VEFAT eden Fenerbahçe taraftarına Allah’tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum. Genç kardeşimiz için ailesine Allah kuvvet ve sabır versin. Galatasaray maça üçüncü ve ikinci bölgede rakibine nefes aldırmayan, yıldırıcı baskıyla başladı. Fenerbahçe ise rakibini kendi sahasında kabul etti, kontralarla tehlikeli oldular. Mücadele teknik adamların taktik savaşı şeklindeydi. Birbirlerini oynatmamaya çalıştılar ve fizik mücadele gücü yüksek oyun oynandı. Valbuana, takımının en iyisiydi. Galatasaray’ın golü öncesinde Belhanda’nın hakkını teslim etmek gerek. Her ne kadar sahada oynanan futbol çok kaliteli olmasa da mücadele bir hayli yüksekti. Galatasaray sahayı yan çizgilerinden itibaren iyi kullanarak, yayılarak, enlemesine de oynamaya çalıştı. Ancak Onyekuru ve Rodrigues gününde değildi. Sinan’ın ilk yarıda direkte patlayan kafa şutu, boşluk bulunduğunda atılan şutlar gollerin habercisiydi. İkinci yarıdaki Linnes’in şutu ile ikinci golü yaptı Galatasaray. Aslında Fenerbahçe’nin yenen ikinci golden sonra daha çok ileri çıkması gerekirken Galatasaray baskılı, istekli ve takipçi oyunu buna izin vermedi. Penaltıdan sonra dağıldı Galatasaraylı oyuncular, davulu çalan da vuran Fenerbahçe oldu. Valbuena aldı sazı eline. Bu maçtan anladığım bir şey de Fenerbahçe takımının Koeman ile yola devam edebileceğidir. Fatih hocanın da takımın kondisyonunu maçın tamamına ayarlaması rakibini küçümsemeden ciddiye almasını unutmaması bence oldukça önemli olacaktır.
