Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Kariyer değil karizma sevdası hepimizi yaktı...

Canlarım...

Bu yazım biraz uzun olacak...

Umarım:

Sıkılmadan okursunuz...



Kişisel görüşüm o ki...

Az gelişmiş ya da gelişmemekte direnen ülke halkları:

“Karizmatik lider” arayışından vazgeçmeden: Ekonomilerini büyütemezler...



Bakınız...

Futbolda bile artık...

Okan Buruk gibi...

Abdullah Avcı gibi...

Erol Bulut gibi...

İlhan Palut gibi: Karizması olmayan...

Ama...

Bilgi ve deneyimi yüksek...

Değişimi yakalayabilen teknik direktörler:

Daha başarılı oluyor...



Mevcut liderlere bakıyorum...

Karizması olan tek lider var:

R. Tayyip Erdoğan...

[caption id="attachment_376936" align="alignnone" width="600"] Erdoğan[/caption]



Ve o Erdoğan...

Her girdiği seçimi: Bilgisiyle...

Deneyimiyle...

Olağanüstü İngilizcesiyle...

Ve haliyle...

Uluslararası ilişkilerdeki dehasıyla...

Zekâsıyla...

Yüksek eğitim düzeyiyle...

Yani...

Kariyeriyle değil...

Karizmasıyla...

Kazandı...

[caption id="attachment_376937" align="alignnone" width="600"] Gül[/caption]



Elinizi vicdanınıza koyun ve lütfen cevap verin:

Erdoğan, kariyer açısından:

Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye/İktisat bölümünden mezun olup doktora yapan...

Ve...

Adının başında “Dr.” akademik unvanı olan Abdüllatif Şener ile:

Yarışabilir mi?..

Hayır...

[caption id="attachment_376938" align="alignnone" width="600"] Arınç[/caption]



Erdoğan, kariyer açısından:

Türkiye’de ve İngiltere’de ekonomi eğitimi gören Doç. Abdullah Gül ile:

Yarışabilir mi?..

Hayır...

[caption id="attachment_376939" align="alignnone" width="600"] Şener[/caption]



Erdoğan, kariyer açısından:

Hukuk Fakültesi mezunu Bülent Arınç ile:

Yarışabilir mi?..

Hayır...



Ama...

2001 yılında...

SP’den istifa ederek AKP’yi kuran 51 milletvekili...

Neden:

Abdüllatif Şener’i...

Abdullah Gül’ü...

Ya da:

Bülent Arınç’ı değil de...

R. Tayyip Erdoğan’ı genel başkan seçti...



Kendilerinden daha kariyerli olduğu için mi?..

Devleti, kendilerinden daha iyi tanıdığı için mi?...



Hayır...

Hayır...

Bin kere hayır...



Karizması



olduğu...

Seçilme uğuru...

Ve şansı:

Yüksek olduğu...

Bir kez daha ve...

Cezaevinde 100 gün kalarak...

Mağdur edebiyatı yapabilecekleri için:

Seçti...



İyi ama...

O karizma...

Ve...

“Bize seçim kazandırır kardeşim” sevdası yüzünden...

Bakın:

Memleket ne hale geldi?..



Oysa...

Günümüzden...

Yaklaşık 200 yıl önce yaşayan Abraham Lincoln...

ABD Başkanı seçilinceye kadar girdiği: Bütün seçimleri kaybetmişti...



Karizmatik değildi...

İki metre boyunda...

Kavak dalı kadar zayıf...

Ve...

Hastalıklı görünümlü...

Hiçbir cazibesi olamayan...

Hatta: “Çirkin” bir adamdı...



Ama...

Kazandığı ilk seçimden sonra...

Olağanüstü, başarılı oldu...

İç savaşı bitirdi...

Köleliği kaldırdı...

Mükemmel bir demokratik rejimin temellerini attı...

Yargı bağımsızlığının...

Bir ülke/devlet için ne kadar değerli olduğunu: Tüm dünyaya gösterdi...



Lütfen ilk seçimlerde karizmayı değil...

Kariyeri tercih edelim...

Allah’a yakın bana uzak ol...


Canlarım...

Aylardır...

Kemal Kılıçdaroğlu’nun...

“Karizma” hariç...

Diğer her bakımdan...

Erdoğan’dan üstün...

Erdoğan’dan 6 yaş daha büyük olduğu halde: Çok daha bakımlı...

Çok daha sağlıklı olduğunu söylüyorum...

[caption id="attachment_376940" align="alignnone" width="600"] Kılıçdaroğlu[/caption]



Amacım:

“Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu olsun” demek değil...

Amacım...

Halka...

Karizmatik...

Ve...

Her girdiği seçimi kazanan lider arayışından vazgeçmemiz gerektiğini anlatmak...



Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını istemeyenlere bakıyorum gerekçeleri hep aynı: “Kemal Bey seçilemez...”.



Neden seçilemez?..

Kemal Bey için:

“Hırsız” diyebilir misin?..

Cevap:

“Diyemem...”.



Kemal Bey için:

“Çalar, çaldırır” diyebilir misin?..

Cevap:

“Diyemem...”.



Kemal Bey için:

“Dost düşman herkesle kavga eder” diyebilir misin?..

Cevap: “Diyemem...”.



Kemal Bey için:

“Eleştirilerimizi hazmedemez” diyebilir misin?..

Cevap:

“Diyemem...”.



Kemal Bey için:

“Yargıya müdahale eder” diyebilir misin?..

Cevap:

“Diyemem...”.



Kemal Bey için:

“Devleti yönetemez” diyebilir misin?..

Cevap:

“Diyemem...”.



O halde arkadaş...

Sen ülkeyi doğru yönetebilecek birisini değil...

Sen...

Çalan ama...

Seninle de paylaşan...



Dost ya da düşman herkesle kavga eden...

Yargıya müdahale edip, adaleti kendine meze yapan...

Ama...

Her gireceği seçimi kazanacak bir siyasi figür istiyorsun...



Sen işine bak torunum...

Allah’a yakın...

Bana uzak ol...

Halen sürünüyor...


Hâlâ:

“Kan emici emperyalizm...”.

Ve...

“Emperyalist sömürgeciler” edebiyatı yapanlara saygısızlık etmek istemem...

Ama...

Şu sorduğum soruya da cevap isterim...



Vatandaşı...

Ve yerlisi oldukları ülkenin sömürüldüğünü anlatabilmek için:

“Ey emperyalistler halkımı sömüremezsin” diye çığlık atanların ülkeleri...

1980’den itibaren bağımsızlıklarını kazandılar...



Mademki emperyalistler tarafından sömürüldükleri için fakirdiler...

Son kırk yıldır neden halen fakirler?..



Erdoğan ve siyasal İslâm da neredeyse 60 yıldır:

“Batı bizi sömürüyor... Onlar ortak biz Pazar” diyerek siyaset yapıyor...

Ve...

Bu zihniyet...

Bu siyasi yapı...

Son 20 yıldır ülkemizi yönetiyor...



Peki...

Neden yine fakiriz?..

İşin kötüsü...

Artık orta direğimiz de yok?..



Canlarım...

Afrika’nın siyasetçileri emperyalizme değil...

Halklarını kendileri değil de...

Yabancılar sömürdüğü için isyan ediyorlardı...



Son 40 yıldır ise...

Kendi halklarını kendileri sömürüyor...

Ve o nedenle halkları halen: Sürünüyor...