Korkusuz

Kurbandan maksat...

Kurbandan maksat...
“Hocaam, sakız çiğnemek orucu bozaar mıı?”

Bir Ramazan klasiğidir... Kurban Bayramı klasiklerimiz de evlere şenliktir... Günler öncesinden hayvan pazarlarındaki karakucak güreş şenlikleri ile başlar!.. Sahiplerinin ellerinden kaçan danalar, koçlar... Sokaklardaki amansız kovalamacalar... Elindeki bıçağı yanlış yere saplayan acemi kasaplar... Her sene tekrarlanan ve hiç karşılığı olmayan temizlik ve kurban kesim kural uyarıları... Mide fesadından hastaneye koşanlar... Vee, kurban üzerine yapılan dini tartışmalar...

Eğer, pazarın ateşi belki söner diye henüz kurbanlığınızı almadıysanız veya alıp da kurban kesim alanına gitmeye hazırlanıyorsanız ne olur acele etmeyin. 3-5 dakikanızı ayırın, bazı satırlarını alıntılayacağım şu nefis makalenin tamamını kaynağından okuyunuz. 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Teostrateji Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Nusret Çam, “Kurbandan Maksat Kan Akıtmak mı, Allah’a ve İnsanlara Yaklaşmak mı?” başlıklı harika bir makale kaleme almış. Dayanakları da Kur’an-ı Kerim’den...

“Kurbanın vacip veya sünnet olması ve onun eda edilmesi, dağıtılması konusu sadece bir tek nasla değil, aynı zamanda bilinçli kulluk, hikmet, akılcılık, takva (sorumluluk bilinci), kolaylık, keserken dahi güzel kesme, israf etmeme, nesli koruma, temizlik ve hükümlerin zamana tabi olması ilkeleri çerçevesinde ele alınmalıdır.

- Kasaplık hayvan sayısının ciddi şekilde azaldığı, dış ülkelerden sağlık durumları belli olmayan hayvanların ithal edildiği zamanlarda ve ülkelerde kurban kesilmesi sadece bireysel değil, ulusal stratejik bir mesele olarak görülmelidir. Nasıl ki farz olan hac ibadetine yolların can ve mal için tehlike arz ettiği durumlarda devlet tarafından kısıtlama getirilebiliyorsa, hayvan neslinin azalmasının ekonomiyi ve dışarıdan yapılan canlı hayvan ithalatının hayvan sağlığını tehdit ettiği durumlarda bu kısıtlama kurban için de uygulanabilmelidir.

- Kimse, kimseye ‘kurban kesme!’ deme hakkına sahip değildir. Kurbanın kaçması, kurbanın acemi kasapları yaralaması gibi magazinsel yaklaşımlar kurban kesmeme için asla bir sebep olamaz. Ama dinen, kurban kesmekle yükümlü olmadığı yani fakir olduğu halde, belki de ‘Çocuğum başkalarının eline bakmasın’ düşüncesiyle bankadan kredi kullanarak faizle kurban almanın, dinin ruhuna uymadığını hatırlatmak da yetkililerin görevi ve sorumluluğu olmalıdır. Böyle bir durumda bu kişinin, borçlanarak kurban kesmek yerine evin ihtiyacı kadar et satın alması daha uygun olacaktır.

- Kestiği kurban etini dağıtmayarak kavurma yapan veya fakirlere etin en kötü kısımlarını verip iyi taraflarını kendilerine ayıran kimseler için söylenecek tek söz Maun suresinde geçen “Gösteriş ve ikiyüzlülük ederek, cimrilik yaparak namaz kılanların vay haline” ifadesindeki “namaz” kelimesi yerine ‘kurban’ kelimesini koyarak acı acı düşünmeleridir.

- ‘Kestiğiniz kurbanların eti ve kanı değil, sizin takvanız Allah’a ulaşır’ ayetinin açıkça beyan ettiği gibi kurbanda esas olan husus, ritüel ve kan akıtma değil, niyet ve fakirlerin doyurulmasıdır.

- Elinden kasaplık gelen, kesilecek hayvanın gebe olup olmadığından emin olan ve evi, bahçesi ve avulu kendisinin geleneksel tarzda güzelce kurban kesmesine imkan veren kimseler, hayvanın organını heder etmeyecek şekilde kendileri kesebilir. Evla olan budur. Fakat böyle bir imkana sahip olmadığı için hayvanın kendisi, sahibi eziyet ve derisi zarar görecek; kurbanın iç organları, derisi, kellesi, yağları atılmak suretiyle israf edilecekse mükellef şahsın, kurbanın asıl gayesine uygun olarak kasaptan alacağı etleri hak sahiplerine dağıtması güzel bir tercih olacaktır. Hatta bu durumdaki kimseler için ideal olan budur. Zira asıl önemli olan husus kan akıtılması değil, insanların protein ihtiyacını karşılamak olmalıdır. Böylece yukarıda geniş şekilde açıkladığımız israf önlenmiş olur. Çünkü kurban kesmek sünnet veya vacip fakat israf haram, diğer bir deyişle eşyayı tasarruflu kullanmak farzdır. Günümüzde Et Balık Kurumu gibi bütünleşmiş et tesislerinde yapılan kesimlerde hayvanın derilerine zarar verilmemekte; kemiği, kanı ve karnındaki pislikler dahi gübre vs. olarak değerlendirilmekte, böylece hayvan kesiminden en yüksek verim elde edilmektedir. Üstelik buralarda hayvanlar; veterinerler ve uzmanlar kontrolünde kesildiği için bulaşıcı hastalıklara karşı da tedbir alınmakta, gebe hayvanların kesilmesi önlenmektedir. Kurban kesmeyi düşünen bir Müslüman buralarda yapılan kesimlerden kasaplara ve marketlere ulaştırılan etleri alıp fakirlere dağıtabilir. Buralarda ihtiyaca ve duruma göre hazırlattığı etleri paketler halinde daha önceden tespit ettiği evlere bizzat takdim eder ve bu kimselerle bayramlaşır. Üstelik bunların evlerini ve yaşadığı ortamı kendi çocukları ile bizzat ziyaret ederek güzel bir empati yapmış olur. Kurban konusuna böyle bir yaklaşım ‘Şüphesiz kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Sizden Allah’a ulaşacak olan tek şey takvânızdır’ (Hac 37) âyetinin hikmetine de uygundur.

- Böyle bir kurban anlayışı din istismarını, vekaleti ve dernek ya da vakıf adı altında faaliyet gösteren fakat çoğu zaman gayesi ve iyi niyetleri belli olmayan yerlere bağış yapılmasını da önleyecektir. Bunun en bilinen örneği 15 Temmuz silahlı terör kalkışmasını yapan sinsi örgüttür.

- Sonuç olarak değişen dünya şartlarında ve hayvan sayısının azaldığı fakat israfın arttığı durumlarda kurban kesim şeklini ve etlerinin dağıtım tarzını dinimizin hikmet, israf, maslahat, zamanın şartları, hayvan hakları ve faydalılık esasları çerçevesinde yeniden ele almak gerekir.”

Bayramınız kutlu olsun.

– Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.