Korkusuz

Kimden yana?

Kimden yana?
Başkan Biden’ın Putin’e “katil” demesinin tartışmaları devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’den yana tavır alarak Biden’ı kızdırdı.

Cuma namazı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan “Bir devlet başkanının kalkıp Rusya gibi bir devlet başkanına böyle bir ifadeyi kullanması gerçekten kabul edilebilir, yenilir yutulur bir ifade değildir. Ve bana göre de Sayın Putin gerçekten çok çok akıllıca, çok şık bir cevap vermek suretiyle de gereğini yapmıştır.”

Bu sözlerden yaklaşık dört saat sonra bir Amerikan savaş gemisi İstanbul Boğazı’ndan geçerek Karadeniz’e açıldı. ABD uzun süredir NATO üyesi Romanya ve Bulgaristan’ın Karadeniz kıyılarında üs kurmaya çalışmakta ve iki Karadeniz ülkesi Gürcistan ve Ukrayna’yı NATO’ya almanın planlarını yapmaktadır.

Konu Karadeniz ülkesi olan ve sözü edilen dört ülkeyle özel ilişkileri olan Ankara’yı yakından ilgilendirmektedir.

Ama ortada bir çelişki var.

Bir NATO ülkesi olan Türkiye NATO düşmanı Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri almış durumda.

Cuma günü gazetecilerle sohbet eden ABD’nin Ankara Büyükelçisi Satterfield “S-400 krizinin çözümünün yolu, Türkiye’nin S-400’lere sahip olmamasından geçiyor. Türkiye, Rusya ile bir anlaşma daha yaparsa karşılığı yaptırım olur” dedi.

Başkan Biden ne yapar ya da nasıl bir tepki gösterir bilinmez ama Ankara’nın geleneksel müttefiki ABD ile ilişkilerinde artık ciddi bir sorun var.

Erdoğan yakın gelecekte Biden’la Putin arasında tercih yapmak zorunda kalacaktır.

ABD eski ve uzak bir müttefik Rusya ise yeni ve çok yakın bir dost.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşürülen Rus uçağıyla ilgili Haziran 2016’da Putin’den özür dilemesinden sonra iki ülke ilişkilerinde ve her alanda ilginç gelişmeler yaşandı.

Doğal gaz, nükleer reaktör, ticaret, inşaat, turizm ve S-400’ler...

Suriye’de ise bazen birlikte bazen de karşı karşıya.

Tıpkı ABD ile olduğu gibi.

Rusya ile İdlib’te ABD ile Fırat’ın doğusunda.

İdlib’te Nusra ve benzeri silahlı gruplar Fırat’ın doğusunda ise PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG var.

Hangileri kimin için ne kadar tehlikeli tartışılabilir ama iş bununla da kalmıyor çünkü farklı hesaplardan dolayı her iki ülkenin Türkiye ile sorunları var.

Suriye, Irak, Libya, Somali, Akdeniz, Ege, Kıbrıs, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve daha bir çok yerde.

Bu yerlerin bir çoğunda Türkiye’nin hesapları Rusya’yı sıkıştırmak isteyen ABD’nin işine geliyor ama tersi de doğru.

Türkiye her iki ülke için çok önemli.

Soğuk savaş yıllarında olduğu gibi.

Tek farkla o zaman Türkiye, Sovyetler Birliği’ne karşı Batı blokunun ön karakolu konumundaydı şimdi ise Rusya ile birlikte bir çok konuda Batı blokunu rahatsız ediyor.

Ne kadar samimi ya da nereye kadar böyle devam eder bilinmez ama karar verme ya da iki taraftan birini tercih etme zamanı hızla yaklaşmaktadır.

Ah şu Biden arasa da her şey netleşse.

Adamın 2014’den bu yana kişisel olarak Erdoğan’a karşı tavrı bilinmektedir. Üstelik o zamanlar Başkan Yardımcısı’ydı şimdi ise Başkan ve geçen dört yıl içinde Ankara, Washington’u çok rahatsız etmiştir.

Trump umursamamış olabilir ama Biden’ın ilgisiz kalacağını sanmıyorum.

Önemli olan Erdoğan’ın ne yapacağıdır.

Papatya falıyla bu işin olmayacağı kesin.

Ankara içerde ve dışarda çok zor durumda.

Bunu da en iyi Biden bilir.

Rusya ve Çin’e yönelik yeni “soğuk savaş” alışkanlıklarına dönemin hazırlıklarını yapan Biden’ın Türkiye’yi rahat bırakacağı düşünülemez.

Ya yeniden teslim almak için gereken her şeyi yapar ya da Ankara’yı yeniden kazanmak için Erdoğan’ın istediği her şeyi verir.

Böyle bir durumda Erdoğan ne yapar bilinmez ama Putin’in eli de armut toplamaz.

Döndük mü ellili yıllara.

Menderes, Demirel, Özal ve biraz da Evren geleneğine.

Ekonomi iyi olsaydı işler belki daha kolay olabilirdi ama o zaman da alışkanlıklar ön plana çıkardı.

İslamcılar her zaman Batı’dan yana olmuştur.

Ve çoğu zaman kadın düşmanı.