Korkusuz

Kılıçdaroğlu tehdit etmiyor, uyarıyor!

Kılıçdaroğlu tehdit etmiyor, uyarıyor!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önce Merkez Bankası (MB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nu ziyaret etmesi, ardından ise hukuksuz uygulamalara imza atan kamu bürokrasisine yönelik sözleri, yine gündemi belirledi. İktidar gündem belirleme şansını bu hafta sonu da muhalefete kaptırdı. Türkiye, cuma gününden beri bu ziyareti ve CHP liderinin bürokrasiye yönelik sözlerini konuşuyor.



GÖREVİNİ YAPIYOR

Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarıyla birlikte MB’yi ziyaret ederek Başkan Kavcıoğlu’ndan hem bilgi alması hem de kamuoyuna “Türkiye sahipsiz değildir” mesajı vermesi, doğru bir adımdır. Zira; Kılıçdaroğlu hem ana muhalefet partisinin lideri ve hem de milletvekilidir. Muhalefetin görevlerinden biri de “iktidarı denetlemek’’tir.

CHP, bu bağlamda denetim görevini yerine getirmiş, ekonomideki yıkımı gözler önüne sermiş, halkı ve iktidarı uyarmıştır. Ancak bu görüşme, keşke MB’de değil de TBMM’de gerçekleşseydi. Zira Şahap Kavcıoğlu atanmış bir bürokrattır. Kavcıoğlu, TBMM’ye giderek CHP liderini bilgilendirse, daha şık olurdu.

[caption id="attachment_297116" align="alignnone" width="600"] Kavcıoğlu[/caption]

TARİHİ BİR UYARI DAHA!

Kılıçdaroğlu’nun cumartesi günü yayımladığı 4 dakikalık video da bu açıdan önemlidir. CHP liderinin, iktidarın hukuksuz talimatlarını uygulayan kamu bürokrasisine yönelik sözleri, iktidarın çarpıttığı gibi bir tehdit değil, uyarıdır! Muhalefet bunu da yapmayacaksa, ne yapacak! Ayrıca, o videoda yer alan sözler, tarihi bir uyarı niteliğindedir. Hiç kimse, yaptığı hukuksuzlukların yanına kar kalacağını düşünmemelidir! Zira; bugünün yarını da vardır.

AKP REDDETMİYOR!

Burada ilginç olan, Kılıçdaroğlu’nun “Hukuksuz eylemlere imza atmayın” yönündeki uyarısına  iktidarın verdiği tepkidir. AKP iktidarının sözcüleri peş peşe açıklamalar yaparak, Kılıçdaroğlu’na “Elinden geleni ardına koyma” diye efeleniyor! Bu tavır bile, yaptıkları hukuksuzlukları reddetmediklerini gösteriyor.

GERÇEĞİ ONLAR DA BİLİYOR

Oysa ki; AKP’lilerin Kılıçdaroğlu’na “Türkiye bir hukuk devletidir ve hiçbir bürokrat keyfi bir işlem yapmaz, yapamaz. Hiçbir bakan keyfi talimatlar vermez” demeleri gerekirdi. En azından “Türkiye bir hukuk devletidir” de diyebilirlerdi. İktidar bunu yapmak yerine, hukuksuz uygulamalara imza attırdığı bürokratlara cesaret vermeye çalışıyor. Açıkça görülüyor ki; AKP artık “Hukuk devletiyiz” deme ihtiyacı bile hissetmiyor. Çünkü onlar da Türkiye’nin bırakın ‘hukuk devleti’ni, ‘kanun devleti’ bile olmadığını biliyor... İnsan ne yaptığını bilmez mi?

‘Partili yargı’dan adalet beklenmez!


“Son dönemlerin en ilginç açıklaması hangisidir?” diye sorsanız, hiç tereddüt etmeden HSK’dan istifa eden Hamit Kocabey’in sözlerini gösteririm. Kocabey, istifa sonrası yaptığı açıklamada, “TBMM tarafından seçilmiş olduğum HSK üyeliği görevimden Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli ile yaptığımız istişare sonucu istifa etmiş bulunmaktayım” dedi.

Kocabey’in ifadesine dikkat edin; “Genel Başkanımız Bahçeli...”

[caption id="attachment_297118" align="alignnone" width="600"] Bahçeli[/caption]

PARTİ GÖREVLİSİ GİBİ...

Bilmesek, Kocabey’i yargının en üst makamındaki bir görevli değil de “MHP İl Başkanı” ya da “MHP milletvekili’’ sanarız. “Bağımsız ve tarafsız” olması gereken hakim ve savcıların tayin, terfi, atama ve sicillerinden sorumlu olan kurulun bir üyesi, tıpkı bir siyasi parti üyesi gibi açıklama yapıyor. Ve Türkiye bu skandalı konuşacakken, kimse esas meselenin üstünde durmuyor. Çünkü HSK’da partilerin at oynatması artık olağan kabul ediliyor. AKP, ne yazık ki; bu ucube yönteme herkesi alıştırdı.

[caption id="attachment_297119" align="alignnone" width="600"] Kocabey[/caption]

MUHALEFETİN DE PAYI VAR

Millet İttifakı’nı oluşturan ve oluşturacak partilerin tümümün, 2023’te yapılacak seçim sonrası gerçekleşecek olan kanun değişikliklerinde bu hukuk garabetini ortadan kaldıracağına söz vermesi gerekiyor. HSK, siyasetten arındırılmalı, yargıçlar ve savcılar kendi kendilerini yönetecekleri bir mekanizmaya kavuşturulmalıdır.

Bu ucube HSK yapısı, CHP ve İYİ Parti’nin de “üye’’ yollamasıyla ne yazık ki; meşru bir hal aldı. CHP ve İYİ Parti, Mayıs ayındaki sözde seçimlerde HSK’ya üye vermemeliydi. Hem bunu yapıp hem de “Yargımız niye bağımsız değil’’ diye dövünmenin anlamı yok... Zira; ‘partili yargı modeli’nden bağımsız bir yargı çıkmaz, bu tablo hukuk devletinin oluşmasına izin vermez!


Verin o ilaçları!


Boğaziçi Üniversitesi’nin kayyum Rektörü Prof. Dr. Naci İnci’nin şikayeti üzerine tutuklanan öğrenciler Enis Berke Gök ve Caner Perit Özen 10 gündür Metris Cezaevi’nde tutuluyor.

“AĞRIM VAR”

Doktorun yazdığı ilacın kendisine halen verilmediğini söyleyen Caner Perit Özen, “Geceleri ağrıdan uyuyamıyorum” diyor. Enis Berke Gök ise etli yemek istememesine rağmen idarenin bunu görmezden geldiğini vurguluyor. Cumhuriyet’ten Tuğba Özer’in haberine göre, öğrencilerin ders kitapları da kendilerine verilmiyor.

UYARIYORUM!

AKP iktidarı, Türkiye’nin aydınlık beyinlerini karartmaya ve gençliği sindirmeye çalışıyor.

Buradan iktidara sesleniyor ve bu zulme son vermeleri çağrısı yapıyorum: Öğrencileri serbest bırakın! Öğrencilerin ilaçlarını ve ders kitaplarını derhal verin!