Korkusuz

Melih Bulu’nun başına gelenler herkese ders olsun!

Melih Bulu’nun başına gelenler herkese ders olsun!
Türkiye, Melih Bulu’nun ismini yaklaşık 7 ay önce duydu. Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne bir gece ansızın paraşütle indirilen Bulu’nun adı o günden beri gündemden hiç  düşmedi. Çünkü; Melih Bulu, rektörlüğe akademik başarıları sayesinde değil, AKP milletvekili adayı olduğu için getirilmişti. Üstelik; 2016 yılında çıkarılan bir KHK sayesinde… Ve kamu vicdanı, işte bu yüzden Bulu’nun rektör olarak atanmasını kabul etmedi.



 

KHK İLE GELDİ…

Bilindiği üzere o KHK, üniversite rektörlüğü seçimlerini kaldırmış, rektör atama yetkisini Cumhurbaşkanı’na vermişti. BÜ’ye kayyım olarak atanan Bulu ve benzerleri, sırtlarını AKP’ye yaslamak ve  hak etmedikleri koltukları işgal etmekten hiç utanmadılar.

Onlar utanmıyor olsa bile, az önce de ifade ettiğim üzere ‘kamu vicdanı’ bu liyakatsiz atamaları kabul etmedi, etmiyor ve etmeyecek...

Bakın; Melih Bulu, arkasında AKP iktidarının tam desteği olmasına rağmen, Boğaziçi’nin onurlu öğrencileri ve öğretim üyelerinin ‘’kayyım”a itiraz eden meşru direnişini bir türlü  kıramadı!



Hatırlayın; Melih Bulu okulda başlayan direnişin altı ay sonunda biteceğini ve göreve atanırken buna ilişkin bir hesaplama yaptıklarını söylemişti. AKP’ci Bulu’ya göre, direnişi altı ay içinde bitirecek, okulu da bir gerici yuvası haline dönüştüreceklerdi.  6 ay geçti, direniş bitmedi! Öğrenciler okulda kaldı, giden ise AKP’ci Melih Bulu oldu. Ancak aynı zihniyeti taşıyan türevleri hala görev başında... Bunu da unutmayalım...

ZULME TANIĞIZ!

Boğaziçi’nde  kayyıma karşı başlayan direniş, daha şimdiden Türk demokrasi tarihinin şanlı sayfalarına geçti. Direniş başladığından beri üniversitenin Sarıyer’deki merkez kampüsüne gitmek yerine, Kandilli’deki binasında saklanan Bulu, iktidarın arkasına sığınarak  neler yapmadı ki!

Hatırlayın; “Can güvenliğim yok” yalanını söyleyerek, okulun içine polis soktu; öğrencileri yerlerde sürükletti, okulun kapısına kilit vurdurdu, öğrencileri içeri aldırtmadı,  coplattı, fişledi, okuldan uzaklaştırdı, öğretim üyelerini okuldan attırdı, tacize karşı kurulan komisyonu dağıttırmaya çalıştı. Bulu’nun bu anti-demokratik tutumu yüzünden öğrencilerin çekmediği çile kalmadı. Birçok öğrencinin bursu, protesto gösterilerine katıldığı için kesildi. Yetmedi; açılan soruşturmalar yüzünden, birçok öğrencinin yurt dışına çıkmasına engel olundu. Öğrenci ve öğretim üyelerinin akademik faaliyetleri kesintiye uğradı.

NE KAZANDIN BULU?

Peki sonunda ne oldu? Melih Bulu, göreve nasıl geldiyse, öyle de gitti! Bir gece kararnamesiyle kayyım olarak atanan Bulu, kendisine nezaketen haber bile verilmeden görevinden atıldı! Ve koltuğunda kalabilmek için öğrencilere zulmeden Bulu,  görevden alındığına ilişkin iddiaların yer aldığı twitlere cevap verirken aklınca dalga geçti. “Görevden alındın” diye yazan gençlere,  “Peki bundan şeyin haberi var mı, mesela benim… Oyuna gelmeyin çocuklar, uyuyun” cevabını verdi.



ŞAŞKIN BULU!

Oysa ki; Melih Bulu, bunları yazıp öğrencilerle dalga geçtiğini sanarken, Boğaziçi’ndeki koltuğu altından çoooktan çekilmişti. Kayyım rektör ise görevden alındığını güya dalga geçtiği gençlerden öğrenmişti. AKP işte bu zekanın sahibine Boğaziçi’ni teslim etmiş ve  Bulu’nun  “dünyada ilk 100 üniversite arasına sokacağı”nı söylemişti. Bulu, tarihe “üniversiteyi ilk 100 içine sokan değil, üniversiteye öğrencileri ve öğretim üyelerini sokturtmayan kayyım rektör” olarak geçti.

Bulu ve akıl hocalarının anlamadığı ve anlayamadığı bir şey var… Bulu, gece yarısı attığı twitte “Uyuyun çocuklar…” diye yazıyor. Oysa ki; o çocuklar hiçbir zaman uyumadılar! Onları hiç kimse uyutamadı! Bulu gibiler ise Boğaziçili gençleri uyutabilecekleri yanılgısına kapıldıkları için halka halka yayılan direnişi bir türlü anlayamadılar!



 

BULU’NUN YAŞADIKLARINDAN DERS ÇIKARIN

Melih Bulu da Bulu’nun türevleri de bugün sırtlarını AKP’ye yaslayarak koltuk sahibi olabilirler! Ancak şunu unutmasınlar ki; onlar Türk akademi tarihinin şanlı değil, utanç sayfalarında yer aldılar. Bulu’nun başına gelenler, sırtını AKP’ye dayayıp zulmeden tüm bürokratlara ders olsun… Bakın; artık anlayın! Siz onların gözünde koca bir hiçsiniz… Siz, sadece KHK’daki bir isimden ibaretsiniz… Görevden alınırken bile, nezaketen aranıp bilgi verme gereği duyulmayan zavallılarsınız… Unutmayın ki; bir gün hepinizi bu akıbet bekliyor… O yüzden bu iktidara güvenip kimseye zulmetmeyin; haktan, adaletten, vicdandan uzaklaşmayın… Ve hiçbir zaman da Bulu gibi olmayın... Görevden alındığınızı twitterdan öğrendiğiniz halde, yeni  bir görev alabilmek umuduyla instagram profilinize Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafını koyarak kendinizi iyice düşürmeyin...