarafından yaptırıldı. Daha sonra I. Basileos tarafından tamamen taş olarak yeniden inşa edildi. Dolayısıyla köprünün ilk olarak Bizans Dönemi’nde taş olarak yapıldığı ancak sonraki yıllarda yaşanan deprem ve istila gibi nedenlerle yıkıldığı biliniyor.

1735 ve 1861 yıllarında tekrar onarım gören köprü, II. Dünya Savaşı sırasında genişletilmiştir. İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla 1996 yılında İBB tarafından tekrar onarıldı. İstanbul Büyükşeir Belediyesi, oldukça kötü bir durumda olan tarihi köprünün restorasyonu için 2005 yılında ihale yaparak çalışmaları başlattı. Çalışma İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından onaylanan projeler doğrultusunda Yapı İşleri Müdürlüğü tarafından yürütüldü.

Küçükçekmece’deki tarihi Mimar Sinan Köprüsü yaklaşık olarak 227 metre uzunluğunda ve ortalama 7 metre genişliğinde. Tempan duvar yükseklikleri değişken olmakla beraber 1.35 metre ile 8.50 metre arasında değişiyor. 1 milyon 300 bin YTL’ye mal olan restorasyon çalışmaları kapsamında 680 metrekare kaplama, 456 metre korkuluk, 460 metre korniş, 165 metrekare kemer taşı, 10 adet çörten ve 1400 metreküp doğal taş dolgusu yapıldı. Restorasyon çalışmaları öncesi 12 kemerli olduğu görülen köprünün 13’üncü kemeri de bulunarak gün yüzüne çıkartıldı.

(Küçükçekmece  Kaymakamlığı internet sitesinden)

★ ★ ★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.