Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

La Fontaine’den masallar

Erdoğan tek bir imzayla...

Bakanlık ve...

Kamu kurum ile kuruluşlarında çalışan çok sayıda kişiyi görevden aldı...

Yerlerine...

Yeni atamalar yaptı...



Bu haberi okuyunca...

Evi olmayan 500 bin yurttaşa...

Ama...

“Kura usulü...”.

Ve...

Çok iyi şartlarda konut satışı” yapılacağı müjdesini hatırladım...

Ve aynı anda...

La Fontaine’in, en çok bilinen masallarından biri...

Sanki bizzat yaşamışım gibi...

Gözlerimin önünden geldi geçti...





Oduncunun biri baltasını kaybeder...

Arar arar bulamaz...

Bunun üzerine ellerini açar ve tanrı Zeus’a:

“Ey Zeus” der... “Madem tanrısın, benim baltamı geri ver...”.

Zeus bu yakarışı duyar...

Tek tanrılı dinlerde...

Cebrail’in görevini yürüten Hermes’e seslenir...

“Bu oduncuya sapı altından bir balta ver...”.

Hermes, altın saplı baltayı götürür Oduncu’ya verir...

“Bu benim baltam değil, bunu kabul edemem” der Oduncu...

“İyi ama” diye yumuşacık bir ses tonuyla başlar konuşmasına Hermes:

“Senin baltanın sapı ağaçtandı bunun sapıysa altından...”

Yine de kabul etmez Oduncu...

Hermes gider...

Bu defa gümüş saplı bir baltayla döner...

Oduncu aynen altın saplı baltada olduğu gibi...

Gümüş saplı baltayı da kabul etmez:

“Ben kendi baltamı istiyorum” der...

Hermes gider...

Elinde:

Oduncunun baltasıyla döner...

“Baltan bu muydu?” diye sorar...

“Evet, evet” der Oduncu sevinçle: “Bu benim kaybolan baltam...”.

Bunun üzerine Hermes, altın ve gümüş saplı baltaları da uzatır Oduncuya:

“Al, bu baltalar da sana hediyem” der...

Bir süre sonra Oduncunun dualarının kabul edildiği...

Zeus’un Oduncuya kaybettiği baltasıyla birlikte ayrıca...

Bir altın bir de gümüş saplı balta:

Hediye ettiği duyulur...

Herkes ellerini açar, Zeus’tan birer altın ve gümüş balta ister...

Bunu yerine getirecek gücü olduğu halde yapmayan Zeus, Hermes’i çağırır...

“Dünyaya in, herkese önce birer altın ve gümüş saplı balta ver, sonra da hepsinin kellerini o baltalarla uçur...”.

Ve Hermes dünyaya iner...

Zeus’un emrini yerine getirir...

Konut müjdesi tutar mı?


Canlarım...

Gelin, yazımın başlığındaki sorunun cevabını: Birlikte arayalım...



“İhale/İnşaat/icraat” dediniz mi?..

Plan projeden bile önce:

“Para” olup olmadığına bakmak lâzım...



Herkes biliyor ki:

Bu hayali proje için bütçede:

“Tek lira” yok...

Haliyle...

2023 yılı bütçesine:

“Ödenek” konacak...

Yani: İnşaatlar hemen başlamayacak...



Birinci sebep:

Ödenek yokluğu...

İkinci sebep:

İhalelerin bu yıl birim fiyatlarıyla yapılacak olması...



Hiçbir müteahhit firma...

Bu yıl birim fiyatlarıyla o ihalelere katılmaz...

Katılan da inşaata başlamaz...

Mart ayında açıklanacak:

2023 yılı fiyatlarını bekler...



Fiyatlar açıklandıktan sonra...

Hemen:

“Eskalasyon” ister...

Yani:

“Eski fiyatlar beni mağdur ediyor, inşaata devam etmem mümkün değil lütfen ödemeleri yeni fiyatlardan yapın...”.



Konutlar, inşaatın başladığı tarihten (Sözleşmenin imzalandığı değil):

2 yıl sonra teslim edilecek...

Ödemeler ise: Sözleşme imzalandığı andan itibaren başlayacak...



Oysa...

Konut satın almak için başvuranların...

Tapuda kayıtlı evlerinin olmama şartı var...

Yani:

Başvuru sahipleri kiracılardan oluşacak...



Bir daha yani:

Hem oturdukları evin kirasını ödeyecekler...

Hem de: Sahip olacakları evin taksitlerini ödeyecekler...

Adalar ve NATO


Yunanistan’ın silahlandırdığı adalara...

Bir gece ansızın gidebilir miyiz?..

Hayır...

Çünkü...



NATO, harekâtın başlayacağını önce haber alacağı için...

Bir gece ansızın...

Bütün adalar: “NATO üssü” olarak açıklanabilir...



Muhtemel bir saldırı...

NATO üyesi bir ülkeye değil...

Doğrudan: NATO’ya yapılmış olur...

Hatırlatırım


Sözleri Ümit Yaşar Oğuzcan’a...

Bestesi Rüştü Şardağ’a ait Rast şarkının en akılda kalan mısraıdır:

“Bir gece ansızın gelebilirim...”.



Oğuzcan bu şiiri...

Kendisine inat, 14 yaşında intihar eden oğlunun...

“Yürekten” bir haykırışla kendisini yanına çağırdığını anlatmak amacıyla:

Yazmıştır...



Hatırlatayım dedim de...

Masal gerçek olur


İnşaatlar bittiğinde kimler ev sahibi olacak?..

Her isteyen mi?

Hayır...

Sadece:

Kurada kazananlar...



Demokratik hukuk devletlerinde insanların kaderini:

Kura...

Yazı tura...

Şans belirliyorsa...

O ülkede...

Demokrasiden...

Hukuktan...

Ve...

Sosyal devletten söz edilemez...



Hele o ülkenin cumhurbaşkanı...

Tek bir imzayla...

İnsanları işten kovuyor...

Tek bir imzayla...

Kamu kurum ve kuruluşuna...

Dilediğini atıyor...

Tek bir imzayla...

İnsanları hapishanelerde çürütüyorsa...

O ülkede gün gelir...

La Fontaine masalı:

Gerçek olur...

Gazanız mübarek olsun


Canlarım...

Platon’un “Devlet” isimli kitabında:

“Mağara Alegorisi” başlığı altında yayımlanan ünlü öyküyü pek çoğunuz hatırlamışsınızdır...

Platon da bu alegoriyi Sokrat’dan dinlediğini belirtir kitabında...



Buradaki simgelerin günümüzde:

Kimi...

Kimleri...

Ve...

Hangi kurumları temsil ettiğini söylemeyeceğim...

Zira...



Lafın tamamı sadece:

“Aptala söylenir” der eskiler...

Bu köşenin okurları:

“Leb” demeden “leblebi” diyeceğimi anlayacak birikimi olan:

Değerli yurttaşlarımızdır...



Yine de durmak yok...

Gerçekleri:

Yankılanma...

Zincir...

Duvar...

Gölgeler...

Ve...

Kendilerinden ibaret zanneden cahil fukarayı...

Mağaranın dışında...

Ve hem de...

Harika bir hayat olduğuna ikna etmek için:

Çalışacağız...



Gazanız:

Mübarek olsun...