Korkusuz

Kilis’teki hastaneye cevap AB’den geldi!..

Kilis’teki hastaneye cevap AB’den geldi!..
Baştan söyleyeyim;

Programlarımızın karşılıklı uyuşamaması yüzünden biraz gecikmiş bir görüşme oldu...

“AB, Kilis’e ‘Kaçak inşaat’ dikmiş” başlıklı 30 Ocak tarihli yazım üzerine AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ile ancak önceki gün akşam saatlerinde görüşebildik.

Söz konusu yazımda, AB Büyükelçisi’nin yeni Kilis Devlet Hastanesi inşaatında yerinde yaptığı incelemelere ve açıklamalara yer vermiştim. Kilis’te yapımı devam eden ve 2021 yılı içerisinde hizmete girecek olan hastanenin, Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki Mülteciler için AB Mali Yardım Programı (FRİT) kapsamında finanse edildiğini belirtmiştim. 50 milyon Euro’luk finans sağlanıyor projeye... Ve, Kilis’te açık yerel kaynaklar tarafından proje hakkında ortaya atılan olumsuz iddialara yer vermiştim. Mahkemelik olan proje ile ilgili birçok soruyu gündeme getirmiştim. Ayrıntılarını merak ederseniz, o yazıyı baştan sona bir daha okumanızı öneririm.

★★★

O yazıya, bugüne kadar ne Kilis’teki yerel yetkililerden ne de Sağlık Bakanlığı’ndan bir itiraz ve açıklama geldi. Yazının daha dumanı üstündeyken AB Türkiye Delegasyonu Başkanlığı’ndan basın müşaviri değerli meslektaşım Miray Uluç Akdağ aradı, bilgilendirmek istediklerini söyledi. Dediğim gibi; ancak önceki gün gerçekleşebildi görüşme.

Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ile samimi bir ortamda sohbet ettik. Çatık kaşlar, tehdit edici mesajlar, sallanan parmaklar, en üst perdeden savurmalar, kibir yoktu. Büyükelçi, sohbetimiz sırasında sık sık gazetecilerin yazılarını ve haberlerini, haber kaynaklarını sorgulama gibi bir niyetlerinin asla olmadığına vurgu yaptı. Son zamanlarda sıkça maruz kaldığımız ve artık alıştığımız muameleleri göz önüne aldığımda bu ortam çok garbime gitti. Demeden edemedim!..



★★★

Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ile söyleşimizi başından sonuna kısaca özetleyeyim;

Büyükelçi, sözlerine “Amacımız, Türkiye’ye ve kurumlarına bu büyük yük sürecinde  (Suriyeli mülteciler) destek olmak” diye başladı. Hastane projesinin Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı seviyesinde koordinasyonun sağlandığını belirtti. Yardımların nasıl organize edildiğini, AB’nin hiçbir projeyi doğrudan uygulamadığını, ortakları-Bakanlıklar-uluslararası finans kuruluşları ile nasıl organize edildiğini teknik olarak anlattı. Landrut, “Projelerin düzgün uygulanması bizim de endişemiz. Sahada bu sebepten dolayı ziyaretler gerçekleştiriyor, incelemeler yapıyorum. Proje ne aşamada, ne hızda gidiyor, nasıl geliştirilebilir? Saha ziyaretlerim amaçları bu” dedi. Uzun süredir Türkiye’de duymaya hasret kaldığımız cümleleri bir yabancı Büyükelçi’nin ağzından duydum;

Finanse edilen projeler hakkında ortaya çıkan soruları ciddiyetle ele alıyor ve takip ediyoruz. Arka planı ciddiye alıyorum. Uygulama ortaklarımızla görüştük, yanıtları aldık.”

Yeni Kilis Devlet Hastanesi’nin mahkemelik süreci hakkında da çok dikkatli konuştu Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut;

Mahkeme süreci ile ilgili yorumda bulunmam çok zor. İşlemler yargı denetimine açık. Mahkemenin kararına saygı göstereceğiz.”

★★★

Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut’un Kilis’te inşa edilen yeni devlet hastanesi hakkında ortaya atılan iddialara verdiği cevaplardan da bahsedeyim;

-Zemin etüdü raporu sahteliği ilgili iddia: “Hastane binalarının proje aşamasında, araziye özel bir zemin etüdü yapıldı ve bu rapor, ihale dokümanları kapsamında ilgilenen şirketlere verildi. Atıfta bulunulan zemin etüdü raporu (ilgili literatürde toprak inceleme raporu) ilgili düzenlemeler gereği olarak sahaya özeldir. Diğer taraftan, yeni deprem yönetmeliğiyle birlikte, sondaj deliği sayısı ve derinliğine ile laboratuvar testlerinin türü ve niceliğiyle ilgili şartlar yoğunlaştırılmış ve yeni bir inceleme çalışması yapılmıştır.”

-Hastane’nin nehir yatağına ve tarım arazisi üzerine inşa edildiğine ilişkin iddia; “Harita üzerinde ve yerinde yapılan incelemede hastanenin nehir yatağına inşa edilmediği açıkça görülmektedir. Türkiye’de şehir çeperindeki çoğu arazi, arazi planlarında tarım arazisi olarak sınıflandırılmaktadır. Diğer taraftan kentlerin genişlemesiyle birlikte, tarım arazisi olarak sınıflandırılan bu alanlar Tarım Bakanlığı yönetimindeki toprak koruma kurullarınca yeniden değerlendirmeye tâbi tutulmakta ve kabul edilmesi halinde, statüleri/sınıflandırılmaları kent arazisi olarak değiştirilmektedir ve alanlara ticari, kamu kurumu, yerleşim vs. işlevler yüklenebilmektedir.”

-Yol, kanalizasyon, altyapı bulunmuyor iddiası: Altyapı bağlantıları, Kilis Belediyesi ile koordine edilmektedir.

Farklı altyapı bağlantıları farklı uygulama aşamalarındadır (planlama, tasarım veya inşaat aşamaları) ve farklı birçok seçenek göz önüne alınmaktadır. Belediye Kilis Hastanesi için altyapı bağlantılarını, inşaat işleriyle paralel bir şekilde bitirecektir.”

★★★

Meğer, demokrasinin havası bile ne güzelmiş!.. Fikir ve ifade özgürlüğüne saygı duyulması ne kadar büyük bir nimetmiş!.. Basın özgürlüğüne duyulan sonsuz ve gerçekçi saygı ne kadar hoş imiş!.. Yazdığın bir haber sonrasında, muhataplarından birinin sana medeniyet içinde cevap vermesi ve bunun karşılıklı hoşgörü ve samimiyet içinde gerçekleşmesi ne kadar muazzam bir şeymiş!.. Kaleme aldığın bir yazıdan sonra ağır hakaretlere uğramadan, evinin önünde dayak yemeden, mahkemeye ve karakola çağrılmadan ve hatta gözaltına alınmadan, konuşmak, bilgilendirilmek, diyalog kurmak için nazik bir davet almak ne kadar keyifliymiş!..

“Hazır oraya gitmişken, neden Büyükelçiye Türkiye’nin AB’ye girme şansını ve Türkiye’nin demokrasi ve İnsan hakları standartları konusunda düşüncelerini sormadın” dediğiniz duyar gibiyim. İlk ve tanışma görüşmesiydi, konu bütünlüğünü o yüzden bozmak istemedim. Belki de bilinçaltından incinmek istemedim. Bir de sadece o anın  keyfini yaşamak istedim!..

★★★

Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.