Korkusuz

Korkutan uyarı: 3 bin kişi daha gidiyor...

Korkutan uyarı: 3 bin kişi daha gidiyor...
AKP iktidarı binlerce doktorun ve sağlık emekçisinin ‘’Geçinemiyoruz, yaşayamıyoruz, şiddet görüyoruz’’ feryadına kulağını tıkadı. İktidar bu feryatları görmezden geldikçe, yurt dışına yerleşen ve yerleşme kararı alan doktorların sayısı da artmaya başladı. Sosyal medyada neredeyse hemen hemen her gün bir doktorun daha ‘’Yurt dışına yerleşiyorum, gidiyorum, gitmek için eşimle birlikte karar aldık’’ yazılı twitlerini okuyorum.

ERDOĞAN REST ÇEKİNCE…

Gitme kararı alan doktor sayısının artmasında AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Tabipler Odası’na çektiği “Giderlerse gitsinler’’ restinin çok büyük payı var. Çünkü; Erdoğan’ın bu tavrı, doktorların kendilerini ‘’değersiz’’ hissetmesine yol açtı.

Hiç kimse, kendisine değer verilmediğini hissettiği bir yerde durmaz, durmak istemez!

Doktorlar da bu yüzden hem para kazanıp yaşayabilmek hem de hasta yakınlarından dayak yememek için birer birer gidiyorlar…

YENİ BİR KITLIK TÜRÜ!

Sanırım ‘birer birer’ tanımı durumu ifade etmek için artık yetersiz kalıyor. İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak’ın ortaya koyduğu veriler, kapımıza dayanan açık ve yakın tehlikenin boyutlarını göstermesi açısından önemli bir gösterge… ‘’Türkiye nitelikli hekim kıtlığı yaşayacak’’ diyen Başkan Kaynak, çalışma arkadaşlarının maddi olarak çok zor durumda kaldığını belirtiyor. Ardından ise şöyle diyor:



“Sağlık çalışanlarının büyük bir kısmı depresyonda. Bu senenin ilk üç ayı içerisinde 250’den fazla hekim, yurt dışına gitmek için Türk Tabipleri Birliği’ne başvurdu. Müracaat etmeden gidenler de var. 2022 yılında öngörümüz şu: Üç bine yakın hekim yurt dışına gitme planı yapıyor. Kaliteli hekim kıtlığı yaşayacağız. Sağlık sisteminin önümüzdeki beş yıllık dönem içerisinde önemli açıkları olacak.”

TEHLİKE SÜRÜYOR

İzmir Tabip Odası Başkanı Kaynak’ın yaptığı açıklamaya ve ortaya koyduğu verilere baktığınızda, Türkiye’nin ciddi bir “doktor sıkıntısı’’ yaşadığı ve yaşayacağı görülüyor. İktidar ise bu sorun hiç yokmuş gibi davranarak, günü kurtarmaya devam ediyor.

Oysa ki; feryatlarına kulak verilmediği için yurt dışına gitmek zorunda kalan her bir doktor, sağlık sisteminin çöküşünü hızlandırıyor.

BAKAN KOCA’YA ÇAĞRI…

İyi niyetinden şüphe duymadığımız Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ‘’tüm cesareti’’ni toplayarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gerçek durumu anlatmalı ve bu gidişatı durduracak adımları hızla attırmalıdır. Aksi takdirde, o çok övündükleri Şehir Hastaneleri, içinde doktor olmadığı için bir süre sonra Şehir Mezarlığı’na dönüşecektir.


İYİ PARTİ’den ‘Az kaldı’ atağı


İstanbul’da 100 bin, Türkiye genelinde ise 526 bin üye yapan İYİ Parti, son katılımlarla moral buldu. İYİ Parti Genel Merkezi, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Genel Başkanları Meral Akşener’e ‘’Abdülhamid’ tartışması üzerinden bizzat ismini vererek yüklenmesinden de gayet memnun… Konuştuğum İYİ Partililer, “Partimizi artık görmezden gelemiyorlar’’ yorumunu yapıyorlar.

İstanbul’da 100 bininci üyenin yakasına takılan rozetin hemen ardından yeni bir kampanyaya başlayan İYİ Parti, bu kez ‘’Az kaldı…’’ diye sesleniyor.

19 SORUN – 19 ÇÖZÜM

İYİ Parti’nin yeni kampanyayı ciddiye aldığını, görsellerin cep telefonuma İYİ PARTİ Genel Sekreteri Uğur Poyraz tarafından gönderilmesinden anladım. Poyraz, mesajı okuduğumu görünce hemen aradı ve “Değerlendirmelerinizi de bekliyoruz’’ dedi.

Poyraz’la konuşmamızın ardından önce görselleri inceledim ardından ise metinleri okudum. Türkiye’nin yaşadığı 19 ayrı sorunu başlıklar halinde özetleyen ‘Az kaldı…’ başlıklı kampanya, çözümleri de kısa ve net bir şekilde anlatmış. Görseller profesyonelce hazırlanmış… Metinler de kolay okunuyor…

BİR KEREDE ANLATMA KAYGISI…

Ancak kişisel görüşüm, bu kadar çok sorunu ve çözümü bir kerede anlatmaya çalışmak bazen beklenen sonucu vermeyebilir. Kampanyalar daha rafine ve akılda kalıcı olmalıdır. Seçmen, kampanyayı takip ederken yorulmamalıdır. Ancak buna rağmen, ‘’Nerede çözümünüz?’’ diye soranlara “İşte çözüm önerilerimiz’’ diyebilmek de önemlidir.

İYİ PARTİ’nin ‘’Ömer’in Yolu’’ gibi kime hangi mesajı verdiği belli olmayan bir kampanyadan ‘’Az kaldı…’’ sloganıyla hedefi net olan bir siyaset diline dönmesi de dikkate değerdir…

İYİ PARTİ’nin son kampanyası, genel merkezin ‘Ömer’in Yolu’na ilişkin toplumsal tepkileri ciddiye aldığını gösteriyor. Bu rekabet, kuşkusuz AKP, MHP ve CHP’yi de hareketlendirecek; onları da yaratıcı kampanyalar yapmaya zorlayacaktır.

Akşener’den beklenen tavır...


Dün bu köşede yer verdiğim “Meral Akşener sözünü tutacak mı?’’ başlıklı yazı, internet medyasının en çok alıntıladığı yazılardan biri oldu. T 24, Diken, Gerçek Gündem, Medyatava, Yerelin Gündemi ve Gazeteoku gibi birçok site yazımı okurlarıyla paylaştı.

Keza, mail kutum da Meral Akşener’e yatığımız hatırlatmaya katıldığını belirten mektuplarla doldu.

Belli ki; İYİ Parti tabanı da vekillerin ‘’üyelerin katılacağı ön seçimle belirlenmesi’’ fikrini destekliyor. Bu da Akşener’in omzuna önemli bir görev yüklüyor…