Mansur Yavaş’ı okurken neden üzüldüm?
ÇÖZÜM İÇİN İLK ADIM
CHP’li Mansur Yavaş, 17 bin çiftçiye tohum hibe ettiklerini, gelecek yıl ise mazot desteği sağlayacaklarını belirttikten sonra, “Halkımız üretmeyi bırakmış” diyordu. “Ankaralıları zengin etmek istiyoruz’’ diyen Yavaş, ekonomik sorunların çözümünün “üretmekten’’ geçtiğini de işaret ediyordu.
[caption id="attachment_301399" align="alignnone" width="600"]
Mansur Yavaş[/caption]ET VE EKMEK
Mansur Yavaş’ın verdiği bilgilere göre, ABB Ankaralı yoksul yurttaşlarımıza her ay 1 kilo et, günde ise 1 ekmek verecek. Yavaş’ın bu projesine bir haftada 40 bin kişi başvurmuş. Bu, 40 bin aile demektir! Ve yine bu, Ankara’da yaşayan 40 bin ailenin et alabilecek durumda bile olmadığını göstermektedir.
Çok acı bir tablo...…
İktidar açısından ise tam bir utanç vesilesi...…
Ya “sosyal yardım” isteyen ailelerin sayısına ne demeli?
Mansur Yavaş, Sözcü’deki röportajda Ankara’da geçen yıl 158 bin aileye sosyal yardım yaptıklarını, bu sayının içinde bulunduğumuz yıl ise 220 bine çıktığını açıklıyor. Her aileyi ortalama 4 kişi olarak hesap edersek, Ankara’da en az 1 milyon kişinin, “sosyal yardıma muhtaç” hale getirildiği görülüyor.
ÜRKÜTÜCÜ TABLO
5 milyon 600 bin nüfusa sahip başkentte, neredeyse her beş kişiden biri ‘’sosyal yardım almadan’’ yaşamını idame ettiremiyor.
Yazıklar olsun bu tabloyu yaratanlara...…
Bu mu sizin “Büyüyen – Uçan – Şahlanan Türkiye”niz?
DOĞALGAZ YARDIMI
Kentte yaşayan ve yardıma muhtaç hale getirilen insanların temel ihtiyaçlarının tablosunu da çıkarttıran Yavaş, en başta gelen taleplerden birinin ise ‘’doğalgaz yardımı’’ olduğunu belirtiyor. ABB bu amaçla, sadece asgari ücret geliri olan ya da geliri olmayan aileler için 400 milyon TL bütçe ayırmış. Kısa bir süre içinde bu kampanyaya 133 bin aile başvurmuş...…
ÜZÜCÜ TABLO
Verdiğim sayıları okurken sizin de boğazınızın düğümlendiğini hissediyorum… Nasıl olmasın ki? Başkent Ankara’da yani Türkiye’nin göbeğinde yaşayan milyonlarca insan, AKP yüzünden et alamıyor, ekmeğe muhtaç hale getiriliyor, doğalgaz için belediyeye başvuruyor!
GÖREV CHP’YE DÜŞÜYOR
Mansur Yavaş’la yapılan röportajdan özetleyerek alıntıladığım satırlar bile, Türkiye’nin AKP iktidarında nasıl bir uçuruma sürüklendiğinin en somut kanıtı...…
Ankara’da Mansur Yavaş, İstanbul’da ise Ekrem İmamoğlu son seçimleri kazanmamış ve benzeri ifşaatları yapmamış olsaydı, belki de içine itildiğimiz yoksulluğun fotoğrafını bu denli net anlatabilme imkanımız bile olmayacaktı.
Şimdi görev, AKP’nin yapmadığını yapmak ve insanlarımızı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sık sık vurguladığı “karakış”ta çaresiz ve yalnız bırakmamaktır.
CHP’li başkanların bunu yapabilecek gücü vardır...…
Yeter ki; yapmak istesinler...
“200 bin TL maaş alanlar var”
İkişer üçer maaşlı AKP’li bürokratlardan sonra, başımıza bir de 200 bin TL maaş alan federasyon yöneticileri çıktı!
Bu ciddi iddia, perşembe günü Ankara’da gerçekleşecek olan ‘Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanlık Seçimleri’ öncesi Erman Kunter tarafından dile getirildi. Halk TV’den Onur Durmuş’a konuşan ve Başkan adaylığını ilan eden başarılı basketbolcu, şunları söyledi:
“Takımlar 2 bin TL’yi bir araya getirip deplasmana gidemiyor. TBF’de ise 200 bin TL’lik maaşlar ödeniyor, bu maaş bordrolarını görüyoruz ve birçok duyum da alıyoruz. Biz bu ödemeleri açıklarsak bu maaşları alanlarda bir utanma duygusu oluşacak otomatikman. Tek kişinin aldığı 200 bin TL’lik bir maaşla bir lig döner. Gerçekten büyük bir savurganlık var. Bunun önüne geçmek lazım.”
YALANLAMA VAR MI?
Erman Kunter’in sözlerinin üzerinden tam beş gün geçti. Yazıyı yazmak için bilgisayar başına oturunca, Google’da bir tarama yaptım ve Kunter’in sözlerine herhangi bir yalanlama gelip gelmediğini merak ettim. Başkanlığını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Danışmanı Hidayet Türkoğlu’nun yaptığı TBF’den yapılan herhangi bir yalanlamaya rastlamadım.
SUSKUNLUK SÜRÜYOR
Demek ki; Erman Kunter’in öne sürdüğü “TBF’de 200 bin TL maaş alan var’’ iddiası hem doğru hem de bu durum kimseyi rahatsız etmiyor.
Demek ki; AKP iktidarına sırtını yaslayanlar 200 bin TL’lik maaşları hak ettiklerini düşünüyor. Ne diyelim; “Rabbim verdikçe veriyor...”
