Korkusuz
Ümit Zileli

Kurt ile kuzunun masalı!..

Hemen herkesin bildiği bir masaldır...

Küçük kuzu çok susadığı için yakındaki ırmağa gider, su içmeye başlar... Az sonra devasa bir kurt kuzunun azıcık yukarısına gelip su içmeye başlar... Birkaç saniye sonra kurt ansızın başını kaldırıp kuzuya bağırır:

-Heyy, suyumu bulandırıyorsun!..

Kuzu, titreyerek yanıt verir:

-Ama sayın kurt, ben sizden aşağıdayım; su da aşağıya doğru akıyor, sizin suyunuzu bulandırmam mümkün değil!..

Kurt, önce şaşırır, biraz düşünür, sonra sırıtarak küçük kuzuya seslenir:

-Fark etmez; bulandırsan da, bulandırmasan da ben seni yiyeceğim!..

Kısa, ancak “kıssadan hissesi” etkili ve de önemli bir masaldır.. Pekii, ben herkesin bildiği bu masalı durup dururken niçin anımsadım?

-AKP’li Cumhurbaşkanı’nın “Kampanyayı devletimiz yürütüyor. Devlet içinde devlet olmaz” sözleri sonrası aklıma geldi!

Peki masal ile olan bağlantı nerede? Cumhurbaşkanı, kampanyayı açıklayıp IBAN numarasını verdiğinde, CHP’li belediyeler zaten bağış toplamaya başlamış, ihtiyaç sahiplerine “ayni” ve “nakdi” yardımları dağıtmayı da sürdürüyordu!

-Kısacası devletin “suyunu bulandırmak” gibi bir durum söz konusu değildi!..

“Cemaatler belediyelerden daha mı güvenilir?!.”


Cumhurbaşkanı bu sözleri söyledikten kısa bir süre sonra CHP’li belediyelerin bağış kampanyalarına İçişleri Bakanlığı tarafından yasak getirildi, bağışların toplandığı banka hesapları ise bloke edildi!

Bloke yapıldığında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bağışlar ve belediyenin katkıları ile hazırlanan 500 bin koli yardım paketi yola çıkmaya hazırdı; bu yardımlar önümüzdeki günlerde dağıtılacak!

Yasaklamanın geldiği günün hemen ertesinde ise Diyanet İşleri Başkanı sıfatlı muhterem sahneye çıktı ve şu fetvayı verdi:

-Devletin yaptığı kampanyaya katılmak caizdir!

Durumun Diyanet’i niçin ilgilendirdiğini hala anlayabilmiş değilim ancak başkan sıfatına haiz zat böylelikle belediyelere bağışın caiz olmadığı mesajını veriyordu! İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu duruma da bir başkana yakışan yanıtı verdi:

-İBB devletin ta kendisidir, kimsenin fetvasına ihtiyacı yok!

Gelelim, belediyeler yasaklanırken cemaatlerin açık açık hatta IBAN numarası vererek yardım toplama garabetine! İktidara yakınlığı ile bilinen İsmailağa  Cemaati, halktan şakır şakır yardım toplamak için ilan bile vermeye başladı, hem de fotoğraflı cinsinden! Bakın ne diyor Cemaat:

-İsmailağa’dan koronavirüs sebebiyle mağdur durumdaki 10 bin ihtiyaç sahibi aileye gıda ve temizlik malzemesi yardımı... Faziletleri bol Şa’ban-ı Şerif’te kampanyamıza desteklerinizi bekliyoruz. İsmailağa Derneği

Sloganı “Başarı Kardeşlikte Çözüm Yardımlaşmada!”, hediyesi ise 100 TL; para yatırmak isteyenler için IBAN ve telefon numaraları da mevcut!

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması için verdiği Meclis önergesinde soruyor:

-İsmailağa ve benzeri cemaatler, kamu kurumu ve yerel yönetim olan belediyelerden daha güvenilir, daha ciddi kuruluşlar mıdır?..

Süleyman Soylu bu soruya yanıt verir mi? Hiç sanmıyorum ama göreceğiz!

Şu rakamlara bakın sonra o yasakları derhal kaldırın!..


Yoksulluğun dibe vurduğu, insanların acil yardıma ihtiyaç duyduğu bir vahim süreçte, kamu kurumu olan belediyeler hem de yasada var olan “şartsız bağış” hakkını kullanmayacak da ne idüğü belirsiz cemaatler mi bağış toplayacak Tanrı aşkına...

Bakın, Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye İstatistik Kurumu’nun tee Mayıs ayında açıklayacağı vahim ötesi işsizlik ve kapanan işyeri verilerini açıkladı. Bu açıklamaya göre şu ana kadar 2 milyon kişi korona virüsüne bağlı olarak işini kaybetti; 400 bine yakın işyeri de kapısına kilit vurdu!

Yakın gelecekte bu tablo daha da ağırlaşabilir; böylesine bir süreçte iktidarın “kayıkçı kavgasını” anlamak ise olanaksız! Devlet bir taraftan, belediyeler bir taraftan çalışsın, insanlarımıza yardım için seferber olsun... Zaten, vatandaşından para isteyen devlet olarak tarihe geçtiniz, bari bu ayıba bulaşmayın...

-Bunun vebali çok ağır olur!..