Korkusuz

Kimin umurunda!

Kimin umurunda!
Kanlı Arap Baharı’nın 10. yılında Ankara’nın desteklediği silahlı gruplar İdlib dahil Suriye’nin yaklaşık % 9’unu kontrol ediyor.

Yaklaşık 100 bin militan.

Çağ dışı, ilkel ve sakat kafalarıyla.

ABD, Fransa, İngiltere, bir çok Batılı ülke ve İsrail’in desteklediği PYD/YPG Suriye’nin % 23’ünü kontrol ediyor.

ABD’nin satın aldığı bazı Arap aşiretlerin adamlarıyla 100 bin militan.

Her iki bölgede demokrasi, insan hakları, özgürlük ve insanlık namına hiçbir şey yok.

Baskı, terör, sindirme, kaçırma, işkence, öldürme ve aklınıza gelebilecek her türlü rezalet.

Bunu ben değil BM ve Batılı kurumlar söylüyor.

Kimin umurunda!

Oysa Arap Baharı’nda hep birlikte Suriye’ye demokrasi ve özgürlük getireceklerdi.

On yılda Suriye halkına inanılması güç acılar yaşattılar.

Gerçekleri anlatmak için binlerce kitap ve yüzlerce film bile yetmez.

Suriye’de en az 600 bin ev yıkıldı, alt yapının yüzde yetmişi çöktü, fabrikalar ve tarihi mekanlar talan edildi, ülke aydınlarının yüzde otuzu ya öldü ya da kaçmak zorunda kaldı, çocukların yüzde otuzu okula gidemedi ve gitmiyor.

Ölen, yaralanan ve sakat kalanların sayısı en az 1.5 milyon.

Herkes kimin, neyi, neden ve nasıl yaptığını biliyor.

Her şey ideolojik bir saplantıyla başladı.

Batı’nın her zaman çok iyi kullandığı ve çoğu zaman sonuç aldığı bir malzeme.

Din, iman ve cehalet.

Cehalet yaygınlaştırıldıkça işler çok daha kolaylaşır.

Kanlı Arap Baharı’nın en büyük zaferi:

Öldür, acıların en büyüğünü yaşat, çaresiz ve umutsuz bırak, yoksulluğu yaygınlaştır, cehaleti pompala, dini kurnazca pazarla, insanları kaderci kıl sonra da ruhlarını, beyinlerini ve vicdanlarını teslim al.

Peki din iman olmayınca ne oluyor?

Örneğin PYD/YPG’nin kontrol ettiği bölgelerde.

İnanılması güç rezaletler yaşanıyor.

Baskı, zulüm, işkence, zorla göçe zorlama, zorla askere alma ya da zorla çalıştırma...

Peki nerede?

Kazılan tünellerde?

Adamlar Türkiye sınırına yakın bölgelere paralel tüneller kazıyorlar. Arap medyasına göre şimdiye kadar 120 kilometre tünel kazılmış ve bu tünellerin en az bin gizli çıkışı bulunmaktadır.

İsrail’in istihbarat alanında eğittiği PYD/YPG elemanlarına Batılı ülkeler her türlü ağır silah vermektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle “binlerce TIR”la.

İyi de kimin umurunda.

PYD/YPG’nin kontrolündeki tutsak kamplarında 70 bin IŞİD’çi dul ve çocukları tutulmaktadır.

Az sayıda IŞİD’çi de var.

Yeri ve zamanı geldiğinde karanlık işlerde kullanılacaklardır.

Suriye petrol, doğal gaz ve tarım ürünlerinin % 70’i Fırat’ın doğusunda.

ABD petrolle birlikte genetiği ile oynanmamış buğdayı, mercimeği, soğanı ve daha bir çok tarım ürününü çalıp götürüyor.

PYD/YPG’lilerin ilkel yöntemlerle çıkarıp rafine etmeye çalıştığı petrol şimdilik bir milyon metrekare tarım arazisini kullanılamaz hale getirmiştir.

Toplum sağlığını perişan eden çevresel sorunlar felaket boyutta.

Kimin umurunda!

Fırat’ın batısında olduğu gibi Fırat’ın doğusunda da halk sefil durumda.

Devletin kontrol ettiği geri kalan bölgelerde durum farklı değil.

ABD, AB ve müttefiklerinin ambargo ve yaptırımlarından dolayı ülkede çok zor koşullar yaşanıyor.

Üretim çok kısıtlı, elektrik ve su sürekli kesiliyor, hayat pahallığı yaşamı zorlaştırıyor, yoksulluk hızla yayılıyor ve bitmeyen savaş ve terör ortamının güvenlik baskısı devam ediyor.

Kimin umurunda!

“Hiç kimse bizi ilgilendirmez” diyemez.

Suriye’de yaşanan her şey Türkiye’yi can damarından ilgilendirir ve Suriye sorunu çözülmedikçe Türkiye’nin başı beladan kurtulamaz.

Türlü türlü belalar.

AKP iktidarı belki de olup bitenden haz alıyordur.

AKP iktidarı macerayı seviyor.

AKP iktidarı yalanların en büyüğüne bile kolay inanan kitlelerden çok hoşlanıyor.

Dünyanın AKP yönetiminde Türkiye’yi kıskanması boşuna değil!

Adamlar haklı!

Onlar her şeyi parayla yaparken AKP maske ve kolonya dağıtımında olduğu gibi korona aşısını da bedava yapmaktadır.

ABD ve Batılı ülkelerin korona sürecinde kendi vatandaşlarına trilyonlarca dolar ve avro yardım ettiği külliyen yalan!

Adamlar açlıktan kırılıyor!

Neyse ki oralarda din-iman palavraları para etmiyor.