Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Laiklik yıkılmış, çökmüşse demokrasi... Neyleyim ben öyle zengin devleti?..

İktisat hocamız Ord. Pof. Ekrem Özelmas (Merhum) “Ehemini mühimine tercih edin” derdi.

Hayatımın ondan sonrası bu özlü sözü rehber edinmekle geçti...

İşte o inançla söylüyorum:

Türkiye’nin öncelikli (Ehem) sorunu ekonomi değil...

Çünkü...

Ekonomideki sorunlar; demokratik, laik, sosyal hukuk devletinden hızla uzaklaşmanın sonucu...



Siyasi irade; demokratik, laik, sosyal hukuk devletine ve haliyle kuvvetler ayrılığı ilkesine acilen dönüş yapmazsa, alacağı hiçbir ekonomik tedbir işe yaramayacak...



Demek istiyorum ki...

Ekonominin gidişini tehlikeli görmeden önce; “Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” ilkemizin tehlikede olduğunu kabul etmeliyiz...



Demokrasi yoksa neyleyeyim devleti, neyleyim ekonomiyi?...

Hukukun üstünlüğü ilkesinin yerini tek kişinin üstünlüğü almışsa bana ne ekonomiden?..

Laiklik yıkılmış yerine din devleti kurulmuşsa, Katar kadar zengin olsak ne işimize yarar?..



Hasılı canlarım...

Sürekli ekonomideki tehlikeyi görmek...

“Aaa cambaza bak” diyerek dikkatimizi cambaza çekip ceplerimizi boşaltmaya koyulanların ekmeğine yağ sürmek...

Çünkü...

“Ekonomi de ekonomi” diye yırtınırken...

Demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin yıkılıp gittiğini gördüğümüzde iş işten geçmiş olacak...



Ne yani?..

“Ekonomideki tehlikeyi görmezden mi gelelim?..”

Yooo...

Tabii ki görmezden gelmeyelim...

Ama canlarım...

Ehemini (Laik, demokrasi, hukuk, bağımsız yargı ve kuvvetler ayrılığı ilkeleri) mühimine (Ekonomi) tercih edelim; lütfen...

FAKİR GİDERSE GELMEZ...


Bektaşi yaz sıcağına rastlayan bir ramazan günü testiyi başına çekmiş su içiyormuş...

Softanın biri yaklaşıp azarlamış Bektaşi’yi...

“Bre zındık... Bu mübarek ramazan gününde utanmaz mısın su içmeye?..”.

Bektaşi testiyi ağzından çekmiş...

Sol eliyle dudaklarını silmiş...

“Beri bak Softa” demiş... “Ramazan bu yıl gider seneye yine gelir ama bu fakir gidince bir daha gelmez...”.



Ekonomi o kadar çok krize girdi ki son 100 yılda...

Bir kez daha girer...

Bir kez daha çıkar...

Ama...

Demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti giderse bir daha gelmez...

İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM OLUR MU?..


Bu hafta Meclis’e sunulması beklenen bir kanun teklifi var...

Yasalaşırsa, 20 yaşın altındakilerle 50 yaşın üstündekilerin sözleşmeli çalıştırılmasının önü açılacak. Sendikaların tepki gösterecekleri sanılıyor...



Teklif yasalaşırsa ne olur?..

Bence çok iyi olur...

Zira şu anda ehem olan, işsizliğe çözüm bulmak...



Ya sendikalar kabul etmezse?..

Onları dinleyen var mı?..

BU KIYAĞIMI UNUTMAYIN...


“Hekimden sorma çekenden sor demişler...”.

Bu atalar sözü; deneyimin, teoriden daha değerli olduğunu anlatmak isteyenler tarafından kullanılır.

O halde ben de bu yazımda size, bir pratik hatırlatarak kilo vermenize yardımcı olacağım...

[caption id="attachment_5889489" align="alignnone" width="300"] Zeynep Nazlı Kayı[/caption]

Zeynep Nazlı Kayı (Hacı Sabancı’nın sevgilisi imiş), haftanın 6 günü spor salonuna gidiyormuş...

TV karşısında otururken bile bacak ve kalça hareketleri yapıyormuş...

Dışarıda 10 bin, evde 5 bin adım atıyormuş...

Ve bir de...

Haftanın 3 günü kereviz sapı, zencefil ve yarım limondan oluşan karışımı içiyormuş...



Hanımefendiler...

Bu kıyağımı da unutmayın hani...

TEMİZLENECEK HALİ KALMADI...


Özdemir Asaf bir şiirinde söylemişti yanılmıyorsam:

“Bütün renkler kirleniyordu, önceliği beyaza verdiler...”.



Ne yani?..

En son kirlenen futbolumuz mu oldu?..

Yooo...

İlk kirlenenlerden olduğu için kirlendiği belli olmuyordu...

Artık, futbolun bile kirlendiğini fark ettiğimize göre...

Temizlenecek hali de kalmadı...

EN İYİSİ GERİDE KALDI


Prof. Dr. Mehmet Ceyhan uyardı:

“Koronavirüs vaka sayısında ciddi artış var... İkinci dalga yok çünkü henüz birinci dalgayla boğuşuyoruz...”.



Hoca, trend olan açıklama yöntemini belli ki bilmiyor...

Bilseydi, “En iyisi geride kaldı, en kötüsüne hazırlanıyoruz” derdi...

HANİ EN KÖTÜSÜ GERİDE KALMIŞTI?..


Dünya Sağlık Örgütü (BM kuruluşudur), son 24 saatlik güncel koronavirüs verilerini paylaştı.

İlk görüldüğü günden bugüne kadar görülen en yüksek resmi vaka sayısı: 183.020...



E hani en kötüsü geride kalmıştı?..

Bundan sonra DSÖ adına açıklamaları da bizim Koca bakanımız yapsın kardeşim...