Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

LİBERAL SOSYALİST izleyicileri ve KORKUSUZ okurlarından

Dün, saat 16.49 itibariyle yapılan 396 yorumdan sadece dördünü sizlerle paylaşmak istedim...

Lütfen okur musunuz?..

Ben yorum yapmayacağım...

Yorumu sizler yapın, lütfen...



https://www.youtube.com/c/LİBERALSOSYALİST takipçilerinden ve KORKUSUZ okurlarından Cengizhan Kıraç’ın önerisi şöyle.

“Tayyip Erdoğan aday olacaksa. Muhalefet şunu istemeli:

‘Aday olmak istiyorsan parmak boyasını getir. YSK’daki son değişiklikleri tekrar eski haline getir. 3. defa aday olabilmen için destek olacağız’.

Pazarlık böyle olur. Tayyip Erdoğan muhalefet olsaydı bunu böyle yapardı.

Bunu şimdiki muhalefetin kulağına sokmalısınız, can Dedem benim...



https://www.youtube.com/c/LİBERALSOSYALİST takipçilerinden ve KORKUSUZ okurlarından Servet Kartal şöyle diyor:

“Bence bu konuyu (Kamuoyunu Erdoğan’ın sağlığı hakkında bilgi sahibi yapma) çözecek tek kişi sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur ve vazifesidir.

Bizzat kendisi gidip Tayip Erdoğan’ı ziyaret etmeli sağlık durumunu bizzat yerinde görmeli, doktorlarından bilgi almalı ve toplumu bilgilendirmelidir.

Bu bir milli beka sorunudur.

Muhalefet muhakkak sağlık konusunda detaylı gerçek bilgi almalı ve milleti bilgilendirmelidir.

Kendileri söylemiyor malum...



https://www.youtube.com/c/LİBERALSOSYALİST takipçilerinden ve KORKUSUZ okurlarından Yılmaz Kuban ise...

İktidarın faizleri arttırmamakta ısrar ediş gerekçesini şöyle açıklıyor...

“Sayın Bayraktaroğlu, size bir soru;

Gelişmiş ülkelerden ABD, Almanya, İngiltere, Hindistan v.s. gibi ülkelerde çok düşük enflasyonlarına rağmen bu ülkelerin merkez bankaları faiz artırımına giderken, bizim ülkemizde tam tersine faizlerin düşürülmesini ekonomi cehaleti olduğuna mı inanıyorsunuz?

Ben bütün bir somut örneklere rağmen, ülkemizdeki faizlerin düşürülmesinin bilinçli olarak yapıldığını, bunu servet transferi için daha çok gelir elde edilmesine yönelik olduğunu düşünüyorum. Bana göre enflasyon demek, ülkeyi yönetenlerin halkın cebinden parasını çalması delmektir.

Bugün yapılan resmen budur.

Bu yönetimin, hiçbir eylemi kesinlikle tesadüf değil.

Her girişim planlı ve bilinçli olarak yapılmaktadır.



https://www.youtube.com/c/LİBERALSOSYALİST takipçilerinden ve KORKUSUZ okurlarından Ayşen soruyor:

“Memduh hocam Bir soru soracağım size müsaadeniz olursa?

Muhalefet halkı çok düşünüyor ya milletvekili maaş %40 artışında neden sessiz kaldılar?

Neden itiraz etmediler?

Milletvekili olarak kendi ceplerini de ilgilendirdiği için olabilir mi?

Doğrusu benim şu an siyaset sahnesinde olan sağcısına da solcusuna da güvenim kalmadı.

İhtilallerin acı gerçeği


Canlarım...

Dün kısmen söz etmiştim ancak bugün bir kez daha...

Ve bu defa:

Siyasî gerçekçilik penceresinden hatırlatmak istiyorum...



1789 Fransız İhtilali neden patlak verdi?..

Burjuva tarihçilerine göre:

Halk:

“Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” talep ediyordu...



Komünist elitlere göre de:

Rusya’yı, 1917 Ekim ihtilaline götüren sebep...

Fransız ihtilali ile aynıydı:

“Özgürlük, eşitlik, kardeşlik...”.



Oysa...

Aynen Fransa’da olduğu gibi...

Rusya’da da ihtilalin temel sebebi (Bence):

“Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” talebi değil...

Acımasız sosyolojik gerçekçilik idi...

Yani:

Açlık...

Yoksulluk...

Ve...

Çaresizlik idi...



Ne ihtilali yapanlar (Ya da devrimciler) bu gerçeği kabullenmek istediler...

Ne de:

İhtilalcilere karşı Saray’ın/aristokrasinin yanında duran muhafazakârlar...



Devrimcilere göre:

Her iki halk ayaklanmasının temelinde...

Vicdan...

Muhafazakârlara göreyse:

Sağ duyu vardı...



Bana göre ise canlarım...

Tarih boyunca hiçbir halk ayaklanması:

Vicdan...

Ya da...

Sağ duyu temelli değildi...



Hiçbir halk ayaklanması:

“Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” talebinden kaynaklanmadı...

Çünkü...



Halkların:

Vicdanları da olmaz...

Sağ duyuları da olmaz...

Halk yığınlarının sadece:

Mideleri...

Ve...

İnançları olur...

Kamuoyu var mı?..


Bazı dostlar...

Kimi “iyi niyetli” solumsu arkadaşlar...

CHP’yi altılı masadan koparmak için adeta:

Birbirleriyle yarışıyorlar...



Çünkü onlar:

Romantik oldukları kadar...

Bana göre:

İktidarı, dindarlarla paylaşmak istemeyen:

Kökten laikçi kafalar...



Canlarım...

Size değil...

O arkadaşlarıma bir kez daha hatırlatayım...

Kitlelerin:

Vicdanları...

Ve...

Sağ duyuları olmaz...



Ama...

Kamuoyunun:

Hem vicdanı olur...

Hem sağ duyusu...



Öyle olduğu içindir ki...

Kamuoyu (Ki buna modern muhafazakârlar da dahildir):

Eşitsizliğe ve adaletsizliğe daha fazla dayanamaz...



CHP’yi en azından iktidarın en güçlü ortağı olarak görmek isteyen arkadaşlara tavsiyem şu:

Halk yığınlarından:

“Kamuoyu” yaratmaya çalışın...



Bunun için ise...

Onların değerleriyle kavga etmeyi bırakın...

Çıkarlarına hitap edin...

Uzlaşmalı...


Erdoğan rejiminin fiziki medyadan sonra...

Sosyal medyayı da susturmak istemesinin temel sebebi:

“Kamuoyu” denilen...

Ve...

Tüm totaliter rejimlerin korkulu rüyası olan o sivil toplum örgütlerini:

Örgütsüz duruma düşürerek: Susturmaktır...



Tekraren:

Eğer CHP iktidarın en güçlü ortağı olmak istiyorsa...

Toplumun (Halkın) gerçeklerini görmeli...

Yani...

Altılı masayı devirmek yerine...

Altılı masadaki diğerleriyle...

Anayasamızın ilk iki maddesinden taviz vermemek şartıyla:

Uzlaşmalı...